Kültürel iktidarı kuramamaktan yakınan AKP cenahının bugüne kadar kurduğu en merkezi iktidar alanlarından birinin medya olduğunu biliyoruz. Bu alanda nasıl bir tek tipleşme, nasıl bir tarafgirlik dahası nasıl bir çamurluk yarattığını yaşayıp görüyoruz. Artık kendi cenahından bile “pes” tepkilerine neden olan, “bu kadar da olmaz ki!” denilen medyanın bu hali, kısa süre önce tetikçi Akit yazarları tarafından bile eleştirilmişti. Eleştirilirken de “Bu tek tipleşme toplumsal tepkiyle karşılanıyor. Tüm zenginliğin yok olduğu bu ortamda muhalif kanallar izleniyor, uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye uzantıları daha güvenilir bulunuyor” mealinde tespitler yapan köşe yazıları döşenmişti. 31 Mart ya da 23 Mayıs yerel seçimleri döneminde de havuz medyasının bu hali sık sık dile getirilmiş, yakınılan mevzulardan biri olmuştu. “Seçmen bizim medyayı takip etmiyor” cümlesi beklenmeyen ağızlarca bile telaffuz edilmişti.
Hal böyleyken Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmalar Vakfı (SETA) ismiyle çalışmalar yapan ve Ankara tarafından fonlandığı bilinen vakfın gazete ve gazetecilerin akıl almaz bir kafayla fişlendiği raporu düştü gündeme.
BBC Türkçe, Deutsche Welle Türkçe, Amerika’nın Sesi Türkçe, (VOA), Sputnik Türkiye, Euronews Türkiye, CRI Türk (Çin Uluslararası Radyosu Türkiye) ve Independent Türkçe’nin haberleri ile yayın politikalarının incelendiği iddia edilen raporda, bu kuruluşların ‘doğrudan hükümeti hedef alan haberleri için ilgili mercilere itiraz ve uyarıda bulunulması’ öneriliyor; çalışanları ve yazarlarının özgeçmişlerine ayrıntısı ile yer veriliyor! Gazete Duvar dahil hangi başka medya kuruluşlarının haberlerini sosyal medyada paylaştıklarına ilişkin “istihbari” faaliyet bilimsel veri olarak sunuluyor!
İşçi düşmanı, iktidar dostu!
Bilimsel bir objektivizm ve ince bir emekçilikten uzak, her şeyden önce de iktidarın medya ayağındaki polisi-istihbaratçısı kafasıyla hazırlanmış rapora dair tartışmalar devam ediyor.
Gazetecilerin sosyal medya paylaşımlarını bile an an izleyen bu pis kafanın raporunda yok yok! İktidar borazanlığını; “medya üzerinden sürdürülen uluslararası operasyonlara, Türkiye’nin yıpratılmasına karşı ulusal bir tutum” olarak sunan bu kafanın tipik özelliklerinden biri de işçi düşmanlığı.
Bunun için sadece bir örnek bile yeterli.
3’üncü Havalimanı işçi isyanına, iş cinayetlerine, işçi ve sendika yöneticilerinin tutuklanmasına, 3. Havalimanı projesinin mali, çevresel bilançosuna dönük haberlere ilişkin yaptığı değerlendirmeler bile sınıfsal tutumunu, iktidar yandaşlığını alenen ortaya koyuyor:
İstanbul Havalimanı’na dair ise olumsuz temaların ön plana çıktığı görülmüştür. İşçi ölümleri, havalimanının maliyeti, ismi ve büyüklüğü üzerinden çeşitli spekülasyonlar ortaya atılmıştır. Bu spekülasyonlara dayanan tartışmalar
Euronews Türkçe tarafından farklı görüşlere yer verilmeden ve tartışmalara konu olan iddiaların aslı araştırılmadan gündeme getirilmiştir. Üzücü işçi ölümlerini gerçek dışı abartılı rakamlarla aktaran haberler uluslararası sendikaların işçilere verdiği desteğe de yer vermiştir.253 Havalimanının açılışı aynı zamanda ekonomide dalgalanmaların yaşandığı bir döneme denk gelmiştir. Bu nedenle havalimanına dair en çok konuşulan konulardan biri de projenin maliyeti ve Türkiye ekonomisine etkisi olmuştur. Ancak bu eksende üretilen haberlerin de gerçeklikten uzak, abartılı yorumlara dayandığı gözlenmiştir. Projenin Türkiye’yi dünyanın en büyük havalimanlarından birine ulaştırdığı göz ardı edilmiş, artan yolcu kapasitesinin ekonomiye sağlayacağı katkı da görmezden gelinmiştir.
Yandaş medya kalemşorları bile rahatsız oldu!
Yapılan haber ve yorumları iktidarı aklama kafasıyla yorumlayan, işi gücü bırakıp sayısız gazetecinin sosyal medya hesaplarını takip eden, bu takipte hangi gazetecinin hangisinin paylaşımlarını RT ettiğini not eden, yapılan tüm haberlere istihbaratçı kafasıyla yaklaşan bu raporun yarattığı mide bulantısı tetikçi medya tarafından bile hoşnutsuzlukla karşılandı.
İktidarın yayın organından farksız olan Yeni Şafak’ın internet sitesinin yazı işleri müdür Ersin Çelik, raporu ‘ciddi bir beceriksizlik’ diye niteledi, rapor için “Geri çekilip özür dilenmeli” dedi.
Çelik, şahsi Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Gazetecilerin takip listeleri, başka gazetecileri RT yapmaları gizemli bir bilgi değil. Fakat ‘süzülerek’ raporlaştırılması fişlemeye girer. Gerçi fişleme de kamuya açık olmaz. Bu çalışma başlı başına ciddi bir beceriksizlik. Rahatsız edici. Geri çekilip özür dilenmeli” ifadelerini kullandı.