Doğayı ve insan haklarını en vahşice ihlal edenler asla hapse girmez. Cezaevlerinin anahtarları onlardadır. Nasılsa öyle olan bu tersine dünyada evrensel barışın bekçiliğini yapan ülkeler en çok silah üreten ve diğer ülkelere en çok silah satanlardır; en prestijli bankalar en çok uyuşturucu parası aklayan ve en çok çalıntı para saklayan bankalardır; en başarılı endüstriler gezegeni en çok zehirleyenlerdir; çevrenin korunması onu yok eden şirketlerin en parlak işidir. En kısa zamanda en çok insanı öldürenler, en az işle en çok parayı kazananlar ve doğayı en ucuza en fazla yok edenler dokunulmazlık ve kutlamayı hak ederler.
Tersine dünyanın büyük şehirlerinde yürümek bir tehlike, nefes almak bir kahramanlıktır. İhtiyacın tutsağı olmayan, korkunun tutsağıdır: Bazıları sahip olmadıklarına sahip olabilme arzusundan uyuyamaz; diğerleriyse sahip olduklarını kaybetme korkusundan… Tersine dünya komşumuzu bir vaat değil, bir tehdit olarak görmemiz için eğitir; bizi yalnızlığa iter, kimyasal uyuşturucular ve sibernetik dostlarla teselli eder; eğer serseri bir kurşun ömrümüzü kısaltmazsa, açlıktan, korkudan ya da sıkıntıdan ölmeye mahkûm oluruz.
Tersine dünya bize, gerçekliği değiştirmek yerine ona katlanmayı, geçmişi dinlemek yerine onu unutmayı ve geleceği hayal etmek yerine onu kabul etmeyi öğretiyor: Suç böyle pratiğe geçiyor ve böyle örnek gösteriliyor.
[Tepetaklak, Eduardo Galeano]