Bu yıl 17’incisi gerçekleşen 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü sırasında bir mescidin üzerinden çekilen görüntülerin kadınların ezanı protesto ettiği şeklinde servis edilmesi ve bunun burjuva iktidar blokunun siyasi temsilcileri, medyası eliyle tepe tepe kullanılan bir provokasyon aracına dönüşmesi en pespaye ve bir o kadar da tehlikeli biçimlerde devam ediyor. Bu sefer de Bilal Erdoğan’ın Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) üyesi kadınlar Diyarbakır’da sokağa çıkarak işgalci ruhlarını kusup, iç savaş tehditlerini saldılar!
Kısacası ezan provokasyonu; kadınlara hakaretler, tehditler ve kışkırtıcılığın-kutuplaştırmanın en pespaye biçimleriyle devam ediyor.
Seçimler yaklaşırken Kürt düşmanlığına eklenen ezan provokasyonunun tepe tepe kullanılması acizliğine Erdoğan’ın dün sarf ettiği “Taksim Meydanı’na ve İstiklal Caddesi’ne değişik yollardan girmek suretiyle işgal hareketi içine girdiler. Orada bir işgal hareketine girmek istediler. Türkiye hukuk devleti içinde halkını hukukunu korur ama teröre yönelik adım atanlara göz açtırmaz” tehditleri eklenmişti. Soylu da Maraş-Çorum katliamlarına gönderme yaparak hem onları aklamış hem de bir iç savaş tehdidi salmıştı.
Hakaret, tehdit dolu bu açıklamalardan sonra Bilal Erdoğan’ın TÜGVA’sı Diyarbakır Kadın ve Aile Koordinatörlüğü üyeleri Diyarbakır Ulu Cami’de bir araya gelerek, 8 Mart Feminist Gece yürüyüşüne, kadınlara dönük tehditler, hakaretler içeren bir açıklama yaptılar.
AKP cenahının her kritik durumda ucunu gösterdiği iç savaş tehdidi; ezan provokasyonu üzerinden tehlikeli bir şekilde yeniden gösterildi. Bu tehdidin bizzat kadınlar tarafından yapılmasıysa tabanının militaristleşme düzeyinin görülmesi açısından oldukça manidar!
TÜGVA Diyarbakır Kadın ve Aile Koordinatör Yardımcısı Seher Şenyüz’ün okuduğu açıklamada yeni Osmanlıcılığın fetihçi, işgalci ruhu, “Ezan, bizim için Roma’nın, New York’un, Pekin’in, Tokyo’nun, Moskova’nın, Berlin’in, Paris’in ve yarım kalan hesabımız olan Viyana’nın fethine niyet tazelemektir” sözleriyle dile gelirken, Feminist Gece Yürüyüşü’ne katılan kadınlar da “birkaç kendini bilmez”, “sinek” gibi hakaretler eşliğinde “karşılarında bizi bulurlar” şeklinde tehdit edildi:
Birkaç kendini bilmez, türedi tipin bu toprakların mayası olan ezanı protesto etmesi, ister istemez hafızalarımızda, küçük olmasına rağmen mide bulandıran sinek misalini hatırlatmıştır. Şimdilik kavlen uyarmakla yetinmek durumunda olduğumuz hatta çoğu zaman görmezden geldiğimiz, bu ülkenin mayasından zerre nasiplenmemiş bu sineklerin mukaddesatımız mevzu bahis olduğunda, karşısında bu mukaddesatın yılmaz bekçileri olan Türkiye Gençlik Vakfı kadrolarını bulacağını şüphesiz bilmelerini isteriz.
Her satırı suç teşkil eden bu açıklamanın bir adım ötesinin ne olacağını kestirmek güç değil. Sahip olunan iktidar olanaklarının kaybedilebilmesi olasılığının yarattığı korkuyla büyüyen bu histeri, sandığın da başka alışılmış parlamenter biçimlerin de miadının çoktan dolduğunu bir kez daha hatırlatıyor!