İnsan Hakları Deneği (İHD) İstanbul Şubesi, İran rejiminin Kürt aktivist Ramin Hossein Panahi hakkında verdiği idam kararının durdurulması için İran Konsolosluğu önünde eylem düzenledi.
Konsolosluk önünde açıklama yapılmasına izin vermeyen polis, açıklamanın yolun karşısındaki kaldırımda yapılmasını istedi.
“İdam cinayettir Ramin Hossein Panahi’nin idamı durdulsun!” pankartı açan kitle, “İran’da son bir yılda 390 kişi idam edildi!”, “Bir yılda 23 ülkede 1000 idam!”, “İdam; devlet eliyle tasarlanan cinayettir!” dövizleri taşıdı.
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri’nin okuduğu açıklamada, “İdam edileceği duyurulan Ramin Hossein Panahi’nin yaşam hakkını savunmak, hakkında verilmiş bulunan ölüm cezasının kaldırılması yanında, İran’da ölüm cezasının kaldırılmasını istemek için size yazıyoruz” denildi.
Ramin Hossein Panahi’nin yaşam hakkını savunmak ve idam edilmesini önlemek talebiyle Türkiye hapishanelerinden de İHD’ye çok sayıda mektup geldiğini belirten Yoleri, İHD Genel Başkanı’nın da İran Ankara Başkonsolosluğu nezdinde konuya ilişkin girişimlerinin devam etmekte olduğunu söyledi.
İdam, devlet eliyle tasarlanarak işlenen bir cinayet
142 ülkede kaldırılan ölüm cezası ve bu cezanın bir şekli olan idamın, modern ceza hukukunun cezadan beklediği faydaları sağlamaktan uzak olduğunu kaydeden Yoleri, idamın devlet eliyle tasarlanarak işlenen bir cinayet ve yaşam hakkının ağır ihlali olduğunu söyledi.
Ölüm cezasının kişinin varlığını ortadan kaldırdığından, ceza değil yok etme uygulaması olduğuna dikkat çeken Yoleri, cezadan beklenen ‘ıslah’, ‘suçu tekrar işlemekten caydırma/ suçun önlenmesi’ gibi yararları sağlama imkânını yok etmesinin dışında, idam edilenin yakınlarına verdiği acı hesaba katıldığında “Cezaların Şahsiliği Prensibi”ni de ihlal etmekte olduğunu belirtti.
Penahi’nin idam edileceğinin duyurulmasının ardından, kararın geri alınması için duyarlılık çağrısı yapan yeğeni Nîştiman Hisên Penahî’nin de, idam kararına tepki olarak kendi hayatına son vermiş olduğuna dikkat çeken Yoleri, yine “ceza”lara toplumsal düzeni koruma adına işlev yüklenmesine rağmen, adil yargılanma hakkının ihlal edilerek, haksız yere verilen ve geri dönüşü ya da telafisi bulunmayan ölüm cezalarının toplumsal düzeni korumaktan çok toplumsal huzursuzluğu artırmakta olduğunu, adalete olan güveni ortadan kaldırmakta olduğunu ve öldürmeyi sıradanlaştırarak bireyler arasında cana yönelmiş şiddet hareketlerinin artmasına neden olmakta olduğunu vurdu.
Panahi başta olmak üzere tüm ölüm cezalarının infazı acilen ve süresiz durdurulsun
Yoleri açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;
Ceza hukukunda duygu değil akıl karar verici olmalı ve cezadan beklenen faydayı sağlamaya dönük bir önlem olarak ve temel hakların özünün zarar görmemesi sağlanarak cezalara işlev kazandırılmalıdır.
Zaman zaman ‘İbret için’ denilerek verilen ağır cezaların ve ölüm cezasının suçun tekrarının önlenmesi açısından beklenen caydırıcı etkiyi yaratmadığı da göz ardı edilmemelidir. Nitekim, Uluslararası Af Örgütü’nün 2017 raporuna göre bir yılda, toplu infazlarıyla bilinen Çin hariç 23 ülkede 1000 in üzerinde kişi idam edilmiş ancak suç işlenmesi engellenememiştir.
İnsan hakları savunucuları olarak; yaşam hakkını ortadan kaldıran ölüm cezasına her koşulda karşı olduğumuzu tekrarla söylüyoruz.
İran Devleti’ni; başta Ramin Hossein Panahi olmak üzere tüm ölüm cezalarının infazını acilen ve süresiz durdurmaya ve devamında ölüm cezasını tamamen kaldırmak için harekete geçmeye ve idam cezası karşıtı uluslararası insan hakları belgelerini imzalamaya ve onaylamaya çağırıyoruz
Yapılan açıklamanın ardından İHD tarafından yazılan mektup, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye ulaştırılması için İran Başkonsolosluğu’na verildi.