Kriz işçi ve emekçileri vururken sözümona “istihdam olanakları yaratmak” adına işçinin ücretinden kesilen paralarla istihdam edilecekleri söylenen işçilerin ücretlerini ödeyen, patronlara kıyak üstüne kıyak yapan AKP’li devlet, hiçbir şey yok mavalları okumaya, artistik çıkışlar yapmaya devam ediyor.
AKP’nin “kriz yok” derken aslında patronlar için krizin olmadığını kastettiği de ortaya çıkan verilerle görülüyor. Evet, patronlar için ve onların penceresinden bakan siyasi temsilcileri için kriz gerçekten de yok!
Krizin etkileri intiharlar, artan işsizlik, cepleri yakan zamlarla işçi ve emekçileri sarsarken, tekelci burjuvaların kar oranları katlanıyor, milyonlarca liralık yatırımlarla hiç sarsılmadan yollarına devam ediyorlar.
Mesela Koç Holding, ABD’de 25 milyon dolarlık yatırım yapıyor. 2013 yılında ana hissedarı olduğu Merrill-Stevens tersanesini büyütüyor, tamamen burjuvazinin lüks tüketim alışkanlıklarına hitap eden yat üretimi gibi bir işi büyütmek için para akıtırken kriz falan dinlemiyor. Keza onlar için kriz yeni fırsatlar, yeni avantajlar ve en önemlisi de sömürü ve yağmayı daha da derinleştirebilmenin manivelası olmak dışında bir anlam taşımıyor.
Koç’lar böyleyken Sabancı’lar farklı mı? İşçi ücretlerini ve çalışma koşullarını en alt sınırlara çekmek için yapmadıkları kalmayan bu kan emiciler de 2018’deki satışlarının yüzde 34 oranında arttığını, satış miktarının 88 milyar TL’ye ulaştığını açıkladılar.
Holdingin Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yer alan açıklamasına göre Sabancı Holding’in 2018 yılı kombine net satışları yüzde 34 artışla 88 milyar 80 milyon lira olarak gerçekleşmiş!
Kamu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklama yapan Holding üst yöneticisi bu “başarılarının” sırrını “risk yönetimindeki başarılarına” mal ediyor. Nasıl sömürdüklerini, devlet kasasından kendilerine nelerin akıtıldığını, hangi güvencelerle hangi kapıları açtıklarını belirtmiyor elbette.
KAP’a yapılan o açıklamada devasa rakamlar bu başarılı yönetimlerine dayandırılarak şöyle gerekçelendiriliyor:
‘Temel öncelik nakit yönetimi’
Yıla başlarken nakit yönetimini her zamanki gibi temel önceliğimiz olarak gördük. Kurumsal yönetimin en önemli unsurlarından risk yönetimine önem verdik ve bilanço risklerimizi minimize ettik. Değer zincirimizi, bayi, tedarik ve satın alma süreçlerimizi doğru yönettik. Dijitalleşmeyi iş modelimizin odağına aldık.
Akbank’ın 2018 yılında ekonomiye sunduğu destek 214 milyarı nakdi olmak üzere toplam 267 milyar lira seviyesine ulaştı. Bankanın toplam mevduatı 209 milyar liraya, aktifleri ise 355 milyar liraya çıktı. Akbank, 1 milyar 427 milyon lira vergi karşılığı ayırarak 5 milyar 709 milyon lira konsolide net kâr elde etti.
Banka dışı işlerimizin kombine net satışları özellikle enerji, sigorta ve sanayi segmentlerinin katkısıyla yüzde 31 artışla 50 milyar lira seviyesine ulaştı. Banka dışı işlerin kârlılığı ise bu yüksek büyümenin ötesinde arttı. Banka dışı işlerimizde faaliyet kârımız yüzde 36 artışla 1 milyar 920 milyon lira, net kârımız ise yüzde 86 artışla 1 milyar 561 milyon lira olarak gerçekleşti. Özellikle enerji ve sigorta işlerimiz zorlu piyasa koşullarına rağmen eş zamanlı olarak hem yüksek büyüme hem de kârlılık artışı gerçekleştirmeyi başararak bu olumlu sonuçlara katkı sağladılar.