Burjuva iktidar bloku 31 Mart yerel seçimlerine günler kala sarıldığı ırkçı-gerici-faşist-şoven söylemleri tırmandırarak sürdürüyor. Tüm muhalif kesimleri hedefine çakarak terörist ilan eden, Kürt halkını “oy verirseniz… “ile başlayan cümleler kurarak alenen tehdit eden bu gerici-faşist blok, bu sefer de en diri ve kitlesel toplumsal direniş dinamiklerinden biri olan kadın hareketini hem de çok tehlikeli bir argüman üzerinden hedefe çaktı: Ezanı ıslıkladılar, hakaret ettiler!
Her yıl gerçekleşen ve bu seneki 8 Mart’ta da 17’incisi düzenlenen Feminist Gece Yürüyüşü’nde on binlerce kadının önüne polis barikatları diken, ulaşımı engelleyen; kadınların taleplerini haykırmalarının karşısına gazla, plastik mermilerle çıkarak acizliğini alenen ortaya koyan bu gerici blok, bu gerçek ortada dururken onu da çarpıtarak siyasetin malzemesi haline getirmekteki ısrarını sürdürüyor.
Ezan okunurken saldırmak, siyasi ikbal için yalan söylemek, dini kullanmak günah değil!
Ezan okunurken kadınlara polisi saldırtmayı mubah görenler, siyaset uğruna yalan söylemekte de bir beis görmüyorlar. Yalan olduğu kadınların açıklamalarını geçtik bizzat kendi medyaları tarafından dile getirilenlerle ortaya çıktığı halde bu yalandaki ısrarlarını sürdürüyorlar. Dini alenen siyasetin malzemesi olarak kullanmakta sakınca görmüyorlar. Bunların hiçbiri onlar için günah değil!
İlk olarak iktidarın çamur medyası tarafından dillendirilen bu yalanı, Türkiye’nin her yerinde boy göstererek yerel seçim çalışması yapan Tayyip Erdoğan Adana ve İskenderun’daki mitinglerine taşıdı. Bunun üzerinden şimdiye kadar “terör örgütü destekçisi” olarak ilan edilen muhalif kesimler bu sefer de “din düşmanı” ilan edildiler.
Her iki söylemin sonuçlarını da seçim bürolarına yapılan saldırılardan, dün akşam gerici bir güruhun Taksim’de gerçekleştirdiği yürüyüşten görüyoruz.
Bu gelişmelerden sonra Feminist Yürüyüşü organize eden kadınlar bir açıklama yaparak yalanı teşhir edip, oynanan tehlikeli oyuna dikkat çektiler.
Havuz medyası erbabı yalanladı!
Onların açıklamalarından sonra Türkiye yazarı Süleyman Özışık, kadınlara hakaret ve saldırılar içeren bugünkü yazısına ilişkin Facebook sayfasından açıklama yaparak, “Bugünkü yazımdan ilgili bölümü çıkarıyor ve gerek hakkına girdiğim eylemcilerden, gerekse yanlış bilgi vererek yanılttığım okurlarımdan özür diliyorum” dedi.
Özışık’ın özrüne karşın yazısındaki o bölüm çıkarılmadı.
Havuz medyasının başka bir ismi olan HaberTürk yazarı Sevilay Yılman ise bugünkü köşesinde “ezanın ıslıklanması” yalanıyla ilgili yine aynı medyada çalışan iki muhabir ile görüşmesini yazdı.
Yılman’ın aktarımına göre; muhabirler iddiayı yalanladı, hatta biri yaşananları şöyle anlattı:
Ben saat 18.00 gibi gittim İstiklal Caddesi’ne. O saat itibarı ile başladı zaten ıslıklar, alkışlar, sloganlar ve saat 21.30’a kadar, yani kalabalık dağılana kadar da devam etti. Genellikle polisi protesto için bağırış çağırış vardı zaten. Çok kalabalık ve gürültülü bir ortamdı. Açıkçası ben o gürültüde ezan sesini duymadım. O nedenle yorum yapamayacağım.
