Hacamat yüksek lisans ve doktora programında



Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi bu sefer de bilimsel dayanağı olmayan hacamat, hipnoz gibi yöntemleri müfredatına almasıyla gündemde


2010 yılında “Ankara’nın 5. Devlet Üniversitesi” olarak kurulan ve kadrolarının adrese teslim usulüyle önceden belirlendiği Ankara Tabip Odası tarafından tescillenen ve bu konuda mahkemelik olan Yıldırım Beyazıt yeni adıyla Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi bu sefer de bilimsel dayanağı olmayan hacamat, hipnoz gibi yöntemleri müfredatına almasıyla gündemde.

AKP’nin uzun süredir her alanda olduğu gibi tıpta da kendi kriter ve ölçütlerini dayattığı; hacamatı, sülüğü, hipnozu temel tedavi biçimi haline getirmeye çalıştığı biliniyor. Bu alanlarda devasa bir piyasanın oluştuğu ve bilimsel tıbbın karşısında azımsanmayacak bir kesim tarafından kabul gördüğü sayısız örnekle de gündeme gelmişti.

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi bu gidişatı bir adım daha ileriye taşıyarak sülük, hacamat, hipnoz, ozon terapi gibi uygulamaları hem yüksek lisans hem de doktora programı müfredatına aldı.

Türk Tabipleri Birliği Etik Kurulu bu kararı, “Eğitim müfredatları içinde kanıtı eksik, bilimsel dayanağı olmayan uygulamalara yer verilmesi uygun değil” şeklinde değerlendirdi

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Etik Kurulu Üyesi Profesör Doktor Gülriz Erişgen, eğitim müfredatları içinde kanıtı eksik, bilimsel dayanağı olmayan uygulamalara yer verilmesinin uygun olmadığını belirterek “Öğrencilerimize, kanıta dayalı tıp uygulamalarının önemini vurguluyoruz, bilimsel kanıt olmadan uygulama yapmamaları gerektiğini söylüyoruz” dedi.

Cumhuriyet’ten Şeyma Paşayiğit’in haberine göre Erişgen, bu tip uygulamaların hastaların sağlık hizmetine ve tıbbi uygulamalara ulaşmalarının önüne geçmemesi ve alternatif olarak önerilmemesi gerektiğini belirtti.

Ayrıca Kontrol Et

‘Bir Ağaç Keserseniz, Selâm Okunur…’

Emperyalist kapitalizmin sınırlarına dayandığının alenileştiği her etapta kendisini yenileme kabiliyeti, ancak ve ancak doğanın, insanın daha fazla sömürülmesine yönelik birikim modelleri geliştirmesiyle olmuştur. Şimdi yine öyle bir döngünün içindeyiz