Dün, Bahariye Caddesi’nde “Karneler sizin, gelecek bizim!” çağrısıyla protesto eylemi düzenleyen liseli gençlik örgütlerinin eylemine polis çok sert saldırdı.
Gözaltı sırasında ve daha sonrasında arkadaşlarıyla birlikte darp edilerek ters kelepçe işkencesine maruz bırakılan Devrimci Liseliler (Dev-Lis) üyesi 3 genç; Baran (18), Berivan (18) ve Mert (16) yaşadıklarını anlattı.
‘SINIFTA KALDIKLARINI GÖSTERDİLER’
Eylemin amacı neydi?
Baran: Türkiye’deki eğitim sistemi ortada. İçerisinde cinsiyetçilik, anti bilimsellik, ırkçılık ve militarizm barındıran bir eğitim sistemi ile büyütülüyoruz. Bunlardan kurtulmak ve bu düzeni biraz daha değiştirebilmek adına eylemlerde bulunuyoruz. Gençlerin aslında ne istediğini anlatmaya çalışıyoruz. Dün yaptığımız şey de böyle bir eylemdi aslında. Buna ek olarak biz her yıl geleneksel olarak Dev-Lis karne eylemi yapıyoruz. Bu eylemin amacı; “sistemin bize biçtiği karneyi kabul etmiyoruz, biz bu sisteme bir karne biçiyoruz” demekti. Zaten onlar da biçtiğimiz karnede sınıfta kaldıklarını gösterdi.
Ayrıca ‘ketıldan’ dolayı tutuklanan arkadaşlarımızı da anmak istemiştik bu eylemle.
’15-16 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARIN GÖRMEMESİ GEREKEN ŞEYLER GÖRDÜM’
Mert: Bu aslında Dev-Lis’in geleneksel karne eylemiydi. Biz bu eyemi karnesini alamayan her çocuk için ve her yıl değişen eğitim sistemine karşı yapıyoruz. Polis bize ağır şekilde saldırdı. Ben 16 yaşındayım, hayatım boyunca böyle bir saldırı ile karşılaşmadım. İlk eylemim değildi ama ilk gözaltına alınışım oldu. Gerçekten 15-16 yaşındaki çocukların görmemesi gereken korku verici şeyler gördüm.
(Berivan’ın kolundaki darp izleri)
‘EYLEMİMİZ DEMOKRATİKTİ’
Berivan: Eylemimiz çok legal ve demokratikti. Sadece yürümek ve basın açıklaması yapmak istedik. Ama tüm güçleriyle bize saldırdılar. Hepimiz liseliydik, elimizde karnelerle oradaydık. Bunu görmelerine rağmen çok ağır baskıyla geldiler üzerimize. Bu kadar şiddeti, kini, işkenceyi beklemiyorduk.
POLİS OTOBÜSÜNDE YAŞANAN İŞKENCE: VAHŞETİN İÇİNDE TIKILI KALDIK
Polis otobüsünün içerisinde ne yaşandı?
Berivan: Çoğumuz ters kelepçeyle araca bindirildik. Arkadaşlarımız ters kelepçeyi kabul etmediler. Normal kelepçe takılmasını talep ettik. Arkadaşlarımız bu konuda ısrar etmeye başlayınca yumruklarıyla ve coplarıyla vurmaya başladılar. Orada o vahşetin içerisinde tıkılıp kalmıştık. Polislerle baş başa kaldık.
Mert: Bir arkadaşımız otobüste dayaktan bayıldı. Kadın arkadaşlarımız “Lütfen ambulans çağırın” diye bağırdılar.
Baran: Yaptıkları şeyden haz alıyorlardı. Bir elinde sigara bir elinde copla gülerek, küfrederek bize vuruyorlardı. Artık “Arkadaşımız öldü” diye bağırdığımızda ambulans çağırarak muayeneye aldılar bizi.
‘BİR LİSELİNİN EN AĞIR TRAVMASIYDI’
Karakolda ve hastanede neler yaşandı?
Berivan: Toplamda 3 saat dövüldük. Ben 4 saat kelepçeli kaldım. Bir liselinin en ağır psikolojik ve fiziksel travmasıydı bu. Ambulansı bile çağırmadılar. En son üstümüzdeki yeleği çıkarıp kanları silmek için kullandık.
Biz içerde birbirimizle büyük bir dayanışma gösterdik ve aslında onların bizden korktuklarını gördük. Bizi dövmeye geldiklerinde telaştan telsizlerini düşürdüklerini gördük.
‘BİZİ DÖVERKEN ASLINDA KORKTULAR’
Baran: Çok sert bir şekilde darp edilerek gözaltına alındık. Gözaltı arasında, karakolda, hastanede darp edildik. Demir kelepçelerle suratlarımıza vurdular hep. Biri otobüsünün üstünden tutunup tekme attı, diğeri copla vurdu. Elektirikli copla vurdular. Sürekli küfürlere, tehditlere maruz kaldık, “Sizi mahallelerinizden alırız, bunların kafasına sıkacaksın kurtulacaksın” tarzında. 1.5-2 saat kadar ters kelepçe ile tutuldum ben.
