Gazi: Direniş ve Katliam



Gazi Direnişi’nde, sınıf mücadelesinin yaprağını hızla çeviren emekçi halk kahramanları doğuyordu


95 Gazi Anti faşist Halk Direnişi, emekçi semtlerinde birikmiş öfkenin devlete karşı patlamasının simgesi oldu. İşsizliğin, yoksulluğun ve özgürlük yoksunluğunun kırbacını yemiş emekçiler, bir mezhep çatışmasına kurban edilmek istendiler. Emekçi semtlerinde kabarmış olan anti faşist kitle dinamiğini parçalama hedefiyle de yapay saflaşma üzerinden Alevi-Sünni çatışması tezgahlandı.

O gün, çoğunlukla Alevi emekçilerin gittiği üç kahvehane, bir işyeri tarandı. Bu saldırıda Halil Kaya katledildi. Bu katliam gaspedilen bir ticari taksiyle gerçekleştirildi. Olayı gerçekleştirenler şoförü öldürüp, taksiyi de ateşe verdiler.

Fakat ‘keser döndü, sap döndü’ bu tezgah tutmadı. “Katiller karakolda!..” sloganı kıvılcımı ateşledi, öfke devlete yöneldi. Aynı akşam Mehmet Gündüz polis kurşunuyla katledildi. Kitlelerin birikmiş öfkesi harekete geçti. Ölüm gözlerde küçüldü. Kurşunların, panzerlerin üzerine yüründü. Hesap devletten soruldu.

Ertesi gün kitlelerin hedefinde yine polis karakolu vardı. Olayı duyarak mahalleye akın eden onbinler, özel tim destekli polisle çatıştı. Panzerlerin üzerlerine çıkıldı. Yoğun çatışmalar yaşandı. O gün oniki kişi yaşamını yitirdi. İlan edilen sokağa çıkma yasağına rağmen binlerin direnişi devam etti. Bu çapta bir direnişle devlet köşeye sıkıştı, çaresiz kaldı.

Gazi’yle birlikte birçok emekçi semtinde de öfke tetiklendi. İstanbul’un emekçi semtleri başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde gösteriler gerçekleşti. 15 Mart günü Ümraniye 1 Mayıs Mahallesi’ndeki gösterilerde beş kişi polis kurşunlarıyla katledildi. Yaşar AydınHakan Çabuk 15 gün hastane de yaşam savaşı verirken kan vermeye giderken, trafik kazasında öldü. Bu katliam ve direnişte toplam onsekiz kişi hayatını kaybetti.

Sonrasında Gazi Davası o ilden o ile mahkeme salonlarında süründürüldü. Birkaç tetikçi göstermelik ceza aldı. MaraşÇorum ve Sivas’ta olduğu gibi Gazi davası da işçi sınıfı ve emekçiler cephesinden henüz bitmedi. Bu katliamların hesabı henüz sorulmadı. Asla unutmayacak, asla bağışlamayacağız!..

Zeynep, Hakan…

12 Mart 1995 gecesi, Alevi-Sünni çatışması yaratmak, gelişen kitle hareketini bölmek ve daha nice derin hesaplarla Gazi Mahallesi‘nde Alevi emekçilerin gittiği bir kahve taranarak bir emekçi katledildi. Provokasyon, komünist ve devrimcilerin “Katiller karakolda!..” şiarıyla geri püskürtülürken, kitleler bütün öfke birikimlerini sokağa taşıdılar. 1994 krizinin yol açtığı hızlı yoksullaşma, işsizlik ve özgürlük yoksunluğuna, ezilmişlik ve horlanmışlığa karşı bir seldi bu. Ölümün kitlelerin gözünde küçülmesi bir gerçeğe dönüştü. Akıyordu sokaklara Zeynep Poyraz gibi herbiri. Hakan Çabuk gibi Gazi Anti faşist Halk Direnişi’nin ateşini kendi mahallelerine taşıyorlardı. 

Proletarya devrimcilerinin yerel kadro ve taraftarlarından sınıf mücadelesinin yaprağını hızla çeviren emekçi halk kahramanları ve önderleri doğuyordu. Sakınmasızca yöneldikleri sokaklarda diğer emekçilere güven veriyor, onların coşku, öfke ve atılımını kendilerinde simgeleyerek belki de sınıf mücadelesinin ağır akan günlerinde verebildiklerinden çok daha fazlasını devrime ve emekçilere taşıyorlardı.

Ayrıca Kontrol Et

12 Eylül’le Hesaplaşmak

Türkiye’de işçi ve emekçi kitleler, insanlığı çürütüp doğayı ve ekolojik dengeyi mahveden kapitalist sisteme alternatif arayışı içindeki gençler ve aydınlar devrimci örgütlere, onların yönetimlerine, program ve politikalarına, sözlerine ve vaatlerine güvenlerini yitirdilerse, onların önerdikleri yoğurdu bile defalarca üflemeden yemeyecek kadar kuşku duyar hale geldilerse bu yabancılaşmayı doğuran ilk büyük tarihsel kırılma 12 Eylül’de yaşandı