Doların 4.31 TL’ye tırmanmasını ABD’nin İran’la yapılan nükleer anlaşmadan çekilerek yaptırımlara devam edileceğini açıklamasına bağlamaya çalışsalar da, kendilerine baskın seçim kararı aldırtan en önemli nedenlerden birinin giderek derinleşen ekonomik kriz olduğunu gizleyemiyorlar. İstihdam oranlarını şişirseler de, güçlü ekonomi tiratlarını sürdürüp, refahın toplumsallaştığından dem vursalar da bu gerçeği perdeleyemiyorlar.
Borç dileniyorlar
Seçim dönemi için bol keseden dağıtılmak istenen rüşvetlerle iyice bir açıldıkları bu dönemde, artık bizzat başbakan dışarda kapı kapı dolaşarak borç dilenmeye başladı.
Kara paraya kapılar sonuna kadar açılıyor
Dahası içerde ve yut dışındaki kara parayı sermaye dolaşımının parçası haline getirmek için en son “nerde ne kadar birikiminiz varsa açığa çıkarın, getirin; vergi almayacağız, ‘nerden buldunuz?’ diye de sormayacağız” anlamına gelen çağrılar yapmaya başladılar. Ekonomiden sorumlu Bakan Naci Ağbal bunun adını “Varlık Barışı” olarak koydu.
Merkez Bankası’nın rezervleri piyasaya sürmesi de fırlayan dolar kurları, zamlar, işsizlikle dile gelen krizi yatıştıramıyor. Tüm hamasi nutuklara rağmen gerçeğin hayatının içinden konuşması perdelenemiyor.
Nitekim dolardaki son tırmanıştan sonra paranın değerini tuvalet ücretlerinde kaç sıfırın atıldığıyla ölçecek kadar uzman kesilen Tayyip Erdoğan ekonomiyle ilgili kadrosunu ‘Külliye’de toplantıya çağırdı.
Toplantıdan önce Kalın açıkladı: Aynen devam
Burjuva ekonomi bilimine taş çıkaran (!) Erdoğan o çok bilmiş halleriyle her konuda olduğu gibi bu konuda da gerçeklere parande attırmaya devam edecek belli ki. Bunu da öncen danışmanı sıfatı taşıyan İbrahim Kalın’a yaptırdığı açıklamalarla ilan ettirdi.
Artık gizlenemez bir gerçekle karşı karşıya olunduğunun bilinciyle konuşan Kalın kelimeleri şöyle sıraladı:
“Dövizle ilgili küresel dalgalanmalarla ilgili olduğunu belirtmekte fayda var. Trump’ın kararınının da etkisi var. Fakat bu noktada kısa ve net bir mesaj vermek gerekirse hükümetimiz ve cumhurbaşkanlığımızın ekonomi politikaları aynen devam edecek. Seçim ekonomisi söz konusu değildir. Kanal İstanbul, 3. Havalimanı gibi projeler devam edecek. Bugün yapılacak toplantıda bu konular ele alınacak. 2018 ekonomisi açısından bir kayıp yok. Seçimlerin erkene alınmasının böyle bir faydası oldu.”
‘Ümüğünüzü daha çok sıkmak istiyoruz’ diyorlar
Kalın’ın sözlerinden bizim anladığımız, “Seçim için ağzı açılan kese kapatılmayacak, ama o kesenin dolması için de garibanın ümüğü daha bir sıkılacak!”tır.
Daha da genişletecek olursak “erken seçim” kararını da aslında o ümüğe daha hızlı basmak, politik kaygı vs. duymadan işçi ve emekçileri kene gibi soğurmak için aldılar.
Bunu yapıp yapamayacaklarını belirleyecek olansa tek başına onların iradesi değil…