Mert: Kocaman insanlar, “Sokakta biz yiğitiz, vatanımızı memleketimizi seviyoruz” diyen insanlar 15-16 yaşındaki liselileri dövdüler. Bizi döverken aslında korktular.
(Gençlerin bileklerinde hala kelepçe izi var)
‘BİZİ ÖLDÜREBİLECEKLERİNİ DÜŞÜNDÜK’
Size çok büyük bir destek oluştu gözaltı sırasında. Siz darp edilirken bu sesleri duydunuz mu?
Baran: Ben sadece gözaltına alınırken bir an baktım ve aracın etrafında toplanan insanları gördüm. Araçta kapı eşiğinde oturuyordum ve “Yardım edin çocukları öldürüyorlar” diye bağırdım. Daha sonra çevreden gelen “Bunlar daha çocuk yapmayın” çığlıklarını duyunca o an gördüm güzel bir destek olduğunu ama bu kadar kalabalık olduklarını görmedim.
Berivan: Gözaltına alındığımızda o tepkiler sönüp gidecek sandık aslında. Bizi zaten araçta da öyle tehdit ediyorlardı, “Nezarethanede görüşeceğiz sizinle” diyerek. Aslında içimizde büyük bir korku vardı. Bizi öldürebileceklerini bile düşündük. Çünkü bu yönde de tehdit ediyorlardı. Biz aracın içerisindeyken, bu kadar kamuoyunun oluşacağını düşünmedik. Hastaneden dönüp o kalabalığımızı gördüğümüzde zaten hepimizde mutluluk duygusu oluştu.
Oluşan kamuoyunun bırakılmanızda etkisinin olduğunu düşünüyor musunuz?
Berivan: Evet düşünüyoruz.
Mert: Destek oluşmasa biz yediğimiz dayakla kalırdık. Bu kadar kitlesel bir etki oluştuğu için bizi serbest bıraktılar.
‘AİLELERİMİZ DESTEKLEDİ’
Aileleriniz nasıl karşıladı yaşadıklarınızı?
Baran: Ben zaten aileme hiçbir şekilde üzülmesinler diye söylemedim. Annem haberlerden görmüş ve serbest bırakıldığımızda aradı, üzüntüsünü paylaştı. Röportajdan sonra çıkıp annemi görmeye gideceğim henüz göremedim.
Mert: Annem açıkçası destekledi. Gurur duydu benimle ve arkadaşlarımla. Hepimizi çok sevdiğini söyledi.
Berivan: Aileler tabi ki hepimiz için üzülmeye başladılar. Destek de verdiler ama.
Yine böyle bir eylem olsa katılır mısınız?
Üçü aynı anda: Evet kesinlikle katılırız.
‘İYİ MİYİM BEN’ DİYE SORDUM’
(Baran’ın yüzünde büyük bir morluk bulunuyor)
Gözün nasıl bu hale geldi?
Baran: Karakolda tutulduğumuz sırada ellerinde demir kelepçeyle kafalarımıza vurdular. Daha sonra içeri giren bir yunus polisi ellerim arkadan kelepçeli dururken, beklemediğim bir anda bana yumruk attı. Ben arkadaşıma dönerek “İyi miyim ben dedim?” Moralimi bozmak istemediği için “İyisin” dedi ama yüzümdeki kanı hissettim.
‘DESTEĞİ GÖRÜNCE ‘BİZ GÜÇLÜYÜZ’ DEDİK’
Son olarak gelen destekler hakkında ne düşünüyorunuz ve şu anki ruh haliniz nasıl?
Baran: Biz kamuoyunun tepkisini görünce içerde, “Evet biz güçlüyüz bizi yalnız bırakmıyorlar” dedik. Daha sağlam br şekilde hareket etmeye başladık.
Şu anki ruh halim ise; vücudum uyuşuk ve ağrılı, kolay konuşamıyorum. Gece uyuyamadık. Hiçbir şeyin bilincinde değilmişim gibi hissediyorum. Ama her şeye rağmen iyiyiz.
‘ARKADAŞLARIMLA VE KENDİMLE GURUR DUYUYORUM’
Mert: Ben tüm arkadaşlarımla ve kendimle gurur duyuyorum. 15-16 yaşında çocuklardan korkup saldırmaları büyük bir paranoyadır.
Biz yanımızda olan herkese, başta Musa Piroğlu’na, Ahmet Şık’a ve diğer HDP’li ve CHP’li vekillere çok teşekkür ediyoruz.
‘GECE YATAĞA YATTIĞIMDA UYUYAMADIM’
Berivan: O işkencede bile bize destek olan herkese teşekkür ediyorum. Benim de vücudumda ağrılar var. Kollarımda kelepçe varmış gibi hissediyorum hala. Gece yatağa yattığımda uyuyamadım. Kanlar, yelek her şey aklıma geliyordu. Bunu bize yaşattılar ama biz mücadele etmeye devam edeceğiz.
İlerihaber/Tuğba Özer