7 kez uzatılarak 2 sene boyunca süren ve olağanlaşan Olağan Üstü Hal (OHAL), meclise AKP tarafından sunulan yeni kanun tasarısının yasallaşması durumunda kalıcı hale gelecek ve artık tümüyle bizden biri, ‘BUHAL’ olacak.
OHAL süresince sözüm ona yasak olan işten atmaların ardı arkası kesilmezken, devlet eliyle 126 bine yakın kamu görevlisi meslekten ihraç edildi. Gazeteler kapatıldı, gazeteciler tutuklandı; üniversitelere ve belediyelere kayyumlar atandı. Grevler yasaklanarak yandaş patronların sırtları sıvazlandı, muhalifler ise ‘FETÖ’ etiketi altında cezaevlerine toplandı.
OHAL bilançosunun kısmi bir özetini çeşitli rakamsal analizlerle görmek mümkün. Ne var ki, OHAL’in ve KHK’ların sebep olduğu kaotik ortamın doğurduğu yoksulluğun, korkunun ve bunalımın istatistiki olarak ifade edilmesi mümkün değil.
***
Evrensel’in haberine göre OHAL bilançosu:
* OHAL ilanından bu yana 125 bin 800 kamu görevlisi meslekten ihraç edildi.
* Soruşturmalar kapsamında şu ana kadar 446 bin kişi hakkında işlem yapıldı.
* Halen 100 bin 661 soruşturma, 48 bin 390 ise dava bulunuyor. ‘FETÖ’den cezaevlerinde bulunanların sayısı ise 33 bin 308.
* Ülke genelinde açılan 289 darbe davasından 187’si karara bağlanırken, şu ana kadar 62’si general 2 bin 263 asker darbe suçundan mahkum edildi.
* İçişleri Bakanlığı bünyesinde görevli toplam 41 bin 797 kişi ihraç edildi. Yine Milli Eğitim Bakanlığında 34 bin 393, TSK’de 14 bin 633, yargıda 4 bin 836 kişi (hakim-savcı) meslekten çıkarıldı.
99 belediyeye kayyum atandı
2016’da döneminde HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu HDP’li vekiller ve CHP’li Enis Berberoğlu tutuklandı. HDP siyasetçileri yanı sıra gazeteciler, insan hakları savunucuları da tutuklandı. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) seçimden iki gün önce yayınladığı rapora göre 28 Nisan-21 Haziran arasında 361 HDP’li gözaltına alındı. Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç halen tutuklu. DBP’li 99 belediyeye kayyum atanırken 60’dan fazla belediye eşbaşkanı hâlâ tutuklu.
Basına, sansür, kapatma ve dava
OHAL ilanı ardından 174 medya ve yayın kuruluşu kapatıldı. BİA Medya Gözlem Raporu’na göre 315 gazeteci, köşe yazarı, yayın sorumlusu veya çizerin, tüm ceza ve tazminat davaları kapsamında 47 ağırlaştırılmış müebbet, bir müebbet hapis, 3 bin 34 yıl 6 ay hapis, 4 milyon 40 bin TL maddi veya manevi tazminat istemiyle yargılandığı belirtildi.
Pasaportlar iptal edildi
OHAL ile birlikte gazetecilerin, siyasetçilerin pasaportlarına el konulurken ihraç edilen kamu görevlilerinin ve yakınlarının da pasaportları iptal edildi. Kamu görevlileri için yurt dışına çıkarken çalıştıkları kurumdan belge alma şartı getirilirken, çok sayıda pasaporta da tahdit koyuldu.
Komisyon, 1300 işe iade kararı verdi
OHAL kararı Anayasa’nın 120. maddesine dayandırıldı. Bu maddeye göre, hükümet “şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması sebepleriyle” olağanüstü hal ilan edebilir. OHAL ilanı ile birlikte Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Medeni-Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme (MSHUS) ile garanti altındaki haklar askıya alındı. OHAL uygulamalarına itiraz için OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kuruldu. Temmuz 2017’de çalışmalarına başlayan komisyon, bugüne kadar 21 bin 500 başvuruyu inceledi ve 1300 işe iade, 18 bin 200 ret kararı aldı.
