OHAL KHK’larıyla on binlerce öğretmen mesleklerinden ihraç edildi. Bu öğretmenlerin ezici bir çoğunluğunun okul idarelerinin sübjektif raporları ya da mesela aralarında husumet bulunan herhangi bir öğretmenin ihbarlarıyla ihraç edildiklerini biliyoruz.
Buna dair sayısız sahici hikaye var.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde yaşanan katliamsa bu gerçeğin altını adeta çizmişti. Hikayesi hayli şaibeli olan akademisyen Volkan Bayar, üniversitedeki pekçok akademisyeni ihbar etmiş, kendisiyle ilgili yapılan soruşturma isteği karşısındaysa çılgına dönerek; okulu silahla basıp, dört akademisyeni katletmişti.
Gerçek bu kadar açık…
Fakat mesnetsiz iddialarla, ihbarlarla ihraç edilen öğretmenler kendi ihbarcılarıyla ilgili hiçbir hukuki soruşturma açamıyorlar. Gerekçe: OHAL dönemi KHK’leri kapsamında karar alan kişilere dava açılamayacağına ilişkin KHK düzenlemesi.
Okul idaresinin hiçbir delil göstermeksizin hakkında düzenlediği evrakla “PKK ile iltisaklı” diye ihraç edilen öğretmenlerden Filiz Uzal Soylu’nun idare hakkında açmak istediği soruşturmaya savcılık tarafından verilen takipsizlik kararı ve karara yazılan gerekçe bu vahim gerçeği açıkça ortaya koyuyor.
Kadriye Moroğlu Anadolu Lisesi biyoloji öğretmeni Filiz Uzal Soylu, 2017 yılı Şubat ayında yayımlanan 686 sayılı KHK ile ihraç edildi.
Soylu’nun ihracına okul idaresinin düzenlediği evraka “PKK, PYD, YPG gibi bölücü terör örgütleriyle iltihak, iltisak veya irtibatı olduğu değerlendirilen kişi” olarak yazılması neden oldu.
Soylu’nun avukatı Metin İriz, “hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadan, delil olmadan, iftira ve fikri sahtecilik sonucu ihraç edildiğini” belirterek Küçükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürü Cemal Yavuz, okulun müdür vekili Eşref Tığ ve müdür Yavuz Usta ile İstanbul il ve ilçe milli eğitim müdürlüğünde ihraçlarla ilgili oluşturulan komisyonun üyeleri hakkında “görevi kötüye kullanma ve iftira” suçlarından 7 Şubat 2017’de Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
‘Ceza sorumluluğu yok’
Soylu’nun suç duyurusu ile ilgili karar 15 ay sonra geldi.
Cumhuriyet savcısı Serdar Koç imzalı kararda 27 Temmuz 2016 tarihinde yayımlanan 668 sayılı KHK’nin 37. maddesinde yer alan ifadeler kullanılarak şöyle denildi:
15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında karar alan, karar veya tedbirleri icra eden, her türlü adli ve idari önlemler kapsamında görev alan kişiler ile OHAL süresince yayımlanan KHK’ler kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu karar, görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz” düzenlemesine yer verildi. Kararda “Müştekinin ihracına neden olan idari işlemle ilgili OHAL Komisyonu’na, buradan çıkacak karara karşı da idari yargı yoluna başvurma hakkının bulunduğu, dolayısıyla 668 sayılı KHK ile karar sürecinde yer alanların cezai sorumluluğu olmadığı gibi ihraç kararına karşı OHAL Komisyonu’na ve idari yargıya itiraz yolu bulunduğundan müştekinin haksız ihraç edildiği iddiasının ceza soruşturmasının ve kovuşturmasının konu oluşturmadığı anlaşılmakla şüpheliler hakkında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir