Hacı Bişkin
Türkiye’de 17 Ağustos 1999 sabahında gerçekleşen Marmara depreminin üzerinden 19 yıl geçti. O dönem İstanbul Valiliği tarafından deprem risklerini azaltma ve toplanma alanlarını belirleme gibi birçok konuda çalışmalar yürüten İl Afet Merkez Kurulu’nda yer alan Cemal Gökçe anlattı: İstanbul depreme hazırlanırken 5 afetle daha karşı karşıya kaldı…
17 Ağustos 1999’da yaşanan 7,5 büyüklüğündeki Marmara Depremi’nin üzerinden 19 yıl geçti. Deprem nedeniyle binlerce insan hayatını kaybetti, yaralandı, evsiz kaldı. 19 yılda İstanbul’da ne değişti, yetkililer bu depremden ders aldı mı, olası bir deprem İstanbul için ne anlama geliyor? 1999’da yaşanan felakette İstanbul Valiliği tarafından 14 kişiden oluşan İl Afet Merkez Kurulu’nda yer alan İnşaat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Cemal Gökçe, “İstanbul depreme hazırlanırken 5 afetle daha karşı karşıya kaldı. İstanbul şu an 1999 yılından daha kötü” dedi.
‘İSTANBUL’U DEPREME HAZIRLAYALIM DERKEN…’
Türkiye’de 17 Ağustos 1999 sabahında gerçekleşen Kocaeli/Gölcük merkezli deprem ağır kayıplara neden oldu. 17 Ağustos depremi tüm Marmara Bölgesi’nde, Ankara’dan İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedildi. Hazırlanan raporlara göre 17 bin 480 kişi öldü, 23 bin 781 kişi yaralandı, 505 kişi sakat kaldı ve 285 bin 211 konutun hasarlı olduğu tespit edildi. Bu olaydan sonra deprem toplanma alanları, binaların depreme dayanıklılığı konusu yıllarca tartışıldı.
Gökçe, o günden bugüne yapılanları şöyle anlatıyor: “İstanbul’u depreme hazırlayalım derken var olan yapı stokunun deprem güvenlikli olmadıklarını anladık. Bu yapıları depreme güvenlikli hale nasıl getiririz diye çalışırken sonradan bunun yeterli olmayacağını fark ettik. Çünkü Gölcük depremi, Van depreminde bunları yaşadık ve gördük. Yapılar hasar görmese de depremin artçıları sürüyor ve yapılar zarar görüyor. Bu nedenle insanları evlerine sokamıyoruz. Bu çerçevede insanların toplanma alanlarına, çadır kuracak yerlere ihtiyaç duyuldu ve İl Afet Merkez Kurulu bu konuda çalışmalarına başladı.”
‘1999’DAN DAHA SIKINTILI’
İstanbul’da depremden sonra insanların sığınabileceği 493 yer belirlenmişti. Peki bu boş alanlar ne oldu? Gökçe şöyle devam ediyor: “493 yer insanların çadır kurabilecekleri boş alanlar. Buralar afet dışı zamanlarda park olarak kullanılabilecekti. 493 toplanma alanının yeterli değildi. Dolayısıyla her mahallede toplanma alanının olması gerektiği konuşuldu ve kararlaştırıldı. Ama geldiğimiz nokta itibarıyla bu 493 yerin 4’te 3’ü yapılaşmaya açılmış durumda. Yani İstanbul toplanma alanları 1999’dan çok daha sıkıntılı.”
‘İSTANBUL 5 AFETLE KARŞI KARŞIYA KALDI’
“İstanbul’un her yeri betona dönüştürüldü. Artık İstanbul bir depreme hazırlanırken 5 afetle karşı karşıya kaldı” diyen Gökçe bu afetleri şöyle sıraladı:
1 – Yağmur yağdığında yağmuru alabilecek toprak olmadığı içi sular bir yerde toplanıyor ve sel baskınları meydanları geliyor. Su baskınları İstanbul için bir afete dönüştü. Her yıl İstanbul’da sel baskınları oluyor.
2 – Her yer betonlaştığı için ısı adaları oluştu. Isı adaları bir afet anlamına geliyor.
3 – Konut yapıldıkça İstanbul nüfusu arttı. Dolayısıyla hava kirlendi. 1999 yılına göre İstanbul’un havası çok daha kirli
4 – Bilime uygun, insan yaşamına uygun kentsel dönüşüm yapılmadığı için insanlar bugün İstanbul’daki insanları sosyal ve toplumsal olaylarla karşı karşıya. Bu da bir afet.
5 – İstanbul bugün 1999 yılından daha iyi değil. Yaşayacağımız olası bir depremde İstanbul’daki yapı stokunun varlığı aynen devam ediyor. Bu yapı stoku 7 ve üzeri yaşadığımız bir depremde ciddi ölçüde can ve mal kayıpları yaşayacak. Ama bir şey daha yaşayacak. Kontrolsüz, plansız, yaşanılabilir kent anlayışına uygun olmayan bir yapılaşma söz konusu olduğu için yangınlar ortaya çıkacak. İtfaiye araçları çoğu mahalleye giremeyecek. Dolayısıyla İstanbul’daki yangınlar söndürülemeyecek.
Gökçe son olarak, “Bu saydıklarımızdan yola çıktığımızda İstanbul bugün 1999 yılından daha iyi değil” dedi.
Ne olmuştu?
17 Ağustos 1999 Depremi Richter ölçeğine göre 7,5 büyüklüğünde gerçekleşti. Resmi raporlara göre depremde 17 bin 480 insan hayatını kaybetti. 23 bin 781 kişi yaralandı. 505 kişi ise sakat kaldı. Resmi olmayan rakamlara göre, 50 bin insan öldü, 100 bin insan ise yaralandı. Çöken 133 bin 683 bina ile yaklaşık 600 bin kişi evsiz kaldı. 16 milyon insan depremden değişik düzeylerde etkilendi.
Yapım hatalarından çöken binaların müteahhitlerine yaklaşık 2 bin 100 dava açıldı. Bu davalardan bin 800’ü kamuoyunda ‘Rahşan affı’ olarak da bilinen, Şartlı Salıverme Yasası’ndan dolayı kapandı. Geriye kalan 300 davanın 110 kadarında ceza kararları çıktı. Diğer davalar ise 17 Şubat 2007 Cuma günü 7.5 yıllık zaman aşımı sürelerini doldurarak zaman aşımına uğradı ve düştü. (GAZETE DUVAR)