ERDOĞAN’A BAHÇELİ, KURTULMUŞ VE ÇELİK DE KATILDI
6-7 Eylül 1955’te “Atatürk’ün Selanik’teki evini yaktılar” ya da Maraş ve Sivas katliamlarına neden olan benzer provokasyonlardan tanıdığımız bu sonuncu provokasyon, kadınların açıklamalarıyla ya da havuz medyası erbapları tarafından yalanlansa da zayıfladıkça yalana, ırkçılık ve gericiliğe daha bir sarılan iktidar bloku tarafından ısrarla sürdürülüyor.
Tayyip Erdoğan’ın yüzünün tek bir kası bile oynamadan meydanlarda propaganda ettiği ezan yalanına AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AKP Sözcüsü Ömer Çelik ve Devlet Bahçeli de katıldı.
Mikrofonların karşısına çıkan ve belli ki bir yalanı tekerleme gibi tekrarlamanın karın ağrılarıyla kıvranan AKP Sözcüsü Çelik, “Ezanla hesaplaşma içindeler, orada ezan protestosu yapıldı” ifadesini kullandığı açıklamasında sözü yine getirip “zaten uzaya çıkmalarını da engelleyen” CHP’ye ve diğer muhalefet partilerine bağladığı açıklamasında şunları söyledi:
Yürüyüşü organize edenler böyle bir kastımız yoktu gibi bir açıklama yaptı. Görüntüleri inceledik. Kapsamlı bir sosyal medya açıklaması yaptık. Yürüyüşe katılanların paylaşımlarını analiz ettirdik. Çok sayıda açıklama kendilerinin ezanı protesto ettiklerini, yürüyüşte katılanların hesaplarını incelediğinizde ortaya çıkıyor. Ezan okunurken böyle bir protesto yapılmıştır. Arkadaşlarımızın analizlerinde bu şahıslar tarafından sahiplenilmektedir. Ne zaman ezanla kutsalla ilgili bir saygısızlık söz konusu olsa CHP ses vermiyor. Biz hassasiyetimizi gündeme getirdiğimizde bunun böyle olmadığını ispat gayretine düşüyor. CHP’ye tavsiyemiz ezan, bayrak konusunda hassasiyetlerini vurgulasınlar. Ezana saygısızlık bayrağa saygısızlık onları ilgilendirmiyor.
Vatandaşımız bu konuda hassasiyet göstermektedir. Hepimizin tepkisi, ezana dönük bir saygısızlığa yöneliktir. Bu tepkiler normaldir. Ama şiddete yol açan dükkanların basılması gibi şeylere asla sıcak gözle bakmayız. Protestolar hukuki sınırları içerisinde kalmalıdır. Dükkanlara girilmesi, insanların tehdit edilmesi gibi bir şey yok.
Bahçeli: “Ezanı ıslıklamak küfrü alkışlamaktır”
Tayyip Erdoğan’la aynı yalan ipine sarılan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu blokun dışında kalabilir mi? Ondan daha büyük harflerle ve daha tiz bir sesle o da bu koroya şu sözlerle katıldı:
Ezanı ıslıklamak küfrü alkışlamaktır, batılı selamlamaktır, iblise selam durmaktır. Mukaddes ve millete ihanettir. Peki bu ihanete CHP’den ve İP’ten tepki geldi mi? HDP’den itiraz yükseldi mi? Bunlar zillettir, doğru konuşmazlar, düşünmezler. Haktan ve hakikatten yana durmazlar.
Kurtulmuş: “Caminin gölgesinde ıslıklar, protestolar”
CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova’nın sorularını yanıtlayan Numan Kurtulmuş ise o sahtekar diplomasi üslubuyla “Gayrimüslim yurttaşlarımız bile ezana saygı gösterir” diyen Kurtulmuş, “Belki bunu yapanların çok az bir kısmı hakaret etmek istedi. Caminin gölgesinde ıslıklar, protestolar; bu kabul edilebilir bir şey değil. Milletimizi yaralamıştır” ifadeleriyle bu tehlikeli oyuna katıldı.