10 Ekim’in üzerinden tam 1000 gün geçti.
Ankara Garı’nın önünde 103 canımız, yoldaşımız, dostumuz, arkadaşımız katledileli tam 1000 gün oldu, dile kolay 1000 gün…
Sarışın, ufak tefek bedeninde kocaman yüreğiyle kapitalizme meydan okuyan komünist Serdar Ben (Mavişimiz), masmavi gözleriyle güldüğünde etrafına mutluluk, direnç, mücadele ve azim dağıtırdı. Öfkelendiğindeyse şimşekler çakardı.
Maviş’in belki bedeni 1000 gündür aramızda değil… Ama o imkansızı tanımayan mücadele azmi, sınıf bilinci, kini ve sosyalizme olan inancı her zaman yüreğimizde, bilincimizde sınıf kimimizi besliyor, büyütüyor.
Maviş aramızdan ayrılalı yokluğunu hep hissediyoruz. Karşılaştığımız sorunları çözmekte zorlandığımız zaman “Maviş olsaydı nasıl çözüm yolu bulurdu?” diyoruz. Onun eksikliğini belki gider(e)meyiz. Ama onun gibi olmak ve onu yaşatmanın; mücadeleye daha bir bilinçle sarılmaktan, sınıf örgütlülüğünü büyütmekten, daha çok Maviş’i bulup ortaya çıkarmaktan geçtiğini de biliyoruz.
Ne demiştik? “Söz yoldaş tek kişi bile kalsak mücadele bayrağın asla yere düşmeyecek, düşürmeyeceğiz!”.
Sadece Maviş değildi o kara, kanlı 10 Ekim günü IŞİD katillerinin bizden aldığı…. İsmail Kızılçay yoldaşımızın bedeni de parçalandı, Maviş ve diğer canlarımız gibi…
İsmail yoldaş, Ankara’nın İsmail abisi…
Hep gülen yüzüyle hatırlar Ankaralılar onu. Hep sakin, sesinin tonunun hiç yükselmemesiyle… Kızdığında, sinirlendiğinde bile ses tonu hiç sertleşmeyen…
Asker emeklisiydi. Çocuklarına çok düşkündü, bütün çocuklar, gençler onun yoldaşı, çocuğuydu. Kızına ayrı bir düşkünlüğü vardı.
Yüreği kocamandı. Ankaralılar için dosttu, sırdaştı. Cebinde 5 lirası olsun hiç tereddüt etmeden verir, kendisi yürüyerek giderdi.
İsmail yoldaş vurulduktan sonra bizler bir taraftan hastanede bekliyorduk diğer taraftan da dışardaki eylemler devam ediyordu. Güvenpark’ta da Ethem’le dayanışma eylemleri vardı.
Bu eylemlerin birinde İsmail yoldaşın elinde Ethem yoldaşın resmi, tam karşısında da TOMA, akrep çevik kuvvet polisi kitleye tazyikli suyla saldırıyordu. Gazla, plastik mermilerle…
İsmail yoldaş tam TOMA’nın karşısında… Tazyikli su, gaz, plastik mermilerle saldırıyorlar.
İsmail yoldaş kaşından yaralanmış, gözünden yüzüne kadar kan içinde kalmış. Ethem yoldaşın resmi elinde, olduğu yerde kilitlemiş kendini. Ne gaz ne tazyikli su onu yerinden kıpırdatamıyor. Osman Yaşar yoldaş gibi, Fatih gibi, Ethem gibi, Maviş gibi… İsmail’ce, yoldaşça bütün sınıf kiniyle dimdik meydan okuyor katillere, sınıf düşmanlarına.
Ankara İsmail abisini, yoldaşını böyle hatırlar.
Değil 1000 gün, asırlar geçse de unutmayacağız!
Onlar belki bedenen aramızda değiller…
Ama onlar bizim yürek yangınımız, sınıf kinimiz, mücadele bayrağımız.
Dedik ya tek kişi de kalsak yere düşürmeyeceğiz!..
Bir yoldaşları