Bu dünya sofraya herkesi davet eden ama çoğunluğun suratına kapıyı kapatan, hem eşitleyen hem eşitliksiz bir dünya: Dayattığı düşünce ve alışkanlıklarla eşitleyen, sunduğu fırsatlarla eşitliksiz.
Baskıcı eşitleme mekanizması insan soyunun farklılıklarından doğan en güzel enerjiye karşı hareket ediyor. Dünyanın en güzel tarafı kendi içinde pekçok dünya olmasıdır; hayatın farklı müzikleri, acıları, renkleri var: Yaşamanın ve söylemenin binbir yolu var, inanmanın ve yaratmanın, yemenin, çalışmanın, dans etmenin, oynamanın, aşık olmanın, acı çekmenin ve kutlama yapmanın binlerce binlerce yıl boyunca keşfettiğimiz binbir yolu var.
Bizi tektipleştiren ve aptallaştıran eşitleme ölçülemez boyutlarda. Kitlesel kültür endüstrisinin geniş insan yelpazesine ve insanın kimlik hakkına karşı işlediği gündelik suçları kaydedebilecek bir bilgisayar henüz yapılamadı. Ama bu suçların yıkıcı etkileri gözleri bozuyor. Zaman tarihten boşalarak ilerliyor, mekân artık parçalarının şaşırtıcı farklılığını tanımıyor. Dünyanın sahipleri kitlesel iletişim araçları aracılığıyla hepimizi tüketim kültürünün değerlerini yansıtan aynayı izlemek zorunda bırakarak iletişim kuruyor bizimle.
[Tepetaklak, Eduardo Galeano]