15 Temmuz darbe girişimiyle de ayan beyan olan burjuva devletin krizinin olağanüstü hallerle yönetilme çabası devam ediyor. Darbe girişiminden sonra ilan edilen ve bugüne kadar 7 kere uzatıldıktan sonra 18 Temmuz’da kaldırılan OHAL’in yerine hazırlanan 25 maddelik kanun teklifinin tümü TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
Fransız modeli örnek alınarak hazırlandığı söylenen düzenlemeyle TSK İç Hizmet Yasası, İl İdaresi Yasası, Sahil Güvenlik Komutanlığı Yasası, Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Yasası, Türk Ceza Yasası gibi yasaların bazı maddelerinde eklemeler-çıkarmalar yapılıyor, OHAL şimdilik 3 yıl boyunca fiilen kalıcılaştırılıyor.
Hem rejimin kendi iç çelişkilerine hem de toplumsal direniş dinamiklerine karşı yapılan bu düzenlemelerle sistemin yaşadığı kriz bir kez daha teyit edilirken, aynı zamanda bu krizin hangi yöntemlerle denetim altında tutulmak istendiği de ilan edilmiş oluyor.
Faşizmin führerci biçimi olan partili cumhurbaşkanlığı sisteminin kendisi de bu krizin başka bir itirafı zaten. İtirafı olduğu gibi de krizin ancak zor ve baskı yöntemleriyle yönetilebileceğinin itirafı… Gerek rejimin kendi iç krizi gerek bu krizi daha da derinleştiren ekonomik-siyasi-bölgesel ve dahası emperyalist kapitalizmin küresel çapta yaşadığı kriz zamanın ruhuna faşizmin karasını çalmayı sistem açısından adeta zorunlu kılıyor. Bu düzenlemeler de bunun tercümesi dışında bir anlam taşımıyor.
Gücü değil, güçsüzlük ve korkuyu ifade eden rejim değişikliği ve onun öeşrebine uygun yasal düzenlemelerle OHAL gerilimi uzun bir sürece ve gündelik hayatın her alanına taşınıyor.
OHAL sonrası ‘terörle mücadeleye ilişkin düzenlemeyi’ de içeren ve TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen düzenlemeyle valilere süper yetkiler tanınıyor, MİT adeta koruma kalkanına alınıyor, toplantı ve yürüyüş hakları tırpanlanıyor, gözaltı süresi uzatılıyor, istenilen kişilerin pasaportlarına el konabiliyor.
“OHAL’in kaldırılmasıyla terörle mücadelenin zaafiyete uğramaması” gerekçesiyle hazırlanan ve kabul edilen 25 maddelik düzenlemede OHAL’i aratmayacak şu maddeler var:
VALİLERDEN KİŞİLERE GİRİŞ- ÇIKIŞ YASAĞI:
Düzenlemenin birinci maddesi, valilere, “kamu düzeni veya güvenliğin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hallerde, 15 günü geçmemek üzere, ildeki belirli yerlere giriş ve çıkışı sınırlama yetkisi” veriyor. Bununla birlikte valiler, ildeki belli yerlerde veya saatlerde kişilerin dolaşmalarını, toplanmalarını, araçlarının seyirlerini düzenleyebiliyor veya kısıtlayabiliyor. Ruhsatlı da olsa her çeşit silah ve merminin taşınması ve naklini de yasaklayabiliyor.
ÖZEL EŞYALARA ARAMA:
Düzenleme ‘askeri mahalle’leri de yeniden düzenliyor. Buna göre, askeri mahallelerde, sulh ceza hâkiminin kararı veya askeri komutanın emri üzerine kişilerin üstü, araçları, özel eşyaları ve özel kâğıtları, “suç delilleri koruma altına alınacak” şekilde aranabilecek. “Suçlu görülen” kişiler ile ilgili de Ceza Muhakemesi Yasası’nın ilgili hükümleri uygulanacak.
‘DUYARLI KAPI ZORUNLULUĞU’ GELDİ:
Askeri mahallelerde, asker kişiler dahil, askeri mahalleye giriş ve çıkışlar için de “duyarlı kapı zorunluluğu” getirildi. Bu kişilerin üstleri, duyarlı kapının ikaz vermesi halinde,metal dedektörle kontrol edilebilecek.
ER VE ERBAŞINA ARAMA
Teklifle, Sahil Güvenlik, jandarma ve jandarma hizmet binalarında, sulh ceza hâkimi kararı veya “gecikmesinde sakınca bulunan hallerde” birlik komutanının ya da kurum amirinin yazılı emri üzerine “er ve erbaşların üst ve eşya” yapılabilmesinin de önü açılıyor. GÖSTERİ YÜRÜYÜŞLERİNE
‘AKŞAM’ KOŞULU:
Düzenleme, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası”nda da değişiklik öngörüyor. Buna göre, açık alanlardaki toplantılar ile yürüyüşlere “gece vaktinin başlamasıyla birlikte dağılacak şekilde” denilerek, “süre” getirildi. Kapalı yerlerdeki toplantıların süresi ise “saat 24.00” olarak yeniden düzenlendi. Toplantı ve yürüyüşlerin uzatılması ise ancak “vatandaşların huzur ve sükûnet içinde istirahatini aşırı ve katlanılamaz derecede zorlaştırmamak ve kamu düzenini, genel asayişin bozulmasına neden olmamak şartıyla” saat 24.00’e dek uzatılabilecek.
