Ekonomik-siyasi-bölgesel-uluslararası krizin iç içe geçerek etkisini ağırlaştırdığı bu günlerde tüm bu tablonun en net yansıması Türk Lirası’nın tarihin en büyük değersizleşmelerinden birini yaşamasında dile geliyor. Bu ağır krizin çarşı pazarda, üretim alanlarında, ceplerde nasıl bir cayırtıya neden olduğunuysa yaşayıp görüyoruz. İşçi ve emekçilerin yaşamlarını kasıp kavuran bu cayırtının rejimin dümenine oturan Erdoğan ve avenesi tarafından nasıl bir fırsata dönüştürüldüğünü de…
Mutfaklardaki yangının “dış mihraklar” hamasetinin yarattığı “milli” duygularla görmezden gelinmesinin isteniyor. Bu “milli” duyguların şahlanması için her gün yeni bir argüman öne sürülüyor, “antiemperyalist” pozları en medyatik biçim ve söylemlerle harlandıkça harlanıyor.
Erdoğan’ın “Onların doları varsa bizim de Allah’ımız var” diyerek başlattığı bu vıcık vıcık söyleme son olarak da “Dışarıdan dövizle aldığımız her ürünün daha iyisini daha kalitelisini burada üretip biz dışarıya satacağız. Amerika’nın elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız. Onların iPhone’u varsa öbür tarafta Samsung var. Kendi ülkemizde Venus var, Vestel var” sözlerini ekledi.
“Yerli ve milli” dediklerinin her birinin ana parçalarının ABD’den ithal edildiği gerçeğini her zamanki pişkinliğiyle öteleyerek…
ABD’den ithal edilen çeşitli malların vergilerinin arttırılmasıyla devam eden bu “milli şahlanış” dalgasının son halkasını da Diyanet İşleri Başkanlığı kriz fetvasıyla ekledi.
Hizmetine lüks Mercedesler sunulan, aldığı ödenek eğitim ve sağlık gibi alanların ödenekleriyle yarışan ve bu yılbaşında kendisine ayrılan 7,7 milyarlık ödeneğin büyük bölümünü ilk 6 ayda harcayıp, yılın ikinci yarısı için bütçe talebinde bulunan ve 8,3 milyarlık bütçe güncellemesine giden Diyanet de aynı pişkinlikle halka “israftan uzak durun” fetvası saldı!
Milyarları 6 ayda tüketen ve nereye harcadığının hesabını da vermeyen Diyanet’in halka yaptığı bu “kemer sıkma” çağrısı sosyal medya YA DA Ekşi Sözlük gibi mecralarda tepkilerle karşılandı.
Fedakarlık konusunda halka öncülük edeceğini söyleyecek bir yüzsüzlükle açıklama yapan Diyanet şunları buyurdu:
İstiklal ve istikbalimiz adına büyük bir mücadele verdiğimiz bu günler maddî ve manevî açıdan kenetlenme ve fedakârlık zamanlarıdır.
Biliyoruz ki devletimiz, mazlumlara umut olduğu için zalimlerin hedefi olmaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığımız bütün görevlileri ve mensupları ile milli paramızı kullanmak, lüks ve israftan kaçınmak ve milli ürünleri tercih etmek başta olmak üzere her türlü fedakârlık ve sorumluluk konusunda milletimize rehberlik etmeye devam edecektir.
Tarihten beri nice zorlukları birlik ve beraberlik ruhu ile aşmış aziz milletimiz, sistematik şekilde maruz kaldığı bu çok boyutlu saldırıların da üstesinden gelecek ve Allah’ın yardımı ile bu onurlu mücadelesinden galip çıkacaktır.
Tarih şahittir ki Allah, dinine yardım edenlere yardım edecek, mazlumların hamilerine tuzak kuranların tuzaklarını boşa çıkaracaktır.