Banka çalışanına ‘bilgi sızdırabilirsin’ mobbingi



Özel bir bankada çalışan N.K., özellikle son dönemde mobbinge maruz kaldıklarını söylerken, “Çağrı merkezinde çalışan arkadaşlarımızın başında iki güvenlik bekliyor. Sanki cezaevine götürecekler gibi. Gerekçe ise ‘bilgi sızdırma’ ihtimalimiz!” diyerek yaşadıklarını anlattı.


Hacı Bişkin

Samsun’da özel bir bankada çalışan N.K., mobbinge maruz kaldıklarını, son dönemde ‘performans’ adı altında kendilerine baskı yapıldığını ve yasal olarak kullanması gereken süt izninin kullandırılmadığını söyledi. N.K. özellikle çağrı merkezinde çalışanların yaşadıklarını anlatırken yöneticilerin kendisine süt izni kullandırılmadığını ve bu yüzden çocuğunu ailesinin yanına göndermek zorunda kaldığını söyledi. N.K., “Arkadaşlarımızı rastgele çağırıp, ‘Eğer yarın buradan çıkarsan bankamızı dışarıda nasıl değerlendirirsiniz’ diye sordukları zamanlar bile oluyor” dedi.

‘ÇOCUĞUMU SADECE 4 AY GÖREBİLDİM’

N.K. çocuğu doğduktan sonra birçok sorun yaşadığını söylerken en büyük sorunun ise süt iznini kullanamamakla başladığını söylüyor:

Bankada çalışırken ben ve başka bir çalışan aynı anda hamile kaldık. Doğum iznine çıkacakken sözleşmemiz bitti. Bizi işe yerleştiren taşeron da, ‘Doğum izninize çıkacaksınız. İnsan kaynakları bunu kabul etmez’ dedi. Biz de bunun mutlaka bir çözüm yolu olması gerektiğini söyledik. Yöneticimiz ikimizi çağırarak, ‘Ben insan kaynaklarıyla görüştüm. Sizin için insan kaynaklarına bir teklifte bulunacağız. Ücretsiz izin kullanırsınız…’ Burada süt izninden bahsetmediler bile. Saat 4 gibi servise binmeye çalışırken yöneticim nereye gittiğimi sordu. Çocuğumu emzirmeye gittiğimi söyledim. Bana ‘Biz seninle böyle anlaşma yapmadık’ dedi. Sonra dönüp ‘Bu konuyu ben konuştum diyorsam konu kapanmıştır’ diyerek yasal olarak kullanmam gereken iznimi kullandırtmadı. Sonuçta bakmam gereken bir çocuğum vardı. Ve çocuğumu ilerleyen zamanlarda kardeşime göndermek zorunda kaldım. Çocuğuma zaman içerisinde yabancılaştım. Çocuğumu sadece 4 ay görebildim. Beni artık annesi olarak bilmiyor. Çocuğum artık benim kontrolümde değil. Çocuğumu emziremediğim için göğsümde kitle oluştu.”

‘BİLİYORSUN KAMERA KAYITLARI SİLİNEBİLİYOR…’

N.K. yaşadıkları üzerine banka yöneticisine mahkemeye başvuracağını söyledi. Fakat banka yöneticisinin tehditlerini maruz kaldığını anlatan N.K., “İnsan kaynakları bana, ‘Tabii ki mahkemeye başvurabilirsin. Hakkını arayabilirsin. Ama işten çıkartılırsın’ diyerek beni tehdit etti” dedi ve şöyle devam etti:

Kendilerine çocuğumun geleceğiyle oynadıklarını söyledim. İşe giriş çıkış saatlerimiz belli. Elimizdeki kartla turnikelerden sabah 09.00’da işe gireriz akşam 18.00’de de işten çıkarız. Yine mahkemeye gideceğimi, her gün işime zamanında geldiğimi söyledim. Fakat bu sefer de şöyle bir yanıt aldım: ‘İşe giriş çıkış saatlerin belli değil. Biliyorsun bazen kamera kayıtları silinebiliyor.’ Güvenlikçiye sorduğumda kendisi de bana arada bir silindiğinin doğru olduğunu belirtti.

