“Yeni” rejimin yargısının nasıl işleyeceğinin ilanı anlamına gelen kararlardan biri de Gezi Direnişi günlerinde Hatay’daki eylemlerde polisin attığı gaz fişeğiyle kafasından vurularak katledilen Abdullah Cömert’in katili polis Ahmet Kuş’la ilgili verilen Yargıtay kararı oldu.
Balıkesir’de görülen davada Kuş, “bilinçli taksirle adam öldürmek”ten 13 yıl dört aya mahkum edilmişti. Dava Yargıtay 1. Ceza Dairesi’ne temyize götürülmüştü. Mahkeme Balıkesir’deki mahkemenin verdiği cezayı fazla bularak sanık polis Kuş’un ‘bilinçli taksirle öldürme’den değil, ‘kasten yaralama sonucu ölüme neden olma’ suçundan yargılanması gerektiğini hükmederek, Balıkesir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararı bozdu.
Polisin suçunu açıkça belirttiği halde yeterli delil yok dedi!
Gezi Direnişi’ni “şiddet eylemi” olarak tanımlayan Yargıtay 1. Ceza Dairesi verdiği kararda kendisiyle çelişti. Oldukça taraflı bir yaklaşımla hareket eden mahkeme hem polisin gaz tüfeğini nasıl kullanması gerektiğinin eğitimini ldığı ve bu açıdan da Abdullah Cömert’i kafasından vurmasının suç olduğunu belirtti hem de yeterli delil yok dedi.
Yargıtay’ın kendisiyle çeliştiği ve “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dedirten kararında şunlar söylendi:
Sanık Ahmet Kuş’un görevli polis memuru olduğu ve göstericileri dağıtmak için müdahalede bulunduğu esnada gaz tüfeğiyle atış yaptığı ve bu atışlardan birinin ölen Abdullah Cömert’in başına isabet etmesiyle ölümüne sebebiyet verdiği olayda; sanığın öldürme ya da yaralanma kastıyla hareket ettiğini gösteren kesin ve inandırıcı delilleri bulunmadığı ancak gaz tüfeğiyle atış yapma eğitimi alan ve gaz fişeğinin birine isabet sonucu yaralama ya da ölüme sebebiyle vereceğini bilmesi gereken sanığın, atış yaptığı sırada gerekli dikkati ve özeni göstermeyerek göstericileri dağıtmak amacıyla tüfeği ateşlediği bu esnada ölenin isabet aldığı anlaşılmakta; eylemin oluşa göre ‘bilinçle taksirle öldürme’ suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı biçimde ‘kasten yaralama sonucu ölüme neden olma’ suçundan hüküm kurulması, yasaya aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay’ın kendisiyle bu denli açık bir çelişkiye düşmek pahasına böyle bir karar vermesinin kendisinin bir mesaj olduğu açık. “Direnme hakkını kullanan halka kurşun sıkan polis ne kadar suçlu olursa olsun aslında suçsuzdur” bu kararın tercümesi!..