‘Devlet için kurşun sıkan’dan ‘devlet ve milletin yanında’ olmaya



’90’larda çeteler için “devlet için kurşun sıkan” diye methiye dizilirdi, şimdi de mahkemeler Peker gibi çete bozuntularına “devlet ve milletin yanında olmak” tespitleriyle beraatlar veriyor


Her açıdan yıkılan bir rejimin yerine, bu kapsamlı kriz koşullarında dikiş tutması hayli güç olduğu baştan belli “yeni” rejim kuruluyor. Bu yeni rejimin kendi kurullarını, kurumlarını, yasalarını oluşturarak yerini pekiştirme çalışmalarıyla faşist çete liderlerinin, uyuşturucu ve kirli işlerle anılan soytarıların mahkemelerce beraat ettirilmeleri iç içe geçiyor.

Tarihin ironisi bu olsa gerek. Çetelerle, çeteci pratiklerin sırtını sıvazlamakla iç içe geçen bir inşa süreci bu…

Çakıcı gibi katiller “bir bilen” haline getirildiği gibi, tehdit ve hakaretleriyle bizzat bu yeni rejimin temellerine ilk dinamiti koyuyor. Peker gibi bir isim aleni ölüm tehditleri savurduğu konuşmalardan ardı ardına beraat ettiriliyor. Daha birkaç gün önce “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisinde imzası bulunan akademisyenlere “Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız” tehditleri savurmaktan yargılandığı davadan beraat eden Peker, bu sefer de geçtiğimiz 15 Temmuz’da yaptığı kanlı-salyalı açıklamasından da beraat ettirildi.

Beraat ettirilse iyi… Mahkeme alenen katliam tehdidi savuran bu mafya-çete bozuntusunun o sözlerine bir de methiyeler dizdi!

15 Temmuz darbe girişiminin birinci yıl dönümünde Üsküdar’da yaptığı konuşmada “Cezaevleri de bir gün basılacak. Ancak onların hayal ettiği gibi değil. Dışarıda yakaladıklarımızın hepsini ağaçlara, bayrak direklerine astıktan sonra cezaevlerine de gireceğiz. Onları cezaevlerinde de asacağız. Boyunlarından asacağız bayrak direklerine, oluk oluk kanlarını akıtacağız” diye tehditler savuran Peker’i beraat ettiren mahkeme bir de bunu, “Terör örgütlerine karşı devlet ve milletin yanında olmak her Türk vatandaşının borcu ve görevi olduğu…” gibi ulvi bir pratik olarak yüceltti!

Sedat Peker, o konuşmada sarf ettiği bu sözler nedeniyle İstanbul Anadolu 41. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “suç işlemeye alenen tahrik” suçundan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyordu.

Suç işlemeye alenen tahrik etmek” suçundan yargılanan Sedat Peker, 21 Haziran 2018 tarihli duruşmada beraat ettirilmişti.

Mahkemenin Hakimi Volkan Çetinkaya, beraat kararına ilişkin gerekçeli kararını da yazdı. Gerekçeli kararında, Sedat Peker’in yargılanmasına neden olan konuşmayı 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünde yaptığını hatırlatan mahkeme, içeriği iddianamede ayrıntılı şekilde yazılı olan konuşmayı yapan çete bozuntusu Peker hakkında, “Halkı suç işlemeye tahrik ettiği iddiası” kamu davası açıldığını hatırlattı.

Kararında devamındaysa “İsmi ne olursa olsun terör örgütlerine karşı devlet ve milletin yanında olmak her Türk vatandaşının borcu ve görevi olduğu, sanığın bu görevini kendi dünya görüşü çerçevesinde, yargılamaya konu sözleri ile kendince ifa ettiği, anılan bu sözleri sarf ettikten sonra herhangi bir şiddet içerikli olay ya da eylemin de baş göstermediği anlaşılmakla sanığın beraatına” denildi.

Gerekçeli karar şöyle:

Sanık ile müdafiinin savunmaları, konuşmanın yapıldığı tarihin darbe teşebbüsünün yıl dönümü olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, sanığın sözlerinin muhatabının FETÖ / PDY isimli terör örgütü üye ve sempatizanları olduğu, sanığın sözlerinden genel olarak devlet ve hükümete karşı yeni bir darbe girişiminde ya da eylemde bulunulması halinde milletin aynı şekilde ve daha şiddetli olarak karşılık vereceği anlamının çıktığı, bu sözlerin de herhangi bir suç oluşturmadığı, zira ismi ne olursa olsun terör örgütlerine karşı devlet ve milletin yanında olmak her Türk vatandaşının borcu ve görevi olduğu, sanığın bu görevini kendi dünya görüşü çerçevesinde, yargılamaya konu sözleri ile kendince ifa ettiği, anılan bu sözleri sarf ettikten sonra herhangi bir şiddet içerikli olay ya da eylemin de baş göstermediği anlaşılmakla, sanığın beraatına…

Ayrıca Kontrol Et

10 Ekim Katliam’ında Ölümsüzleşen İnşaat-İş Kurucularından Tekin Aslan’ın Mezarı Başındaydık

10 Ekim Katliamı’nın 9’uncu yılında İnşaat-İş’in çağrısıyla kurucularından Tekin Aslan’ın mezarı başında yapılan anmada onlarda cisimleşen değerlerin mücadele içinde üretileceği vurgulandı. Tuzla’daki anmanın ardından Tayfun Benol’un Başıbüyük’teki mezarına geçildi