Kadın hareketinin dünya düzleminde aynı sorunlar etrafında birleştiği, onlarca yıl önce en azından burjuva demokratik kimi taleplerde yol alınan Avrupa ülkelerinde bile bugün halen kürtaj sorunu ya da şiddet ve cinayet olaylarının gündemde olabildiği günlerden geçiyoruz. Kadın sorunun bir kez daha bu ölçekte bir gündemleşmesi, kapitalist sistemin her açıdan ağır bir krizle sarsılmasıyla paralellik taşıyor ve bu krizin düzeyini ifade eden bir gösterge niteliği kazanıyor.
Sadece 2019’un ocak ayında 43, şubatında ise 31 kadının katledildiği Türkiye’de sorun en ağır haliyle seyrederken Portekiz gibi ülkelerde bile kadın cinayetleri toplumsal krizin boyutlarını göstermeye devam ediyor. Portekiz devleti de bunun farkında olacak ki son iki ayda öldürülen 11 kadın için 7 Mart’ı ulusal yas günü ilan etme kararı aldı.
2 ayda 11 kadının öldürülmesi ülkede son on yıl içinde karşılaşılan en yüksek rakam olarak nitelendiriliyor.
Bu gerçeğin başka bir çok nedenle ilişkilenen bir krizin ifadesi olduğunu düşünen Portekiz devleti 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nden bir gün önce, 7 Mart’ı yas günü olarak belirlediğini ve ülkedeki bayrakların yarıya indirileceğini açıkladı.
Portekiz Başkanlık Bakanı Mariana Vieira da Silva da ilan edilen ulusal yas günü ile ilgili “Bugün öldürülen kadınları anmanın yanında bu cinayetlerin bir son bulması için nasıl mücadele etmemiz gerektiğini de tartışmalıyız” diye konuştu.