Sosyal medya hesabından “Terörle mücadelede fragman bitti, asıl film şimdi başlıyor…” diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, daha büyük katliam ve infazların kapıda olduğunu, bunların artık yaşamın bir parçası haline geleceğinin haberini verdi.
Gerçi Soylu’nun yalancı bir çoban misali kaçıncı keredir “terörü bitirdik, “inlerine girdik” nakaratlarını yinelediğini düşünecek olursak, “bu dediği de onların bir tekrarıdır” da denilebilir.
Fakat bu sefer bunu böyle okumanın çok doğru olmayacağını belirtmek gerekir.
Çözülen bir devletin-rejimin führerci faşizmin esaslarına göre yeniden kurulmaya çalışıldığı, fakat bunu inşa etmeye çalışanların hiçbirinin birbirine güvenmediği, bir araya gelişlerini sağlayan tek gerekçenin Kürt ve genel olarak halk düşmanlığı-korkusu olduğu bu koşullarda söylüyor kontra şefi Ağar’ın kötü bir karikatürü olan Soylu bunu…
Yeni rejim ve devlet biçimi bu karmaşık ve bir o kadar da net denklem içinden inşa edilmeye çalışılırken bunun yegane güvencesinin dayandığı toplumsal tabanı kanla ve tarihsel gericilik birikimi zehriyle sürekli diri tutmak olduğunu bilerek hareket ediyorlar. Soylu gibileri de bu karanlık işlerin maşası olarak iş görüyor.
Bu gidişatın diğer tarafını da paramiliter örgütlenmeyi güçlendirmek ve bu zehirleri sindirtecek kurumsallaştırmaları bir ağ gibi gündelik hayatın içine taşımak oluşturuyor. “Millet kıraathaneleri” gibi. Yine polis yetkileriyle donatılmış “mahalle bekçileri” gibi uygulamalarla yaşamın her alanını denetimi altına almayı, yeni örgütlenme alanları yaratmayı ihmal etmiyorlar.
Soylu üzerinden dile getirilen “korku senaryoları” ya da kanlı tehditlerse tüm bunların tuzu-biberi rolü görüyor.
Soylu’nun, helikopterle ulaşım sağladığı Dersim-Erzincan kırsalı yakınlarındaki Sargir Tepe’sinde görsel paylaşarak “film yeni başlıyor” diye ifade etmeye çalıştığı şey, yeni rejimden de alınacak güçle, işçi ve emekçiler, toplumsal muhalefet dinamikleri ve ezilen Kürt halkı üzerinde katliamların, baskının, her türlü kuralsızlığın daha keskinleşmiş biçimde sürdürüleceğidir.
Askeri helikopterler ve güçlerle Kürt illerine düzenlediği medyatik seferin kendisi bunun ifadesidir…
Mehmet Ağar’ın devşirmesi olan Soylu’nun bahsettiği fragmana bakmak bile, bizi nelerin beklediğini göstermek için yeterli olacaktır:
* “Ayağını kır, suçu bana at” diyerek polislere infaz yetkisi verdi.
*HDP’li Pervin Buldan’ı “sizi yeryüzünden sileceğiz” diye tehdit etti.
*SADAT adlı IŞİD sempatizanlarından oluşan sarayın milis gücünü oluşturulmasında yer aldı.
İçişleri Bakanlığı yaptığı sırada;
Ortaköy, Ankara, Suruç katliamları yaşandı.