Bırakalım yasama-yürütme-yargıyı sivil toplumun kılcal damarlarını bile (sendika ve meslek örgütlerinin denetiminde olduğu gibi) partili Cumhurbaşkanına bağlayan yeni rejimin führerci karakteri ardı ardına attığı adımlarla daha bir netleşiyor.
Bu rejimde sadece kendi meşruiyetine bir kılıf olması anlamı taşıdığı için varlığına tahammül edilen Meclis de (sözümona yasama gücü!) aynı mantıkla devletin tepesine oturan führerin çizdiği sınırlarda oynamaya zorlanıyor. Bu sınırların dışına çıkan, rejime dair eleştiri getiren milletvekilleri ya Ahmet Şık’ın dün yaşadığı gibi saldırıya uğrayıp, üstüne bir de cezaya uğrar ya da gerilla cenazelerine katıldıkları ve bu tutumun devam edeceğini söyledikleri için soruşturma kıskacına alınır.
En son dört milletvekili hakkında gerilla cenazelerine katıldıkları için soruşturma açılan HDP’ye bu sefer de o cenazelere katılmaya devam edeceklerini söylediği için Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’a soruşturma açılarak yanıt verildi.
Daha önce HDP Diyarbakır milletvekilleri Remziye Tosun ve Musa Farisoğulları hakkında PKK’li Mehmet Yakışır’ın cenaze törenine katıldıkları gerekçesiyle, HDP Batman milletvekilleri Feleknas Uca ve Mehmet Rüştü Tiryaki hakkında ise PKK’li Dewran Baysal’ın cenaze törenine katıldıkları gerekçesiyle soruşturma başlatılmıştı.
Bu soruşturmalarla ilgili olarak önceki gün açıklama yapan Pervin Buldan hakkında da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açıldığı öğrenildi.
Buldan’a soruşturma açılmasına gerekçe gösterilen sözleri şöyleydi:
Arkadaşlarımız taziyelere gittiler. Bu, bizim kültürümüzde olan bir şeydir. Elbetteki yaşamını yitiren insanlarımızın ailelerine taziyeye gitmek bizim en büyük görev ve sorumluluğumuzdur. Nerede olursak olalım, kim neden dolayı yaşamını yitirmiş olursa olsun biz o ailelerin yanında olmaya devam edeceğiz. O yüzden bütün milletvekili arkadaşlarıma şunu ifade etmek istiyorum, hangi ilden seçildiyseniz orada yaşanan en ufak üzüntüye ve sevince ortak olmak bizlerin en büyük görevi ve sorumluluğudur.
“Meclis’te kalacaksanız oradaki tek sesliliğin bir parçası olacak ya da lal kalacaksınız” anlamına gelen bu soruşturma(lar) ya da dün Meclis kürsüsünde Şık’a yapılan saldırı bu rejimin tıynetini olduğu kadar onun artık meşruiyeti kalmayan kurumlarını sürdürmekteki ısrarın anlamsızlığını da ortaya koyuyor!