AKP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci seçim kampanyasında kullandığı “İzmir güzel kız, kim almak istemez?” cümlesi ile gündemde. Ardından bu açıklamaları ile tepki odağı haline gelen Zeybekci, Hürriyet Gazetesi’nden Ayşe Arman ile yaptığı röportajda “İzmir mahallenin en güzel kızı, kim istemez ki… sözünden şu anlam çıkmamalı: ‘Mahallenin en güzel kadını…’ demedim” dedi. Özrü kabahatinden büyük olan bu söylemin ardından yaptığı cinsiyetçiliğe karşı gelen tepkiler için de ekledi: “Yoo. Ben hiç olumsuz tepki almadım. İzmir’de samimi olduğumuz hanımefendiler var, dostlarımız var ‘Gayet hoş bir yaklaşımdı!’ dediler. Zaten kültürümüzde yok mudur, sevdiğimiz bir şeyi tarif ederken böyle bir benzetme yaparız”
Artık garipsemiyoruz, sözümüzü söylemekten geri durmasak da maalesef cinsiyetçi söylemlere alıştık. Zeybekci’nin bu söylemlerini diğerlerinden ayıran nokta ise “cinsiyetçilik” kavramından bir haber oluşu. Öyle bir cinsiyetçi düşünün ki bir şehre ‘kız’ benzetmesi yapıyor, ardından ‘kadın demedim kız dedim’ diyerek devam ediyor ve bunları söylerken bu kavramları o denli önemsemiyor ki ne dediğinin farkında bile değil!
Cinsiyetçilik yapmadığını, kadınlara (kendince!) değer verdiğini anlatmaya çalışırken yine komik duruma düşen belediye başkan adayının bir diğer açıklaması ise “Kadın meselesiyle ilgili benim duruşum belli. Daha bundan 15 sene önce İhracatçılar Birliği Başkanı’yken, “kadın kolları” var ya, ben hep dedim ki “Allah aşkına erkek kolları var mı ki kadın kolları kuruyorsunuz?” şeklindeydi.
Zamanın ruhuna trajikomik bir şekilde ayak uydurmayı başarmış olan Zeybekci ve onun gibilerin bu tarz açıklamalarına son verecek olan şey, kadın dinamiğinin uzun süredir biriktirdiği ve kullanmaktan çekinmeyeceği bolca ‘ağız payı’ olacaktır.