Polisin ev baskınlarında estirdiği terörün bir örneği de Arnavutköy’de yanlış eve yapılan baskında yaşandı. Dilek Doğan’ın katledilmesinde olduğu gibi bu ev baskının da aile aslında ölümden döndü. Gece saat 02:00’de kapıları tekmelenerek çalınan Topkaya ailesinin üyeleri yere yatırılıp başlarına silah doğrultuldu, ailenin babasının yüzüne tekme atıldı. Polisin evde estirdiği terör çocukların korkmasına neden oldu, yanlış adres uyarıları dikkate alınmadı, daha sonra söylenenin doğru olduğu anlaşılınca da “kusura bakmayın” denilip evden çıkıldı!
Sözcü’den Ümit Türk’ün haberine göre Hüseyin Topkaya’nın İstanbul Arnavutköy’deki evi “terör şüphelisi” iddiasıyla gece saat 02:00 sıralarında polis tarafından basıldı. Baskında yer alan polislerden biri, Topkaya’yı yere yatırıp başına silah dayadı. Bir polis de yüzüne tekme atarak kaşını yardı ve çocuklarının önünde Topkaya’ya fiziki işkence yaptı.
Bir süre sonra Topkaya’nın aradıkları kişi olmadığını, yanlış adrese baskın yaptığını fark eden polis, işkence yaptığı Topkaya “kusura bakmayın” diyerek evden ayrıldı.
Polisin yüzüne attığı tekme sonucu kaşı yarılan Topkaya, devlet hastanesinden aldığı darp raporuyla savcılığa giderek şikayetçi oldu. Polislerin evine gelmeden önce, apartmandaki başka bir daireye de yanlış baskın düzenlediklerini belirten Topkaya, yaşadıkları bu olaydan dolayı çocuklarının ve eşinin psikolojisinin bozulduğunu söyledi.
“Yanlış adres, kusura bakmayın”
Hüseyin Topkaya, yaşadıklarını şöyle anlattı:
Gece 02.00 sıralarında evde uyuduğum esnada kapının tekmelenmesine uyandım. Bir an için deprem oluyor zannettim. Kapı önüne yaklaşınca, ‘kimsiniz’ diye sordum. Bana polis olduklarını, açmazsam kapıyı kırıp gireceklerini söylediler. Ben neden niçin diye sormaya kalmadan, bir kişinin ismini söyleyip terör örgütüne yardım yapmaktan dolayı suçlu olduğumu söylediler. Ben de o kişi olmadığımı yanlış adreste bulunduklarını söylemeye çalıştım ancak, kıracak gibi oldukları için kapıyı açtım. Kapıyı açar açmaz da bir polis memuru beni yere yatırıp kafama silah dayadı. Diğer 3-4 polis de evin diğer odalarına dağıldılar. Ben, ‘abi bağırmayın, çocuklar korkacak’ der demez başımda bekleyen polis, suratıma tekme attı. Tekme sonucu sağ kaşım yarıldı. Yüzüm de kanlar içinde kaldı. Bu sırada eşim, iki çocuğum ve tatile gelen yeğenim de gürültüye uyanmış. Korku telaş içinde bağırıyorlardı. O esnada beni yere yatıran polis eşimin yanına doğru gitti. Çocuklar eşimin yanındayken eşime de silah doğrultular. Bu sırada ben defalarca, yanlış adrese geldiklerini, benim olayla ilgim olmadığını söyledim. En sonunda bana inandılar. ‘Yanlış adres kusura bakmayın diyerek evden ayrıldılar.
“Çocuklarım silahı görünce korktular”
Eşi Bilgen Topkaya da “Bir polis memuru da benim yanıma silahla geldi. Çocuklarım silahı görünce çok korktular. Başka bir polis memuru da eşimin 14 yaşındaki yeğeninin odasına girip onu da aynı şekilde eşim gibi yere yatırıp kafasına silah dayadı. Sonrasında adrese bakacaklarını söyleyerek benden bir fatura istediler. Ancak ben fatura bulamadım. Daha sonra ikinci kattaki komşumuz geldi ve polislere ‘burada ne işiniz var. Aşağı inin, orada tutanak tutalım’ demesi üzerine polisler aşağı indiler” diye konuştu.