Haydi eller taşlara!..



Taşları patronlara, işçi düşmanlarına, kadın düşmanlarına karşı fırlatmaya başlamanın zamanıdır


Zehra Çaldağ

Taşları patronlara, işçi düşmanlarına, kadın düşmanlarına karşı fırlatmaya başlamanın zamanıdır. 

O taş sadece bir patronun bir kadına, bir kadın işçiye attığı taş değildir.  

O taş, burjuvazinin işçi sınıfına, kadına, insana, insanca yaşamı savunanlara karşı gerçek tutumunun resmidir. 

Kendisine yapılanı sineye çekip kendisine reva görülen işsizliğe, yoksulluğa, açlığa ve sefalete boyun eğmediği için atılan bir taştır.  

O taş, Reyhan Kara’nın açlığa, yoksulluğa itilip bunalıma girip sessiz sedasız siyanür ya da başka bir zehir kullanıp intiharı seçmediği için atılan taştır. 

O taş boynuna bir ip geçirip kendisini asmak yerine hakkını aramayı seçen işçilere, kadınlara, işsizlere atılmıştır.

Bir patron bu gücü ve cesareti nasıl ve nerden buluyor? Burjuvazi bu gücü ve cesareti sadece faşist devletin ve hükümetin bütün güçlerinin yanında olmasından değil toplumun genel duyarsızlığından, işçi sınıfının örgütlü mücadelesinin, dayanışma ruhunun zayıflığından da almaktadır.

Hatırlarsınız, Kale Kayış işçileri, işçi sağlığı ve işçi güvenliği önlemleri alınmadığı için “Artık ölmek, sakatlanmak istemiyoruz; iş kazası dedikleri şey kaderimiz değildir” diyerek direnişe geçmişlerdi. Direniş süreci Ramazan’a denk gelmişti. İşçiler iftar saatine yakın patronlarına görüşmek istediler. Ne oldu peki? Patron ve adamları, kendisiyle görüşmek isteyen işçileri aileleri ve çocuklarıyla birlikte tekme tokat dövmüşlerdi. Kale Kayış patronlarından hesap soruldu mu? Hayır! İşçi aileleri yediği dayakla kaldı.

Bugün bir patron bir işçiye, hele de bir kadın işçiye susmadığı, hakkını istediği için eline taş alıp kafasını yararak kanlar içinde bırakıyorsa bizler, en başta da devrimciler ve sendikalar UTANMALIYIZ!

Lâfa gelince “İşçiye kalkan eller kırılır” deriz hep. Ama bu slogan yıllardır lâfta kalır. Bu sefer kırılmalıdır o eller artık!

Unutmayalım ki;

O TAŞ SADECE BİR İŞÇİYE, BİR KADIN İŞÇİYE ATILMADI! O TAŞ BÜTÜN İŞÇİ-EMEKÇİ KADINLARA, İŞÇİ SINIFINA ATILDI. 

O TAŞ BİR SOYSUZ PATRONUN DEĞİL İŞÇİ SINIFININ, SINIFTAN YANA DEVRİMCİLERİN, EZİLEN SÖMÜRÜLEN KADINLARIN ELLERİNE DAHA ÇOK YAKIŞIR.

ELLER TAŞLARA, TAŞLAR PATRONLARA, FAŞİZME!..

Ayrıca Kontrol Et

Savaşan Kadınlar Ölümden Korkmaz!

Onlar, kendi seslerinin yankısına değil dokunabilecekleri yeni insanlara ihtiyaç duyarlar. Daha rahat edebilecekleri konfor alanları değil aynı olmak zorunda olmaksızın birlikte hareket edebilecekleri örgütlü alanlar, örgütlü insanlar yaratma peşindedir