İşçi sınıfı mücadelesine ayar vermek için 4,5 yıl sonra açılan Greif işgali davası bugün Gaziosmanpaşa Adliyesi’nde görülmeye başlanıyor. 191 işçinin yargılandığı davanın gerekçesi “çalışma hürriyetini sınırlamak” ve “mala zarar vermek”.
Avukatlar duruşmanın kendi hakiminin başka bir yere atanması nedeniyle duruşmaya bugün için atanan hakimin emniyet ve savcılık ifadeleri dışında ifade verilmeyecekse ifade almak istemediğini bildirdiğini, ifadeleri sonraki duruşmada almak istediğini belirttiler.
Duruşma salonu da yargılanan tüm işçileri alabilecek kapasitede olmadığı için gelenler salona kimlik göstererek parça parça alınıyor.
İşçilere açıklama yapan Avukat Bülent Şimşek ifadeleri daha sonra duruşma hakimine vermenin daha doğru olduğunu ifade etti.
Bu gelişmelerden sonra basın açıklaması ve konuşmalara geçildi.
‘Fiili meşru mücadele çizgisi yargılanmak isteniyor’
İlk olarak Greif direnişçisi Orhan Purhan Greif direnişinin anlamı, önemi ve bugün neden yargılandığını ifade eden bir konuşma yaptı. Fiili meşru mücadelenin önemine vurgu yapan Purhan, bu mücadele çizgisine bedel ödenmek istendiğini, bu bedeli ödemeye hazır olduklarını ifade etti.
‘Ne patronlar ne sendika bürokrasisi haklı mücadeleden alıkoydu’
Daha sonra Dev Teksil adına yapılan konuşmada, “Ne grev hakkını imkânsızlaştıran sendikalar yasası, ne de işbirlikçi sendikal anlayışın her türlü kirli oyunları GREİF işçilerini haklı mücadeleden alıkoyabildi” denildi. İşçilerin gerçek anlamıyla bir grev gerçekleştirdiğinin altı çizilen açıklama şöyle sürdü: “GREİF’de yakılan meşalenin farklı işçi bölüklerinin eline geçmesinden korkan sermaye iktidarı, Greif yönetimi ve Sendika bürokratlarının işbirliğiyle fabrikaya alçakça bir saldırı gerçekleştirildi.
Alçakça yapılan saldırıda 103 işçi ve destekçileri gözaltına alındı. Saldırıda polisin özel hedef olarak gösterdiği kişiler ağır yaralandı. Her türlü baskı ve saldırıya rağmen mücadelelerini farklı yollarla sürdüren GREIF işçileri, işçi sınıfının mücadele sayfasına isimlerini yazdırdılar.”
İşgalin ardından 4 yılı aşkın süre sonra açılan davanın anlamının ortaya konduğu açıklamada, işçi ve emekçilere, toplumun ilerici kesimlerine dönük saldırıların arttığı bir dönemde bunun tesadüf olmadığı dile getirildi.
GOP adliyesi önünde Dev Tekstil, 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Pltf, MİB, ÇHD, direnişçi işçilerden Kenan Güngördü konuşmalar yaptı pic.twitter.com/PS2tR3xAm3
— Alınteri (@GazeteAlinteri) November 12, 2018
3’üncü Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu birleşik mücadele çağrısı yaptı
Sonrasında, 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu adına yapılan konuşmada 4 yıl sonra Greif işçilerine dava açılması teşhir edildi. Ardından 3. havalimanındaki kölece çalışma koşullarına ve iş cinayetlerine dikkat çekildi. Hem Greif’te hem de 3. havalimanında işçilere yönelik bu saldırıların gerisinde iktidarın korkusunun yattığı belirtilen konuşmada, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganını, işçi direnişlerinin birleştirilmesiyle hayata geçirmek için çağrı yapıldı.
Son olarak, yarın Gaziosmanpaşa Adliyesi’nde tutuklu havalimanı işçilerinin 2. tutukluluk incelemesi öncesinde adliye önünde yapılacak basın açıklaması duyuruldu.
Direnişlerin yanındayız
“İşgal, grev, direniş!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganlarının atılmasının ardından Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) adına söz alan Avukat Tamer Doğan, işgal sürecinde olduğu gibi Greif işçilerinin yanında olmaya devam edeceklerini söyledi.
MİB adına yapılan açıklamada da burjuvazinin işçi sınıfına icazet sınırlarını dayattığını, Greif gibi direnişlerin de bu nedenle yargılandığını, o sınırları kabul etmeyeceklerini ifade etti.
Daha sonra Adliye’ye geçilmek için kapıya gidildi. Adliye’nin bahçe kapısını ablukaya alan polisler duruşma listesinde ismi olmayanları kimlik kontrolü dayatmasıyla içeri almadı.
Ne olmuştu?
ABD tekeli Greif (Sunjüt) işçileri 44 taşeronun olduğu fabrikadaki insanlık dışı çalışma koşullarına karşı örgütlenerek taşeronluk sisteminin kaldırılmasını ve kadrolu çalışma talepleriyle fiili-meşru mücadelenin yolunu seçtiler. Fabrikayı 60 gün boyunca işgal eden işçiler bu direnişle hem Greif patronlarına hem de burjuvazinin yasal sınırları dışına bir milim bile olsa çıkmamaya yemin etmiş sendika bürokrasisine karşı direndiler. Gece yarısı yapılan polis baskınıyla 100’ün üzerinde işçi ve destekçileri gözaltına alındı. Bu sırada özel olarak hedef alınan bazı insanlar ağır yaralandı.