İstanbul Zeytinburnu Belediyesi’ndeki 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilen ‘Taşeron düzenlemesi’ kapsamında işten çıkarılan işçi Kenan Güngördü, belediye binası önünde başlattığı oturma eyleminin 174. gününde (24 Eylül) Ankara’ya yürüyüş başlatmıştı.
Güngördü’nün başlattığı yürüyüş eylemine, Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’ndeki işinden atılan Sinan Yerdelen ile yine işlerinden çıkarılan Mazlum Çetinkaya ve Arkadaş Canpolat da katılarak Ankara’ya geldiler.
Ankara’ya ulaşan direnişçiler, dün İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube’sinde basın açıklaması yaptılar.
Basın açıklamasında Kenan Güngördü, “AKP OHAL’i kaldırdığını söylese de aslında kendi OHAL’ini uyguluyor. Yürüyüş boyunca güvenlik güçleri adım adım bizi izledi. Sanki İstanbul’dan Ankara’ya yürüyen hırsız ya da vatan hainiymişiz gibi bizi izledi. Böyle diyorum çünkü asıl suçlular onlardır. Biz sadece işimiz, ekmeğimiz ve onurumuz için Ankara’ya yürüdük” diye belirtti.
Eskişehir’den Ankara’ya gelmek için bindikleri otobüste ‘resmen rehin alındıklarını’ kaydeden Güngördü, yaşadıklarını şöyle anlattı:
Biz otobüse bindikten sonra polisler bindiğimiz otobüsün muavinini arayarak Ankara’ya kadar hiçbir yolcunun otobüsten inmemesini söylemiş. Muavin de otobüste bulunanlara seslenerek, ‘Ankara Emniyeti’nden kara var; Ankara’ya kadar kimse inmeyecek’ dedi. Eskişehir’den Ankara’ya kadar yaklaşık 50 yolcuyu resmen rehin aldılar.
Bugün Meclis’e gideceğimizi bildikleri için orada karakol gibi etrafımızı sardılar. İllegal bir örgütmüşüz gibi bize yaklaştılar. Biz sadece işimizi geri almak ve KHK’ların kaldırılmasını istiyoruz. 181 gündür biz bunlara anlatamadık. Anayasa kitapçığını cumhurbaşkanına mı atalım? Biz mi onlara anayasayı ya da kanunları hatırlatacağız?
Güngördü devamında, “Biz diyoruz ki hakkımızda hukuki işlem başlatın anacak hukuki işlemi bırakın adaletsizliklerini sürdürüyorlar. Bizler bir daha söylüyoruz ki, biz işimize iade edilsek bile işinden edilen tüm emekçiler işlerine geri dönene kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Biz Ankara’da başka bir KHK mağduru olan Mahmut Konuk’u ziyaret ettik; ancak polisler çok sert bir şekilde bize müdahale ederek, bizi gözaltına aldılar. Mahmut abiyi bir saniye bile konuşturmadılar. Biz gezdiğimiz her yerde hukuksuzluklarını anlattık anlatmaya devam edeceğiz” dedi.
Sinan Yerdelen ise, ”Yüz binlerce işçi ekmeğinden işinden edildi. Ama herkes tek tek direniştedir. Ama bu gücü birleştireceğiz ve buna karşı bir direniş gerçekleştireceğiz. Artık sabrımız kalmadı, adalet istiyoruz. İnsanlar korkuyor ve biz bu korkularını aşmak için bu yürüyüşü başlattık. Artık üç kişilik bir sesten dahi korktuklarını gördük. İşçilerin volkan gibi patlamasından korkuyorlar. Siyasi iktidarın kendi yarattığı krizi biz işçilere ödetmeye çalışıyor ama biz bu krizi sermayedara ödeteceğiz. Tüm emekçiler kendi zaferlerini kazanana kadar bu mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu.
Yerdeler’den sonra söz alan Mahmut Konuk da, “Medya maymunlarına sesleniyorum, biz işçilerin haklı taleplerini ne zaman görecekler. İlla kendi ekmekleri ellerinden alınınca mı bizleri görecekler. Asla bizi teslim etmeyecekler. Aslında korktukları için bize saldırıyorlar. Bizden korkuyorlar. Bakın bize bir senedir dava açmıyorlar. Korkmayalım sokağa çıkalım bu harami sultanı def olup gidecek. Zafer direnen emekçinin olacak! Buradan 3. Havalimanı işçilerinin direnişini de selamlıyoruz” dedi
Mazlum Çetinkaya ise 11 Ekim’de HDP ve CHP’li milletvekillerinin de katılımı ile Meclis’te gerçekleştirecekleri basın toplantısı için çağrıda bulundu ve “170 bin KHK mağdurunu 11 Ekim günü Meclis’te yapacağımız basın açıklamamıza bekliyoruz. 170 bin kişi ile Ankara’ya gelirsek mutlaka kazanırız” diye vurguladı.