7 grev yasaklandı: İşte yasaklanan grevler
AKP iktidara geldiği 2002’den bu yana tam 15 grevi yasakladı. 15 grevin 7’si OHAL döneminde yasaklandı. İşte AKP’nin OHAL’den önce ve sonra yasakladığı grevler:
* AKP’nin OHAL’i fırsat bilerek yasakladığı ilk grev Asil Çelik oldu. AKP, toplu iş görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması üzerine Asil Çelik’te 18 Ocak 2017’de başlayacak grevi yasakladı.
* Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu EMİS’e bağlı işyerlerinde 20 Ocak 2017’de başlayan grev, Erdoğan’ın da imzasının bulunduğu bir kararla ‘Milli güvenliği bozucu’ nitelikte olduğu gerekçe gösterilerek yasaklandı.
* 20 Mart 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan kararla, Akbank grevi ‘Ekonomik ve finansal istikrarı bozucu nitelikte’ olduğu gerekçesiyle başlamadan yasaklandı.
* 22 Mayıs 2017 tarihli Resmi Gazete’de yer alan kararla Şişecam işçilerinin 24 Mayıs 2017’de başlatacağı grev “Milli güvenliği bozucu nitelikte olduğu” gerekçesiyle başlamadan yasaklandı.
* Mefar İlaç fabrikasında toplu sözleşme görüşmelerinden sonuç alınamaması üzerine alınan grev kararı Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklandı. 5 Haziran 2017 tarihinde alınan kararda, “Genel sağlığı bozucu nitelikte görüldüğünden” ifadeleri yer aldı.
* MESS sözleşmesi kapsamında 130 bin işçiyi kapsayan ve 2 Şubat’ta (2018) başlayacak olan grev, Bakanlar Kurulunun kararı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ıın onayıyla yasaklandı. Yasaklama kararının, patron sendikası MESS’in işçi sendikalarıyla yapacağı görüşme gününde alınması dikkat çekti.
* Petrol-İş Sendikası ile Şişecam’a bağlı Mersin Soda Sanayi AŞ arasında süren toplusözleşme görüşmeleri patronun dayatmaları nedeniyle tıkandı. 530 işçiyi kapsayan sözleşme görüşmeleri tıkanınca 12 Nisan 2018’de grev kararı fabrikaya asıldı, 23 Mayıs’ta da greve çıktı. Grevin hemen ardından milli güvenliği tehdit iddiasıyla yasak kararı geldi.
50 kişi intihar etti
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın “OHAL’le Geçen 2 Yıl/Sivil Darbenin Bilançosu” adı altında hazırladığı rapora göre de OHAL nedeniyle 50’yi aşkın kişi intihar etti.
Raporda 12 Eylül döneminde toplam intihar eden kişi sayısı 43 olarak belirtiliyor.
OHAL kalıcılaştırılıyor
16 Nisan 2017’deki Anayasa değişikliği referandumunun ardından bunlara parlamenter sistemi düzenleyen yasaları cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uygun hale getirmek için çıkarılan uyum düzenlemeleri de eklendi. Ayrıca OHAL’i kalıcılaştırmak için köklü değişiklikler yapılmak isteniyor.
Valiler belirli kişilerin illerine giriş çıkışlarını, belli yerlerde dolaşmasını sınırlandırabilecek.
Anayasa’ya göre toplu olarak işlenen suçlarda 2 gün olan gözaltı süresi 4 güne çıkarılacak. Ancak hakimin kararı ile bu süre iki kere daha uzatılarak 12 güne çıkarılabilecek.
Toplantı ve gösterilere gece vaktinin başlaması ile dağılması şartı getiriliyor. Gece yarısına kadar uzatılacak toplantı ve gösterilerin şartlarına ise “Vatandaşların günlük yaşamını aşırı ve katlanılmaz derecede zorlaştırmayacak” ibaresi de eklendi.
MİT’in taraf olduğu hukuki anlaşmazlıklarda ara bulucu şartı olmayacak. Ayrıca kurum, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun da kapsamı dışına çıkarıldı.