Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Karataş köyünde, hükümete yakınlığıyla bilinen Cengiz Holding, 2011 yılından bu yana inşaatını sürdürerek genişlettiği ve bir taraftan da fosfat ürettiği Eti Bakır Metal Geri Kazanım ve Entegre Gübre Tesisleri için köyün boşaltılmasını istiyor.
Mezopotamya Ajansı’nda yer alan haberde, 3’te biri kamulaştırılmış tarım arazilerinin yanı sıra ormanlık alan ve meralarda çalışma yürüten Eti Bakır A.Ş.’ye karşı köylüler topraklarını terk etmemek niçin mücadele ediyor.
YAŞAM ALANLARI GİTTİKÇE DARALIYOR
Hazine arazileri, mera ve ormanlık alanların kullanımına ilişkin Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi tarafından verilen, “Yürütmeyi Durdurma Kararı”na rağmen çalışmalarını sürdüren Eti Bakır A.Ş.’nin inşaat halindeki tesislerinden kaynaklı ilçeye bağlı 11 köy olumsuz etkileniyor. Hemen hemen her türlü tarım ürününün yetiştiği 30 hanelik köyde, Eti Bakır A.Ş.’nin meralar üzerindeki çalışmalarından kaynaklı ayrıca hayvanların yaşam alanları daralıyor.
DİNAMİTLER EVLERE ZARAR VERİYOR
Köydeki meralarda yapılan çalışmalardan dolayı, binin üzerinde büyükbaş ve 10 binden fazla küçükbaş hayvan iş makineleri arasında otlamak zorunda kalıyor. Ayrıca inşaat çalışmalarından kaynaklı çıkan tozdan dolayı köy sık sık toz bulutu altında kalıyor. İnşaatlarda patlatılan dinamitler de köydeki evlerde ciddi çatlaklara sebebiyet veriyor.
HOLDİNG İÇİN KARAKOL YAPILIYOR
Tesislerde çalışan iş makineleri ile köyün etrafına yığılan molozlar ise, köyde bulunan göletin giderek kaybolmasına neden oluyor. Çocukların molozlar içerisinde oyun oynadığı köyde, söz konusu durumlara karşısında gerçekleştirilen eylemler de her defasında jandarmanın müdahalesi ile sonuçlanıyor. Bunun yanı sıra, holding için bir süre önce yapımına başlanan karakol inşası ise sürüyor.
HUKUKİ SÜREÇ DEVAM EDİYOR
Köylerinde kalmakta ısrarcı olan yurttaşların hukuki mücadelesi de bir yandan devam ediyor. 2017 yılının Haziran ayında, Mazıdağı Kaymakamlığı tarafından köyün boşaltılması yönünde gönderilen tebligata karşın yurttaşlar tarafından açılan itiraz davası da halen sonuçlanmış değil.
SİYANÜR ZEHRİ KÖYDE KULLANILACAK İDDİASI
Eti Bakır’ın işletmesi hakkında görüştüğümüz çalışanlar ise, tesisin bu yılın sonuna kadar tamamen faaliyete geçeceğini aktardı. 5 üniteden oluşan tesislerde her ne kadar bugüne kadar geri kazanım tesisi ve fosfat gübresi üretiminden bahsedilse de fabrika çalışanları, bakır ve altın ayrıştırmasına dair çalışmaların da yapıldığını kaydetti.
İşçilerden edinilen bilgilere göre; bugüne kadar hiç dillendirilmeyen bir siyanür havuzu tamamlanmak üzere. Kamuoyunda, “zehirli altın arama faaliyeti” olarak bilinen siyanürlü altın ayrıştırmasının holdingin birincil hedefleri arasında yer alıyor. Başka bölgelerde çıkarılacak altın cevheri burada işlenecek.
‘SESİMİZİN ARTIK DUYULMASINI İSTİYORUZ’
Söz konusu yaşadıkları sorunların giderilmesini isteyen köy muhtarı Mehmet Hadi Araç, tesis hakkında ve çalışmalarına dair herhangi bir bilgi alamadıklarını dile getirdi. Köy muhtarı ve mal sahibi olmasına rağmen kimsenin kendileri ile görüşmediğini söyleyen Araç, firma İşletme Müdürü Mehmet Baykal’ın köyün boşaltılması konusunda ısrarcı olduğunu kendilerine aktardığını belirtti. Araç, yaşadıkları problemler hakkında şunları söyledi: “Arazilerimize gidiyoruz jandarma ile karşılaşıyoruz. Hayvanlarımızı otlatamıyor, arazilerimizi ekemiyoruz. Köyümüzün dört bir tarafında kazı çalışması yapılıyor. Kaymakamlıktan, Başbakanlığa kadar dilekçeler verdik. Kimse dikkate bile almadı. Biz sesimizin artık duyulmasını istiyoruz. Bu köyde insanlar yaşıyor ve bu insanların hakkı gözetilsin istiyoruz.”
‘YAŞAM ALANIMIZ KALMAYACAK’
Köyde nefes alınacak bir durum kalmadığını ifade eden Ahmet Araç da, göçe zorlandıklarına işaret ederek, söz konusu şirketin kanunları tanımadığını söyledi. “İktidardan aldığı güçle hareket ediyor” diyen Araç, işçilerin siyanür havuzuna dair iddialarının araştırılması gerektiğini vurguladı. Araç, bölgede henüz siyanürün ne olduğunun farkına varılmadığını ifade ederek, “Gelip kendileri görsünler. Burada gerçekten yaşam var mı, yok mu? İki ay sonra artık tamamen nefes alınamaz bir hale gelecek. Burada bir yaşam alanımız kalmayacak“ diye konuştu.