Yangında yaralanan bir Afgan işçi daha hayatını kaybetti



Ankara İskitler’deki Ata Sanayi Sitesi’nde 29 Mart’ta çıkan yangında hayatını kaybeden Afganlı işçi sayısı altıya çıktı, iki işçinin sağlık durumuysa ağır!


Ankara İskitler’deki Ata Sanayi Sitesi’nde atık kağıt toplayıcılarının hem barınmak hem de topladıklarını depolamak için kullandıkları metruk bir binada çıkan yangında beş Afgan işçi yaşamını yitirmiş, 11 işçi de yaralanarak çeşitli hastanelere gönderilmişti.

Dün yeniden ziyaret ettiğimiz sitede ölen işçi sayısının altıya yükseldiğini, iki işçinin durumunun kötü olduğunu, diğer işçilerinse dağıtıldıkları hastanelerden taburcu edildiklerini öğrendik.

29 Mart’ta çıkan yangında hayatını kaybeden işçilerin cenazelerinin birkaç gün sonra memleketlerine gönderildiğini belirten sitedeki işçiler, yangından sonra bir kişinin gözaltına alınıp serbest bırakıldığını belirtiyorlar. Bu kişiye ilişkin bir rivayet de dolaşıyor. Buna göre gece geç saatlerde ısınmak için yaktığı ateşi söndürdüğünü düşünerek oradan ayrılan bir kişi, daha sonra yangın haberini ve can kaybı olduğunu öğrenince polise telim olmuş.

Ayrıca yangın anına ilişkin görüntüler olduğu da belirtiliyor.

Konuştuğumuz Kürt atık kağıt toplayıcıları Afganlılarla hemen hemen hiçbir iletişimlerinin olmadığını, sorun da yaşamadıklarını belirtiyorlar. Fakat gerek Kürt gerekse Türk işçilerin Afganlılar ve Suriyelilerle herhangi bir sorun yaşamasalar da işi böldüklerini ve kazançlarını küçülttüklerine dair gizli bir tepki duyduklarını hissedebiliyorsunuz.

Atık kağıt işçilerinin de kendi içlerinde göçmen-sığınmacı olanlara karşı belli bir mesafe koydukları hissedilebiliyor. Tıpkı işçi sınıfının diğer bölüklerinde olduğu gibi…

Gözlemlediğimiz kadarıyla bu mesafe Suriyeliler sözkonusu olunca daha da büyüyor. Konuştuğumuz Niğdeli bir katık atık işçisinin Afganların çok temiz, namazında niyazında insanlar olduğunu; ama Suriyelilere güvenilemeyeceğini üstüne basarak söylemesi bile bu mesafenin niteliğini ortaya koyuyordu.

Vanlı bir işçi 4-5 hastaneye dağıtıldıklarını son ziyaretimizde öğrendiğimiz Afganlı işçileri hastanede ziyaret etmek istediğini, ancak yakını olmadığı için izin verilmediğini anlatınca o mesafelerin aslında kalın duvarlarla kapatılmadığını da anlıyoruz.

Yangından sonra gittiğimizde çocuk işçilerin olmadığını, en küçük olanın en az 16 yaşlarında olduğu belirtilmişti, biz de daha küçük yaşlarda çocuklara rastlamamıştık. Fakat son gidişimizde orada 6-7-9 yaşlarında çocukların olduğunu da gördük.

Bu gidişimizde geri dönüşüm fabrikasında çalışan Suriyeli işçilerle de karşılaştık. Hemen hiçbiri Türkçe bilmiyordu. 10 yaşlarında Türkçe bilen bir çocuk aracılığıyla konuştuğumuz işçiler, çalıştıkları fabrikada belli bir mesai saatinin olmadığını, fabrikada bulunan katı atıkların ayrıştırılması ne zaman biterse mesainin de o zaman bittiğini anlattılar. Ayda bin 500 TL ücret alıyorlar ve hiçbir güvenceleri, kayıtları yok! Fabrikada çalışan 18 kişiden sekizinin Suriyeli, beşinin Afgan diğer üçünün de Türk olduğunu söylüyorlar.

Mülteci ya da değil her hangi bir kişinin hiç kimseye sormadan her hangi bir binayı kullanıp kullanamayacağı sorumuza ise kaçamak cevaplar verildi. “Kimse karışmaz” diyen de oldu, cevap vermek istemeyen de… Belli ki buralar da birilerinden soruluyordu! O elektriği, suyu, tuvaleti olmayan mekanlar için bile birileri barınacak bir yeri olamayan göçmen işçilerden para alıyordu!

İşçilerin anlattıklarından atık kağıt topladıklarında bunları kendilerinden alan kişiler de belli. Anlaşılan, bu alan da bir komisyoncular zinciri üzerinden yükseliyor.

Altı işçinin can verdiği o metruk binanın bir kısmının halen kullanılıyor olması da ayrıca sarsıcı. Sadece yangının olduğu bölümün girişi hala şeritlerle kapatılmış durumda.

Ankara Alınteri

Ayrıca Kontrol Et

Polonez İşçilerine Gözüdönmüş Saldırı!

57 gündür sendikal örgütlenme hakları, işleri ve onurları için direnen Polonez işçilerine bugün de polis saldırısı gerçekleştirildi. Saldırıda bir işçinin 2 kaburgası, bir işçinin kol ve bacağı kırılırken en az 7 işçi de hastanelik oldu!