Venezuella’da Guaido, düzenlediği mitingde yemin ederek, kendini ülkenin fiili başkanı ilan etti. Washington yönetiminden destek açıklaması gecikmedi.
ABD Başkan Yardımcısı Pence’nin muhaliflere destek açıklaması ve Dışişleri Bakanı Pompeo’nun orduya darbe çağrısının ardından Trump da Venezüella Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido’yu ülkenin “geçici devlet başkanı” olarak tanıdığını duyurdu.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ise, ABD ile diplomatik ilişkileri tamamen kestiklerini açıkladı. Venezuela Devlet Başkanı Maduro, ABD’li diplomatlara ülkeyi terk etmeleri için 72 saat süre verdiklerini belirtti.
Trump’ın tanıma açıklamasının ardından Kanada, Şili, Peru, Brezilya, Guatemala, Kolombiya ve Paraguay gibi ülkeler de Guaido’yu “geçici devlet başkanı” olarak tanıyacaklarını açıkladı. Brezilya’nın yeni devlet başkanı, faşist Jair Bolsonaro liderliğindeki hükümet, Guaido’yu “geçici devlet başkanı” olarak tanındığını duyurdu.
İlerleyemeyen her politika çürür
Bir kaç ayda bir darbe girişimi ve sözde ayaklanmalara sahne olan Venezuella’da Madura yönetimi yüzünü kendilerini iktidara taşıyan emekçilere ve onların taleplerine dönmediği sürece emperyalist oyunlarla baş etmesi mümkün görünmüyor. Çünkü ülke ve bölgede hatta dünya çapında milyonların desteğine rağmen, sosyal liberal politikaların “sosyal” yanını ilerletip halkçı demokratik bir muhtevada da olsa ilerleyemeyen Chavez ve ardından gelen ardılları Venezuella’yı emperyalist ayak oyunlarına açık hale getirdi.
2000’ler sonrası emperyalist politikaların hızını kesen her ülke ve hükumete karşı açık darbeler yerine “muhalefet” partilerini besleyerek yapılan “sivil darbeler” stratejisi izleyen ABD ve AB emperyalist ülkeleri bunu Venezuella’da defalarca denediler. Bu güne dek başarılı olamadılarsa bunu iktidardaki partinin marifetinden dolayı değil, tarihsel olarak güçlü ABD ve emperyalizm karşıtı milyonlar sağladı.
Öyle ki ülkede bu güne dek; sözde muhalefet liderlerine Ulusal Demokrasi Vakfı (NED), ABD Uluslararası Kalkınma Yardımları Ajansı (USAID) ve diğer ABD kökenli örgütlenmeler tarafından on milyonlarca dolar tutarındaki fonlar aktarıldı. Böyle örgütlenmeler kuruldu.
Venezuella’nın uluslararası kredilere erişimi kısıtlandı. ABD’deki hesapları kapatıldı. Sabotajlar ve grevlerle üretim yavaşlatıldı. Yatırımlar durma noktasına geldi. İstifçilik ve karaborsacılıkla halkın ürünlere erişimi engellendi. Kıtlıklar çoğaldı.
ABD bölgesel müttefikleriyle birlik olarak Venezuela’yı yalnızlaştırmaya çalıştı, çalışıyor. Muhalefetin girişimleri neticesinde Amerikan Devletleri Örgütü’nün Venezuela’ya karşı yaptırım uygulaması sağlandı.
Hemen hemen tamamı muhalif sermaye odaklarına ait olan Venezuelalı özel medya kuruluşları ve uluslararası medya tekelleri eliyle seçilmiş hükumet, diktatörlük olarak lanse edildi.
Chavistler sokaklara döküldü
Nihayetinde bir kez daha (Caracas merkezli televizyon kanalı TeleSUR’un bildirdiğine göre), Guiado’nun yasadışı başkanlık ilanı ve ABD’nin müdahale girişimine karşı hükumete destek için on binlerce kişi başkentte sokaklara döküldü.
Maduro yönetimi sokağa dökülen milyonların anti-emperyalist, antikapitalist istem ve duygularına yanıt olamadığı sürece daha çok emperyalist sivil ya da askeri darbe ile yüz yüze kalacak gibi görünüyor.