‘Bu isyan tüm inşaat işçilerinin ve işçi sınıfının isyanıdır!’



İnşaat-İş’in 3. Havalimanı şantiyesinde başlayan isyanla ilgili açıklamasını yayınlıyoruz


3’üncü Havalimanı şantiyesinde çalışan işçilerin kaldığı Akpınar Kampı’nda sabah saat 06:00 sıralarında başlayan işçi isyanı, jandarma saldırısından sonra resmi ve şirket temsilcilerinin talebiyle başlayan görüşmeyle devam ediyor.

İnşaat-iş, bu arada şantiye alanına polisin de  TOMA ve 3 gözaltı aracıyla geldiğini, eylemler sırasında çok sayıda işçinin gözaltına alındığını, sendika olarak polisle gözaltıların serbest bırakılması için görüşmeler yaptıkları duyurarak, bugünkü gelişmelere dair aşağıdaki açıklamayı yaptı:

Bir prestij projesi olarak sunulan 3. Havalimanı şantiyesinde çalışan işçi arkadaşlarımızın kaldığı Akpınar Köyü kampında bu sabah isyan çıktı.  Aralarında üyelerimizin de olduğu işçi arkadaşlarımız kötü çalışma-barınma-beslenme ve ulaşım koşullarına karşı kampın giriş-çıkışlarını kapatarak, İGA yönetim binalarının bulunduğu Plazalar bölgesine doğru yürüyüş başlattı.

İşçilerin birikmiş yakıcı ve yıkıcı öfkesi saatlerdir devam ediyor. Sendikamız, temsilcileriyle işçi arkadaşlarımızın, üyelerimizin yanında.

Jandarma bu öfkeyi kontrol edemeyeceğini anlayınca her zaman olduğu gibi saldırıya geçti. Gaz bombaları ve plastik mermilerle gerçekleşen saldırıyla da işçi arkadaşlarımız dağılmadı. Saatlerce süren eylemin yakıcı ve yıkıcı gücünün saldırıyla da çözülmeyeceği anlaşılınca bu sefer de görüşme talep edildi.

Birikmiş sorunlara karşı patlayan işçi öfkesi karşısında acizleşenler sendikamızın varlığına tahammül etmediler. Orada bulunan bazı temsilcilerimizi işçilere yalan yanlış söylemlerle hedef göstermeye kalkıştılar. Jandarmanın neler söyleyerek hedef gösterdiğini bilmiyoruz. Ancak üyelerimiz sendika temsilcilerimize, hedef gösterildiklerini haber vererek, onları güvenli bir şekilde dışarıya çıkardılar. İçerde kalan sendika temsilcilerimiz işçi arkadaşlarımızla birlikte direnişi devam ettiriyorlar.

Direniş saldırıdan sonra da güçlü bir şekilde devam edince devlet ve şirket yetilileri işçileri masaya davet etmek zorunda kaldılar. Şu sıralarda sendika temsilcilerimizin de katıldığı bir müzakere yürütülmektedir.

Servislere binmeyip fiilen iş durduran, köleliği hatırlatan tüm adreslere ateş püsküren arkadaşlarımızın talebi, insanca çalışmak-insanca barınıp, insan onuruna yaraşır şekilde çalışma alanına taşınmaktır!

Her gün en az iki işçinin hayatını kaybettiği, servis “kazaları” ve ölümlerin rutinleştiği, yemeğin-barınma alanının insanlık dışı koşullarda ve nitelikte olduğu bu köle kampında “Çalışırken ölmek istemiyoruz!” demektir!

On binlerce işçinin bu taleplerle yükselttiği isyan çığlığı tüm inşaat işçilerinin olduğu gibi, tüm işçi sınıfının da çığlığıdır!

Gösteriş için yapılacak açılış törenine kadar belli bölümleri hazır etme acelesiyle hareket eden patronlar, bir köle kampı haline getirilen bu dev şantiye alanında bizim kanımız-canımız-alın terimiz üzerinde adeta tepiniyorlar. Tıpkı diğer şantiyelerde ve tüm üretim alanlarında olduğu gibi…

Bizler bu kölelik koşullarına karşı isyanı büyütmek, asalak inşaat baronlarının ve kurdukları sömürü düzenini yerle bir etmek için tüm gücümüzle seferber olacağımızı bir kez daha belirtiyoruz.

Ayrıca Kontrol Et

Almanya: Metalde İşçiler Hiçe Sayıldı

Metal-elektro alanında TİS görüşmelerinin dördüncü turunda sendika patronlarla geri bir noktada uzlaştı