Sağlık ve eğitim gibi iki önemli toplumsal ihtiyacın paralı hale getirilmesinin ağır sonuçlarını sadece hastalar-hasta yakınları ya da öğrenci ve veliler yaşamıyor. Bu iki hizmet alanında çalışan emekçilerin özel hastane ve okullarda yaşadıkları ağır sömürü, uğradıkları muameleler de bu sürecin önemli sonuçlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Her yere üniversite kondurarak bir anda yüzbinlerce ataması yapılmayan öğretmen yaratan bu politikaların sonuçlarından biri köle gibi çalıştırılan ücretli-sözleşmeli öğretmenlerken; diğeri de yine o üniversitelerden mezun olup, ataması yapılmayan sağlık çalışanlarıdır. Onlar da pıtrak gibi çoğalan özel hastanelerde iş güvencesi olmaksızın her türlü sömürü ve ağır çalışma koşullarına maruz kalıyor.
Yoğun bir emek sömürüsünün yaşandığı bu hastanelerde güvencesiz ve örgütsüz bir şekilde çalışan sağlık emekçileri en son ücret ödemelerinde yaşanan büyük sıkıntılarla da gündemde. Birçok hastaneden doktor ve sağlık çalışanlarının “ekonomik kriz” bahanesiyle ücretlerini alamadıkları haberleri geliyor.
Bir Gün’den Burcu Cansu’nun haberine göre 2002 yılında 271 olan özel hastane sayısı Sağlık Bakanlığı Sağlık İstatistikleri 2017 Yıllığı verilerine göre yüzde 100’ün üzerinde bir artışla 571’e yükseldi.
Her köşe başına açılan bu hastanelerde çalışan sağlık emekçileri ücretlerini alamazken, hastanelerin kasalarıysa dolmaya devam ediyor.
Sağlık Bakanlığı ve Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın belirlediği tedavi ücretleri üzerinden, hastalardan yüzde 200’e kadar fark ücreti alınıyor. Hastalara çıkarılan kabarık faturalara karşın özel hastanelere başvuru oranı her geçen yıl artıyor. Sağlık Bakanlığı’nın son verilerine göre 2002 yılında 5 milyon 697 bin 170 olan özel hastanelere başvuru sayısı, yüzde bin 149 artışla 2016 yılında 71 milyon 147 bin 878 oldu. Aynı sürede özel hastanelerdeki yatan hasta sayısı yüzde 628, ameliyat sayısı da yüzde 585 oranında arttı.
Sendikalaşma hakkı ihlal ediliyor!
Sağlık emekçilerinin sendikalaşma haklarını kullanmaları da engelleniyor. Yorucu çalışma koşullarına, aşırı nöbet yüküne, uygun olmayan çalışma ortamlarına, yeterli izin kullanamamaya, resmi tatil günlerinde bile çalışmak zorunda kalmalarına, ciro baskısına, güvencesizliğe mahkum edilmek istenen sağlık çalışanlarının sendikalaşma oranı da oldukça düşük seviyelerde bulunuyor. Ayrıca, bazı özel hastaneler tüm hekimlerin ücretlerini asgari ücret düzeyinde göstererek, SGK primlerini de bu tutar üzerinde ödüyor.