Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ikinci büyük otomobil tekeli Ford, dünya genelinde 202 bin olan çalışanının yüzde 12’sini, yani 24 bin emekçiyi işten çıkarmaya hazırlanıyor.
Geçtiğimiz günlerde Wall Street Journal’da yer alan habere göre, Ford’un CEO’su Jim Hackett “25,5 milyar dolarlık yeniden yapılandırma çalışmaları kapsamında çalışan sayısında ciddi bir azalmaya gidilerek şirketin rekabet edebilirliğinin sağlanacağını umduğunu” söyledi.
İşçi kıyımına hazırlanan otomotiv tekeli buna “Trump yönetiminin izlediği gümrük ve vergi politikalarıyla birleşik olarak Çin ile girilen ticaret savaşlarının sonucunda 1 milyar dolarlık kayıp yaşanmasını” gerekçe gösterdi.
WSJ haberinde, Ford hisselerine yatırım yapan mali sermaye gruplarının, daha fazla işçinin işten çıkarılmasına “Önemli potansiyel” olarak baktıkları, yerine düşük ücretlilerin işe alınması ve bu yoldan üretim maliyetinin düşürülmesiyle “Yüksek verimliliğe yeniden erişilmesinin beklendiği“ne vurgu yapıldı.
Habere göre, 2008 krizi döneminde ABD devletinden doğrudan yardım almadan ayakta kalan ve son 7 yıldır aralıksız kar yapan Ford tekeli 2017 yılında da yüksek kar elde etti. Bunun yeterli olmadığını ileri süren kan emici spekülatörler başka deyişle “Kupon kesiciler“ yatırımcıların Ford hisselerini ilk fırsatta elden çıkarmaları gerektiği konusunda açıklamalar yaparak hisselerin değer kaybetmesini sağladılar.
Hisselerin değer kaybetmesi mali sermaye grupları için fayda sağlıyor. Aynı zamanda banka hisselerine de sahip olan bu yatırım kuruluşları, hisseleri değer kaybettiği için kredi notu düşürülen tekelin daha fazla faiz ödemek zorunda kalmasından faydalandıkları gibi değeri düşen hisseleri geçici bir süre için olsa bile çok düşük bir fiyatla piyasadan toplamaya başladılar.
Haberde (2008 krizi döneminde başta ABD olmak üzere dünya otomobil piyasasının çökmesinin ardından) “Son 7 yıldır otomobil piyasası sürekli büyüdü. Petrol fiyatlarının düşük olması da otomobil satışlarını olumlu etkiledi. Yaşanan ekonomik ve siyasi belirsizliklerini yanı sıra otomobil piyasasının doygunluğu ciddi riskleri barındırıyor” denildi.
Yapılması planlanan işçi kıyımının (üretimin çeşitli kısımlarının Romanya gibi ülkelere kaydırılması yoluyla) özellikle Batı Avrupa’daki üretim tesislerini etkileyeceği ise beklenen bir durum.
Bu gerçeğe rağmen, örneğin Ford Almanya GBR (Birleşik İşyeri Temsilciliği) Başkanı Martin Hennig, Köln’deki fabrikanın “Üretim merkezini koruma sözleşmesi” (“Standortsicherungsvertrag”) ile 2022 yılına kadar güvencede olduğunu her fırsatta dile getirmekten çekinmiyor.
Bu şekilde, üretim merkezinin korunmasının işyerlerinin ya da fabrikanın tüm bölümlerinin de korunacağı anlamına gelmediği gerçeği işçilerin gözlerinden kaçırılıyor. Oysa önümüzdeki günlerde “Üretimi başka ülkelere kaydırırız” tehdidi eşliğinde özellikle Köln’deki Ford işçilerine yönelik yeni saldırıların gündeme geleceği gün gibi açık.
Almanya’da toplam 24 bin 900 Ford çalışanı var ve bunun 18 bin 500’ü Köln fabrikasında istihdam ediliyor.
2004 yılında “yeniden yapılandırma” planını hayata geçirmeye başlayan Ford tekeli özellikle 2008 krizi döneminde on binlerce işçi işten çıkarmıştı.