‘KOMUTANLARIN KOVUŞTURULMASINA’ ÖZEL İZİN:
Teklifle, bölgede yetkili kılınan “komutanın kovuşturma yapabilmesi” izne bağlanıyor. Buna göre Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve bakanlar hakkında Cumhurbaşkanı, milletvekilleri hakkında TBMM, general ve amiraller hakkında Genelkurmay Başkanı, bakan yardımcıları hakkında ilgili bakanlar, valiler ve kaymakamlar için de İçişleri Bakanlığı’ndan izin alınacak.
‘KOLLUK’ İFADEYE ÇAĞIRILACAK:
Bir şüpheliyi yeniden ifade almaya cumhuriyet savcısının emri ile kolluk çağrılacak. Tutukluluğa itiraz ve tahliye talepleri de dosya üzerinden karara bağlanabilecek. Tahliye talepleri en geç 30 gün üzerinden karara bağlanacak. Daha önce hâkim kararıyla aranan şüpheliye ait bilgisayar araması da savcı kararıyla yapılabilecek.
ADLİ KOLLUKLARA ARAMA YETKİSİ:
Askeri bölgelerde arama da “Cumhuriyet savcısının nezaretinde askeri makamların da katılımıyla adli kolluk görevlileri tarafından” yerine Bülent Turan getirilecek.
MESLEKTEN İHRAÇLAR SÜRECEK:
2 yıllık OHAL dönemi boyunca Cumhurbaşkanlığı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nun onayı ile hayat bulan ihraç yetkisi teklifin yasalaşması halinde sadece Cumhurbaşkanı’na karşı sorumlu bakanların tekil onayına bağlı olacak. Tek bakana bağlı ihraç yetkisi 3 yıl boyunca devam edecek. Askerlerin ihraçları ise Milli Savunma Bakanı’nın onayına bağlı olacak.
‘TAZMİNAT TIRPANI:
Teklif, devlet kurumlarından OHAL döneminde ihraç edilip yeniden görevine dönenlerin “tazminat hakkını” da elinden alınacak.
ATAMALARDA BÜYÜK İL YASAĞI:
Teklifte; yükseköğretim kurumlarında kamu görevinden çıkarılan öğretim elemanları için YÖK Başkanlığı’na bildirilme zorunluluğu geliyor. Bu kişilerin görevine iade edilmesine karar verilmesi halinde ise eski kadro veya pozisyonlarına atanması esas kabul ediliyor ancak bu hüküm müdür yardımcısı veya daha üstü ile eşdeğer yöneticilik görevinde bulunanlar için tümüyle uygulanmayacak. Müdür yardımcısı veya daha üstte olan kişiler için söz konusu yöneticilik görevlerinden önce bulundukları kadro ve unvanlar atamalarda dikkate alınacak. Ayrıca; Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı’na bildirilen atama teklifleri, Ankara, İstanbul ve İzmir illeri dışında ve 2006 yılından sonra kurulan yükseköğretim kurullarına öncelik verilmek kaydıyla yapılacak.
GÖZALTI SÜRESİ UZATILDI:
Anayasaya göre toplu olarak işlenen suçlarda 48 saatle sınırlanan gözaltı süresi OHAL döneminde önce 30 güne çıkarılmış daha sonra da 14 güne indirilmişti. Yasa teklifi ile toplu olarak işlenen suçlarda anayasadaki günlük gözaltı süresi 4 güne çıkarıldı. Ancak sanığın “hâkim tarafından dinlenmesi koşulu” ile 4 günlük gözaltı süresinin 2 kez daha uzatılması ile 12 günlük gözaltı süresinin önü açıldı. Tekil suçlarda ise yine “hâkim tarafından dinlenme” koşulu ile Anasaya’daki 2 günlük sürenin 2 kez daha uzatılması ile 6 güne kadar çıkartılması sağlanacak. Teklifin yasalaşması halinde gözaltı süresi ile ilgili tüm bu düzenlemeler 3 yıl boyunca geçerli olacak. Bu düzenleme, Anayasa’da yer alan “bireysel suçlarda 48 saat, toplu suçlarda ise 4 gün” hükmüne aykırılık taşıyor. Anayasada yer alan maddede, “Bir kişinin yakalanması veya tutuklanması halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz” hükmü bulunurken gözaltı sürelerine ilişkin yapılan yeni düzenleme ile hâkim tarafından verilecek iki kez uzatma kararına iktidar, “hâkim kararı nedeniyle anayasaya aykırılık teşkil etmediğini” iddia ediyor.
PASAPORT İPTALİNE DEVAM:
OHAL süresince ihraç edilen kişiler ve ailelerinin pasaportlarına sınırlama koyma yetkisi getiren düzenleme teklifle birlikte 3 yıl boyunca devam edecek. Buna göre 3 yıl boyunca sadece Cumhurbaşkanına karşı sorumlu olan İçişleri Bakanı’nın onayı ile ihraç edilen kamu personelinin kendisi ve eşinin pasaportuna İçişleri Bakanı’nın onayı ile iptal kararı verilebilecek.
MİT’E KALKAN ÜSTÜNE KALKAN
Yasa önerisiyle MİT’in “Bilgi Edinme Yasası” kapsamından çıkarılacağı hüküm altına alındı. Buna göre MİT’in uygulamaları hakkında “bilgi edinilemeyecek.” Ayrıca, MİT’in taraf olduğu hukuki uyuşmazlıklarda “arabuluculuk” uygulanmayacak. Ancak Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu OHAL işlemlerini bilgi edinme hakkından zaten muaf tutmuştu.