Geçtiğimiz günlerde aldığımız kararla 24 Haziran baskın seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi’ni ve partinin Cumhurbaşkanı Adayı olan Selahattin Demirtaş’ı destekleyeceğimizi açıkladık. Sözcümüz Uğur Karadaş, HDP’ye verdiğimiz bu desteğin gerekçelerini Mezopotamya Ajansı’ndan Bilal Seçkin’e anlattı.
AKP’nin yaşadığı kriz ve MHP’nin günden güne eriyen kitle kaybının önüne geçmek için baskın seçim kararı alındığını söyleyen Karadaş’a göre, Efrin operasyonuna rağmen yeterince destek görememe, dış politikadaki sıkışma ve ekonomik kriz alınan baskın seçim kararının başlıca sebepleri.
Bu nedenlerle gidilen seçimlerde iki “gerici” kampın farklı ton ve türevleriyle yarıştığını dile getiren Karadaş, HDP’nin ise bunlardan farklı bir yerde durduğunu ifade etti. Karadaş, “Bu gerici kampların dışında kimi eksik ve hatalarına rağmen hala demokrasi talebini, emekçilerin ve Kürt halkının demokratik hak ve taleplerini dile getiren bir güç ve odak olarak HDP duruyor. HDP, demokrasi talebini dile getirebilecek önemli bir özne. Kürt halkına dönük saldırıların en yoğun olduğu bir dönemde HDP’nin desteklenmesi başlı başına bir anlam taşıyor” diye konuştu.
HDP’yi desteklemekle birlikte “ama”ları olduğunu da belirten Karadaş, bu “ama”yı ise şöyle açıkladı: “HDP salt parlamenter mücadeleden sonuç bekleyen bir yerden çıkmalı, daha çok kendi tabanını, sokağı, mücadeleyi esas alan bir yönle de harmanlayıp parlamenter mücadele arenasındaki temsil düzeyini arttırılmalı. Biz şunu söylüyorduk; 7 Haziran güçlü bir demokrasi talebinin, özleminin öne çıktığı bir siyasal süreçti. Ama HDP, o süreçte her şeyi parlamentodan ya da sandıktan çıkacak sonuçlara kilitledi. HDP kitleleri 24 Haziran’dan sonraki süreçte de sokakta tutmalı, Gezi gibi bir hareketin taleplerinin karşılığını orada bulabilecek bir süreç oluşturulmalı. Yoksa HDP’nin yüzde 10 barajını aşarak çıkması ne demokrasinin kendisini getirecek ne de Erdoğan’ın ikinci tura kalıp, Cumhurbaşkanı seçilmesi dünyanın sonu olacak. HDP kitlelere kendi gücünü de yansıtabilecek, onları sokakla buluşturabilecek, kendi hak ve taleplerini ortaya koyabilecek bir alanı açmalıdır. Kaybedilen sokak ayağını güçlendirmelidir.”
Karadaş, bu anlamda HDP’ye sundukları desteğin sözde olmadığını vurgulayıp, güçlerinin bulunduğu her yerde seçim çalışmalarına aktif katılacaklarını ifade etti. Karadaş, “Hem seçim ayağını yürütmek hem de 24 Haziran’dan sonra gelişebilecek her türlü ihtimal ve sürecin örgütlenmesinde de tüm olanaklarımızla katkıda bulunacağız” dedi.
Grevlerin yasaklanmasından, OHAL’in bir silah gibi tüm işçi ve emekçilere vurduğu noktada, AKP’nin işçilere vaat edebileceği hiçbir şeyin olmadığını da söyleyen Karadaş, “İktidarın geleceğe dönük bir plan ve projesi de yok. Umutlara değil korkulara sesleniyor, tehditlerle ile iş görüyor. 16 yıldır iktidarda değilmiş gibi hala mağdur pozlarında hükmediyor. İkincisi, AKP iktidarı, kitlelerin bugün yaşadığı sıkıntı ve problemin ana kaynağı haline dönmüş durumda. Dolayısıyla kitlelerde müthiş bir öfke ve ciddi bir kopuş var. İktidarın gideceğine dair havanın oluşmasının ana temelleri de bunlar yatıyor” dedi.