‘RAPORLU OLDUĞU HALDE ÇALIŞTIRILANLAR VAR’

Banka çalışanlarının hedefledikleri satışı yapmalarına rağmen primlerini alamadıklarını söyleyen N.K. bu yüzden birçok kişinin işten ayrıldığını ya da atıldığını dile getirdi. N.K., yaşanan diğer sorunları ise şu sözlerle aktardı:

Örneğin raporlu olduğu halde aranılıp çalışması gerektiğini söyledikleri için bankaya gelip çalışan da var. Performans adı altında bizi bir yarışa sokuyorlar. Bu yüzden çalışanların arası bozuluyor. En yakın arkadaşımızla aramız bozuluyor. Yapabileceğimizin daha fazlasını istiyorlar. Arkadaşlarımızı rastgele çağırıp, ‘Eğer yarın buradan çıkarsan bankamızı dışarıda nasıl değerlendirirsiniz’ diye sordukları zamanlar bile oluyor. Bunlar insanın işimi kaybederim stresiyle yaşamasına neden oluyor. Zorla tek taraflı sözleşmeler imzalatılıyor. Sözleşmesi bitmesine rağmen aylardır tazminatını alamayan arkadaşlarım var.

İÇERİDEKİ ATMOSFERİ YAŞAMADAN KİMSE BİLEMEZ’

Bankanın çağrı merkezinde çalışanlar özel telefonlarını kullanamıyor. Ama yöneticiler kullanabiliyor” diyen N.K. “Bizim kullanamama sebebimiz ‘dışarıya bilgi sızdırmakmış’. Madem öyle yöneticilerin de telefon kullanmaması gerekiyor” dedi.

Müşterilerle konuşurken iki güvenlik görevlisinin yanlarında beklediğini ifade eden N.K., “Müşterilerle konuşurken iki tane güvenlikçi başımızda duruyor. Cezaevine mahkum götürecekler gibi hissediyorum. Bilgiyi nasıl sızdırabileceğiz? Cezaevinde çalışıyoruz gibi hissediyoruz. İçerideki atmosferi yaşamadan kimse bilemez. Sabahları işe giderken ayaklarım geri geri gidiyor. Ama her şeye rağmen çalışmak zorundayım” diye konuştu.

PLAZA EYLEM PLATFORMU: BANKA ÇALIŞANLARI MUTSUZ!

Plaza Eylem Platformu banka çalışanlarının mutsuz olduklarını söylerken çalışanların şu sorunları yaşadıklarını sıralıyor:

– Strese bağlı olduğu düşünülen sağlık kayıpları.

– Finans sektöründe örgütsüz ve güçsüz bırakılmış çalışanlara pervasızca ‘hadi hadi sistemi’ sadece çalışan arkadaşlarımızın sağlığını bozmakla kalmadı, sağlıksız bir yönetim yapısı ve sağlıksız yöneticiler üretti.

– Çalışanların kaderi müdürlerin iki dudağı arasında.

– Banka çalışanları çalışma koşullarından dolayı mutsuz.

– Performans sistemi kurumsal mobbinge dönüştü.

Gazete Duvar

Ayrıca Kontrol Et

Fernas Patronunun Burnu Uzamış Olmalı!

Fernas’ın sahibi Ferhat Nasıroğlu Bağımsız Maden-İş’e üye işçilerin direnişine karşı yalan ve demagojilerle dolu açıklamalar yapmaya devam ediyor. Ona göre işçiler sendikaya üye oldukları için değil, disiplinsizlikleri nedeniyle çıkarılmış! Ona göre direniş “marjinal grupların” kışkırtmasıymış! Oysa yerli ve milli bir iş yapıyormuş!