Alınteri Gazetesi 21. Yüzyıla Sosyalizmi Yazacağız!
Türkiye’de karanlık bir dönemin kapısının da açıldığı Suruç Katliamı’nın 3’üncü yıldönümünde çeşitli illerde anmalar yapılacak, mezar ziyaretleri gerçekleşecek.
Katliamda ölümsüzleşen devrimciler için yapılacak anmalardan birinin adresi de Amara Kültür Merkezi’ydi. 33 devrimcinin aileleri, arkadaşları, yoldaşları sabah saatlerinden beri anma yapmak için Kültür Merlkezi’nin kapısında. Gençleri korumayan, katliama adeta olur veren devlet ailelerin karşısında polis engeli çıkardı bir kez daha.
Ezilenlerin Hukuk Bürosu sosyal medya adresinden durumu şu sözlerle paylaştı:
Ailelerimizle birlikte Suruç Amara Kültür Merkezi girişinde bekletiliyoruz. 3 yıl önce alınmayan güvenlik, ailelerimize karşı alınıyor, 33 düş yolcumuzu anmamız sınırlandırılıp, pazarlık konusu yapılmaya çalışılıyor.
Anma yapmak isteyenler 3 arama noktasından geçirdikten sonra Kültür Merkezi’nin bahçesine girebildiler. Katliamın gerçekleştiği noktada saygı duruşuyla başlayan anma, yapılan konuşmalarla devam etti.
Suruç Katliamı için bugün ayrıca şu etkinlikler yapılacak:
Suruç Katliamı yapılsın diye beklendi!
SGDF’li gençler 3 yıl önce IŞİD’li katil sürüsünün yerle bir ettiği fakat görkemli bir direnişle ele geçiremediği Kobanê’deki çocuklara oyuncak götürmek ve halka moral destek sunmak için bir kampanya başlatmış, haftalarca süren çalışmadan sonra çeşitli illerden gelen 300’e yakın insanla Suruç’a ulaşmışlardı.
Suruç’ta konakladıkları Amara Kültür Merkezi’nde basın açıklaması yaptıkları sırada IŞİD’li canilerin bombalı saldırısına uğramış ve bu saldırıda 33 kişi ölümsüzleşirken, yüzü aşkın insan da yaralanmıştı.
Kürt illerinin yerle bir edildiği, führerci rejimin kendi yolunu açmak için devlet terörünü tırmandırdığı bir dönemin kapısının açılması anlamına gelen bu katliam da diğer IŞİD katliamları gibi göz göre göre yapılmıştı.
Katliamı organize eden IŞİD’li ekip daha sonra 10 Ekim Katliamı’nı da planlayan ekiple aynıydı ve polis bu canilerin her hareketini izlediği ve planlarından haberdar olduğu halde dokunmamış, katliamları gerçekleştirmelerini beklemişti. IŞİD’li canilere “öfkeli çocuklar” diyen zamanın Başbakanı Ahmet Davutoğlu bu politikayı özlü bir sözle dile getirmişti: Elimizde canlı bombacıların listesi var. Ama eylem yapmadan onları tutuklayamayız.
Dava diğer katliamlarla aynı yere çıkıyor
Katliamla ilgili açılan soruşturmaya üç gün sonra “Dosyada bulunan belgelerin incelenmesinin soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceği” gerekçesiyle gizlilik kararı getirildi.
Katliamdan 18 ay sonra Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 213 sayfalık iddianamede, biri başka suçtan tutuklu IŞİD üyesi olduğu belirtilen 3 kişi hakkında toplam 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. İddianamede bombalı saldırıyı gerçekleştiren kişinin incelenen deliller, kamera kayıtları ve teşhis yapılması sonucu IŞİD’li Abdurrahman Alagöz olduğu belirlendi. İddianamede katliamın failleri olarak canlı bomba Abdurrahman Alagöz, 10 Ekim Katliamı’nı da organize ettikleri ancak Antep’teki bir hücre evi baskınında kendilerini patlattıkları öne sürülen Yunus Durmaz ve Halil İbrahim Durgun ile Garı Katliamı davası sanıklarından Yakup Şahin ve firari olduğu belirtilen Deniz Büyükçelebi ile İlhami Balı gösterildi. Bu yüzden davada yargılanan tek sanık Yakup Şahin oldu.
Suruç Katliamı’na ilişkin Ali Koçak ve Ahmet Oğuz Davarcı isimli iki polis hakkında “Görevi kötüye kullanma ve ihmal” suçlamasıyla dava açıldı. Suruç Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmaya Ali Koçak başka dosyadan tutuklu bulunduğu Kırşehir Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlanırken, Ahmet Oğuz Davarcı ise katılmadı. Ahmet Oğuz Davarcı’nın ifadesi İstanbul’da talimatla dinlendi. Bir sonraki duruşma 21 Eylül tarihinde görülecek.
Suruç eski Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal hakkında görevi kötüye kullanmaktan dava açıldı. Yapalıal’a 7 bin 500 lira para cezası verildi.
