Ethem yoldaşın mezarının başındaydık



Ethem yoldaş ölümsüzleşmesinin 5. dönümününde mezarı başında yapılan törenle anıldı


Haziran İsyanı’nda Ankara’da polis kurşunuyla başından vurulan ve kaldırıldığı hastanede 14 gün boyunca ölüme de meydan okuyan Ethem yoldaşın ölümsüzleşmesinin 5. yılında mezarının bulunduğu Çorum’un Beylice köyüne gitmek üzere Ankara’dan hareket eden araç, köy girişinde jandarma ve polis tarafından durduruldu.

TOMA akrep ve çevik polis yığınağıyla köyün girişini kapatan polis, GBT sorgusu yaparak, araç araması gerçekleştirdi, pankartlara-dövizlere bakıldı. GBT sorgusunda duruşma tarihi 21 Haziran olmasına rağmen hakkında arama kararı çıkarılan bir kişi gözaltına alınarak Sungurlu Karakolu’na götürüldü. Anmaya katılmak üzere araçta bulunan bu arkadaşımız ifadesi alındıktan sonra, Ethem yoldaşın köyü Beylice’ye getirildi.

Bu engellemelerden sonra köye ulaşıldı. Ethem yoldaşın ailesi, yoldaşları, arkadaşları mezarlığa doğru yürüyüş gerçekleştirdi. Alınteri imzalı “Proletaryanın cesaret ve gözüpekliğinin sembolü Ethem yoldaş ölümsüzdür!” pankartıyla yapılan yürüyüşte, üzerinde Ethem, Serdar Ben (Maviş) ve İsmail Kızılçay yoldaşların fotoğraflarının bulunduğu tişörtler giyildi. Haziran İsyanı’nda ölümsüzleşenlerin fotoğrafları taşındı.

Mezarlığa kadar “Anaların öfkesi katilleri boğacak!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Ethem yoldaş ölümsüzdür!”, “Faşizmi döktüğü kanda boğacağız!”, “Taş, yürek, barikay! Ethem’in hesabı sorulacak!” sloganları atıldı. Haziran İsyanı’nda ölümsüzleşenlerin isimleri “yaşıyor!” haykırışlarıyla selamlandı.

Mezarlıkta Ethem yoldaşın annesi Sayfi Ana’nın “oğlum kalk bak arkadaşların gelmiş!” ağıtıyla yaşanan duygusal anlar, yapılan konuşmalarla devam etti.

İlk konuşmayı yapan Alınteri temsilcisi Zarife Çamalan, “Ethem yoldaşa verdiğimiz devrim ve sosyalizm sözünü gerçekleştirmek için canla başla çalışacağımıza bir kez daha söz veriyoruz” dedi.

Sadece katil Ahmet Şahbaz’ın değil 7 Haziran sonrasında ve 1 Kasım seçimleri öncesinde gerçekleştirilen katliamlarda sorumluluğu bulunan kamu görevlerinin adaletsiz adalet saraylarında kendi yasalarıyla yargılanmasını yolu bile açılmadığını vurgulayan Çamalan, “onların yargılanması için mücadeleyi büyüyeceğiz” diye belirtti.

Çamalan sözlerini, “Biz şunu söylerken bir hayalden bahsetmiyoruz: Katiller hesap verecek. Hesap yarına kalır ancak yanlarına kalmayacak. Buradan bir kez daha Ethem yoldaşa ve diğer yoldaşlarımızı söz veriyoruz. Devrim ve sosyalizm gerçekleşene kadar geri adım atmayacağız” diyerek noktaladı.

 

Daha sonra söz alan Ethem yoldaşın ve ailesinin avukatı Kazım Bayraktar da katil polis Şahbaz’ın yargılandığı davadaki hukuksal garabetleri teşhir etti. Katile önce 7 yıl 9 ay 12 gün hapis cezası verildiğini, Erdoğan’ın ”paralel yargı polisimizi 8 yıl hapis cezasına çarptırdı” demesinin ardından Yargıtay’ın bu kararı bozduğunu ve bu kararı veren yerel mahkemenin yetkisizleştirildiğini, ama o sırada bu yetkisiz heyetin “tehditlerin” de basıncıyla yasadışı bir şekilde katili serbest bıraktığını hatırlattı. Davanın yetkisi alınan mahkemeden Aksaray’a kaçırıldığını, burada da sembolik bir para cezasına bağlandığını, böyle cinayetlerde failin parayla cezalandırılmasının ölene ve insanlığa hakaret olduğunu vurguladı.

Bayraktar, bu süreçteki tüm yaşananların yargı sisteminin gerek iktidarın korkusu gerekse ideolojik tarafgirlikle kurşun sıkan üniformalıları kolladığını belirtti. Son kez temyize gittiklerini, ancak temyiz dilekçesini hukuksal bir dille kaleme almadıklarını, çünkü bu süreçte olup bitenlerin onların hukuk-yasa dilinden anlamadıklarını gösterdiğini ifade ederek, davanın bitmeyeceğinin altını çizdi. Demokrasi mücadelesinin önemine vurgu yaptı.

Son olarak HDP Ankara 3. Bölge 1. Sıra Milletvekili adayı Veli Saçılık söz alarak mücadele içinde Ethem gibi gözüpek insanların katledilmesinin nasıl bir anlam taşıdığına değinerek, onların davasının takipçisi olunacağına vurgu yaptı.

Anma, Ethem yoldaşın ailesinin verdiği yemek ve yapılan sohbetlerle sona erdi.

Ayrıca Kontrol Et

‘Sürekli Bir Şimdiki Zamanda’ Yaşamak…

İniş çıkışlar ve belirsizlikler içinden patlayan şok edici gelişmelerle bu yüzyıl, nicel bir kıyaslama yapılamasa bile nitel olarak 20'nci yüzyılı aştı