Bakanlık sayısını 16’ya düşüren fakat o bakanlıkları da tek adam rejiminin başına oturan AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a bağlı sayısız “Kurul”la aslında göstermelik kılan yeni rejim-devlet biçiminin hedefinde kültür sanat cephesinin olmaması düşünülemezdi. Keza söz konusu olan devlet ve rejim biçimiyle birlikte tüm ideolojik-kültürel yapısıyla eskiyi tasfiye etmek ve yerine kendi ideolojik-kültürel niteliğine uygun bir dönüşümü sağlayacak kurumsallaşmayı inşa etmektir. DDahası toplumsal değer yargılarını, ilişki ve yaşayışı, günübirlik olanı bile bu ideolojik-siyasi-kültürel yaklaşım temelinde yeniden örgütlemek, dönüştürmektir.
Devlet Tiyatroları (DT) ve Devlet Opera ve Balesi (DOB) gibi sanat kurumlarının bir KHK’yla kapatılması ve yerlerine hiçbir özerklikleri kalmayacak şekilde Cumhurbaşkanlığına bağlı bir kurumun konulması bunun tipik ifadesidir.
Pazartesi’den itibaren ardı ardına çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle aklımıza gelebilecek hemen her alan ve konu Cumhurbaşkanlığına bağlı bir kurulun (“Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları” başlığı altında “Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu” ) denetimine alınıyor. Eski kurumsallaşma lağvedilirken yerine merkezi ve her açıdan kontrol edilebilir bir kurumsallaşma inşa ediliyor.
DT ve DOB’un bu şekilde lağvedilmiş olması meselesi yeni bir mesele de değil. 2012-2015 yıllarında da kültür-sanat alanında önemli bir yerde duran bu iki kurum AKP’li hükümetin hedefi haline gelmişti. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca hazırlanan “Türkiye Sanat Kurulu Yasa Tasarısı” adlı tasarı ile her iki kurumun da lağvedilmesi istenmiş, ancak sanatçılar ve kamuoyundan gelen baskılar nedeniyle yasa tasarısı geri çekilmişti. Tek adam rejimine resmen de geçilir geçilmez yapılan ilk işlerden biri bu iki kurumun kırıntı düzeyindeki özerkliklerinin de tasfiye edilerek, katı bir merkeze bağlanmaları oldu.
Çıkarılan kararname ile DT ve DOB’un pek çok ilde bulunan müdürlüklere bağlı Büyük Tiyatro, Küçük Sahne gibi sahneler ve her iki kurumun taşınmaz mal varlıkları da Cumhurbaşkanlığı’nın himayesine geçti.
DT ve DOB’da görevli sanatçılar, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’na bağlı olmakla birlikte, kurumun özerkliğini sağlayan ilgili yasalar gereğince, her sanat yılı sonunda kurum içinde bir sözleşme imzalıyordu. Her iki genel müdürlük de lağvedilince sanatçıların sözleşmeleri de askıya alındı.
Kararname ile ayrıca her iki genel müdürlük Kültür ve Turizm Bakanlığı teşkilat yapısından da kaldırıldı.
Bununla birlikte, “Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları” başlığı altında “Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu” oluşturuldu.
Yeni kararnameyle birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Türkiye’nin en zengin, en büyük kütüphanesi olan ve ayrı bir başkanlık olarak düzenlenen Milli Kütüphane Başkanlığı da “bakanlığın teşkilat şemasında” yer almadı. Kütüphane, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü içinde yapılandırıldı.