Gazi Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Tekstil Tasarımı 2. sınıf öğrencisi Şule Çet, 29 Mayıs’ta Ankara Çankaya’daki lüks bir plazanın 20. katından “düşerek” hayatını kaybetti. O gün aynı zamanda Şule’nin doğum günüydü ve akşam da arkadaşlarıyla bir kutlama organize etmişti. Arkadaşları, ailesi bu ölümden sonra onun intihar edecek biri olmadığını anlattılar. Gerek babası gerekse ağabeyi örneklerle Şule’nin hayatla canlı ve güçlü bir ilişkisi olduğunu belirterek, görüştüğü patron tarafından katledilmiş olabileceği ısrarını yinelediler.
Şule, o plazaya yarı zamanlı olarak çalıştığı şirketin patronlarından biriyle görüşmeye gitmişti. Kısa bir süre önce ortaklar değişince işten çıkarılmış, diğer ortak da “Yeni ortağımızla konuşuruz yeniden işe alınırsın, gel konuşalım” demişti. O görüşmede sabaha doğru 04:00 sıralarında plazanın 20. Katından “düşerek” hayatını kaybetti.
Polis Şule’nin ev arkadaşının ifadesine başvurdu. Arkadaşı, Çet’in gece 01.48 gibi kendisini aradığını, “Şimdi ben içeriye geçiyorum, beni ara ve acil gelmem gerektiğini söyle” dediğini söyledi.
Bunun üzerine arkadaşı Çet’i aradığını, görüşmeden 12 dakika sonra saat 02.00 sıralarında ise Çet’in kendisine, “Buradan çıkamıyorum, adam bana takmış. Bırakmıyor, keşke gelmeseydim” diye mesaj attığını belirtti.
Her halinden bir cinayet olduğu anlaşılan Şule’nin ölümünden sonra lüks plazada ofisi bulunan patron Ç.A. ortadan kayboldu. 31 Mayıs’ta polise ifade veren Ç.A. Şule’nin camdan sarktığını kendisinin de onu durdurmaya çalıştığını söyledi. Ellerinde yara izi vardı. Bu izleri de “Tutup çekmeye çalıştım, o sırada tırnakları battı” diyerek açıklamaya çalıştı.
Kısacası nereden bakarsan bakalım Şule’nin ölümünün bir kadın cinayeti olduğu her halinden anlaşılıyor.
Belli ki parasına, toplumsal statüsüne güvenen ve bununla tüm kadınları bir meta gibi satın alabileceğini sanan zamane zenginlerinden birinin cinsel tacizine maruz kaldı ve kurtulmak için çaresizlikle 20. kattan atlamaya çalıştı. Ya da onun satın alınabilecek cinsel bir meta olduğunu düşünen patron, öfkeye kapılarak oradan attı Şule’yi…
Şule Çet, nereden bakarsak bakalım katledildi. Bu cinayet, kadın cinayetlerinin anatomisindeki tüm şifreleri içeriyor. Kadının cinsel bir meta olarak görülmesini, erkeği reddetmesinin affedilmez olduğunu, kendisine dayatılan her şeyi kabul etmek, etmiyorsa “katli vaciptir” denilmesinin…