Danimarka’da liberal-muhafazakar azınlık hükümetinin sağcı Halk Partisi’nin desteğiyle parlamentodan geçirdiği “Getto Yasası” yürürlüğe girdi. Avrupa’da ırkçı yasaları ilk olarak devreye sokan ülkeler arasında yer alan Danimarka, göçmen nüfusunun yüzde 50’nin üzerinde olduğu semtlerin yapısını 2030 yılına kadar değiştirecek. Entegrasyonu sağlama ve paralel yaşamı dağıtma adına çıkarılan yasanın arkasında asıl olarak ırkçı faşist planlar bulunuyor.
Sağcı Halk Parti’nin desteğiyle işbaşında olan liberal-muhafazakar azınlık hükümet tarafından yaz aylarında karar altına alınan yasa gereğince, işsizlik, yoksulluk nedeniyle kiraların görece olarak daha ucuz olduğu semtleri hedef haline getiriyor. Hükümet buralarda suç oranının ve işsizliğin fazla olmasını yasaya dayanık yaptı.
Sağcı Halk Partisi’nin desteğiyle 100 kadar yasada değişiklik yapan hükümet, kısa bir süre öncede Uyum Parası’nda da kesinti yapmıştı. Yapılan yeni sert yasalarla iltica başvuruları reddedilen sığınmacılar, 2021 yılından itibaren 7 hektar büyüklüğünde ve Baltık Denizi’nde olan Lindholm adasına gönderilecek. Böylece, ilticası kabul edilmeyen sığınmacılar halktan yalıtılarak “toplama kampı”na yerleştirilecek. Mümkün olduğu takdirde ise geldikleri ülkelere gönderilebilecek.
Başbakan Lars Lokke Rasmussen‘in geçtiğimiz mart ayında ilan ettiği, geçtiğimiz kasım ayında meclis tarafından karar altına alınan ve 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe girecek Getto Yasası’na göre ise, semtlerde batılı olmayan göçmen oranı yüzde 50’nin altına düşürülecek. Karara tepki gösteren göçmen örgütleri “Yoksulluk içerisinde yaşayan ya da düşük işlerde çalışan göçmenlerin kiraların yüksek olduğu semtlere taşınması durumunda hayatlarının daha da çekilmez hala geleceğini” belirterek, “Göçmenlerin buralarda zorunlu olarak yaşadığını, asıl olarak yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini” söylüyorlar. Uzmanlar ise, yasanın toplumda büyük gerilim ve patlamalara yol açabileceğini belirterek, hükümeti uyarıyor.
Yasa yürürlüğe girdikten sonra bu semtlerde yaşayan bütün çocuklara en az 25 saat kreşe gitme zorunluluğu getirilecek. Ayrıca bazı suçlar için verilen cezalar diğer semtlere göre iki kat fazla olacak.
Yasada bir semtin getto olarak tanımlanması için şu üç kriter sıralanıyor: İşsizliğin yüzde 40’ın üzerinde olması, kriminal suçların ortalamanın üzerinde olması ve nüfusunun yüzde 50’sinden fazlasının batılı olayan göçmenlerden olması. Bu kriterlerin olduğu semtlerde kentsel dönüşüm planı uygulanacak ve insanlar zorla yıllarca yaşadıkları yerlerden çıkarılacak. Bir çok konut firması ise şimdiden semtlerin değerli bölgelerini satın alarak, yani binalar yapmak için hazırda bekliyor. Yıkılacak binaların yerine sosyal konutların yapılacağı ileri sürülüyor.