Kayıp yakınlarının 500. haftasına yasak



Diyarbakır’da kayıp yakınlarının 500’üncü hafta eyleminin yerinde yapılması, polis tarafından engellendi


Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi yöneticileri, “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” eyleminin 500’üncü haftası için dernek binasında bir araya geldi. Diyarbakır Valiliği, geçen hafta “kamu güvenliği” iddiasıyla yasaklama kararı aldığı ve anıtın etrafını çevirdiği için eylemin Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapılmasına izin verilmedi. Eylem öncesi İHD Diyarbakır Şubesi zırhlı araçlar ve çevik kuvvet polisleri tarafından ablukaya alındı.

Eyleme, kayıp yakınları, İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Dersim Dağ, Semra Güzel, Selçuk Mızraklı, HDP İl Eş Başkanı Şerif Çamcı, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Eş Başkanları, Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP), Tabipler Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), İHD Adıyaman, Muş, Siirt, Van, Ağrı, Bingöl, Elazığ, Erzurum, Bitlis temsilcileri katıldı.

Eylemin dışarda yapılmasını engelleyen polisler ile İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan arasında tartışma yaşandı. Türkdoğan, dernek binası önünde açıklama yapmak istediklerini belirtti. Polis yetkilileri, “Aranızda birkaç temsilci seçin, sadece binanın girişindeki merdivende açıklama yapabilirsiniz. Kayıp kayınları ve arkanızdaki grubun açıklamaya katılmasına izin vermeyeceğiz” dedi. Bu sırada Türkdoğan’ın yanına bir kayıp yakınının gelmesiyle birlikte polisler, grubun binanın kapısında bile açıklama yapmasına izin vermedi. Yasağın insan hakkı ihlali olduğunu hatırlatan Özdoğan, eylemin öznesi olan annelerin olmadığı bir eylemi yapmalarına kimsenin kendilerine dayatamayacağını söyledi.

Daha sonra dernek binasına geçerek açıklama yapan Türkdoğan, yanlarında bir kayıp annesi durduğu için açıklama yapmalarına izin verilmediğini belirterek, “Hükümete sormak istiyorum: Sizin Galatasaray Anneleriyle, Barış Anneleriyle, Cumartesi Anneleriyle ne sorunuz var?  Bunu bize açıklamak zorundalar, bu yasaklar bize geri adım attıramaz. Annelerimizin başlattığı ‘Kayıplar bulunsun failler yargılansın’ eylemini kesintisiz devam ettireceğiz. Bu eylemin en önemli öznesi annelerimizdir. Çünkü anneler adalet arıyorlar, anneler çocuklarının kemiklerini arıyorlar; çocuklarının faillerini arıyorlar. Onların adalet önünde hesap vermelerini istiyorlar. Hiç kimse annelerin eylemini suiistimal etmiyor. Eğer suiistimal varsa, önce anneler ağlamasın deyip daha sonra anneleri ağlatanlar, suiistimal edenlerdir” diye konuştu.

OHAL’in kalktığını ama fiilen devam ettiğine dikkat çeken Türkdoğan, “Çıkarılan yasalarla Türkiye’ye kalıcı bir OHAL getirildi. Eylemi yasaklayan zihniyeti kınıyorum. Hükümeti bu yanlış karardan bir an önce vazgeçmelidir. Türkiye ve Ortadoğu krizi bu şekilde aşılamaz. Türkiye’de adaletin gerçekleşmesi için geçmişle yüzleşilmesi gerekir” dedi

TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ise failli belli suçların faillerini ve işbirlikçilerini görmek için Cumartesi Annelerinin barışçıl ve demokratik hak taleplerini engelleyene bakmak gerektiğini söyledi. Fincancı, “Yasaklayanlar, failler ve işbirlikçilerdir. Onlar tarih önünde hesap verecekler. Şu anda İstanbul’da Cumartesi Anneleri, sokağa sıkıştırılmış durumdalar. Bizi binalara, sokaklara sıkıştırarak hak arama taleplerimizi sonlandıracaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Biz burada hak arama mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz” dedi.

Devletin baskılarının hak aram arayışlarını engelleyemeyeceğini ifade eden kayın yakınlarından İffet Mutaş da, “Ben 1994’ten beri kayıp kardeşimi arıyorum. Devletten kardeşin faillerini ve kemiklerini istiyorum. Bunu istemek suç mu? Bu nasıl bir adalet anlayışıdır, bunu asla kabul etmeyeceğim. Ben yaşadığım sürece kardeşimin işkence edilerek yakıldığını unutmayacağım. O dönem onların gazeteleri yazmıştı, biliyorlar nerede olduğunu” diye konuştu.

Ayrıca Kontrol Et

Narin’in Köyünde Çocuk Kalınabilinir mi?

Narin’in bir cinayet şebekesince katledilip bu cinayetin üzerinin de kolektif olarak kapatılmaya çalışıldığı Tavşantepe Köyü’nde çocukların psikolojik durumuna ilişkin hazırlanan ön raporda “Çocukların yaşanan durumla ilgili konuşmadıkları, bu durumu bastırmış veya anlamlandıramamış olabilecekleri” değerlendirmesi yapıldı. Bunun aileleri tarafından çok sıkı telkinler sonucu olabileceği kaydedildi