Ali Algül yoldaş ulusal ve sosyal kurtuluş mücadelemizde daima yaşayacaktır! (*)
Ali Algül yoldaş, 20 Kasım 1979 Salı günü, İstanbul Bahçelievler (Siyavuşpaşa’da) Halkın Kurtuluşu revizyonistlerinin kurduğu kahpe bir tuzak sonucu öldürüldü.
Revizyonist hainlerin namlularından çıkan kalleş mermiler, yiğit ve militan yoldaşımızı Kürt ve Türk halkının ulusal ve sosyal kurtuluşu uğruna verdiği devrim mücadelesinden, Marksizm-Leninizmin ve proleter enternasyonalizminin zaferi için savaştan alıkoydu.
Ali yoldaşı, henüz 19 yaşındayken ve TİKB için enerjik ve bitmez tükenmez bir genç komünist savaşçıyken kaybettik. O, TİKB’nin, Marksizm-Leninizme, devrim ve sosyalizm davasına sadık, fedakar ve kararlı üyelerinden birisiydi.
Omuz omuza savaştığı yoldaşlarına örnek tutumu ve militan savaşçılığıyla güç veren Ali yoldaşın kaybı kalbimizin derinliklerine işlemiştir. Onu kaybetmek; hele böylesine sinsi, korkak, kalleş ve pervasız revizyonizmin hain tuzaklarında kaybetmek, yoldaşları ve onu önder savaşçılığı içerisinde yakından tanıyan halk için katlanılması güç ve acı bir kayıp oldu.
Ali yoldaş, Kayseri’ye bağlı Sarız ilçesinin Çağşak Köyü’nde yoksul bir Kürt ve Alevi köylü ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Gençlik yaşamı, Kürt ulusuna uygulanan milli zulmün, Alevi halka yönelen çeşitli baskıların ve yoksul Kürt köylüleri üzerindeki ağır soygun ve zulüm düzeninin zor koşulları içerisinde geçti. Ali, küçük yaşlarından itibaren milli zulme, faşizme ve soygun düzenine karşı kinle dolu, ilerici düşüncelere sahip, çalışkan ve gözüpek bir emekçi olarak göze çarpıyordu. Çevresinde onu severlerdi. İçinde bulunduğu koşullar onu devrimci düşünce ve mücadeleye açık tutuyordu. Nitekim o, daha orta öğrenim yıllarında mücadeleye atıldı.
Öğretmen okuluna girdikten sonra Ali’nin artık faşist diktatörlüğün ve Kürt ulusuna yapılan milli zulmün, emperyalist ve feodal sömürünün kararlı bir muhalifi haline geldiğini ve gelecekteki rotasını belirlediğini görüyoruz. O, okulunda ve çevresinde yürüttüğü mücadele ve faşistlere saldığı korkuyla bunu gösterdi. Bir keresinde faşistlere çok iyi anladıkları dilden öylesine bir cevap vermişti ki, bundan dolayı kaçak duruma düştü.
Yiğit yoldaşımız, öğretmen okulunu bitirmek yerine, daha o yaşta devrimci mücadeleye atılmayı tercih etti. Ali, devrimcilikle emekçiliği birleştirmeyi, kendisinin ve yardım etmek zorunda olduğu kişilerin geçimi için alınteri dökmeyi beceren ve her ikisini bir arada yürütten çalışkan bir kişiydi. İkinci mesleği terzilikti; bunun için yoldaşları ona “küçük terzi” derlerdi. Profesyonel devrimci ve TİKB üyesi olarak devrimci mücadeleye katıldığı döneme kadar da bu mesleğiyle devrimci faaliyetini birlikte yürüttü.
19 yaşında kaybettiğimiz Ali’nin yaşamı kısa fakat anlamlı, özlü, zorlu mücadeleler ve devrimci anılarla dolu, öğretici ve soylu bir yaşamdır. O, ölümünden sonra onu tanıyan yoldaşları ve sıkı ilişki içerisinde bulunduğu kitleler üzerinde bir etki ve arkasında hafızalardan kolay kolay silinemeyecek anılar bırakarak gittiyse bu boşuna değildir.
Ali yoldaş, bugün TİKB saflarında yer alanların birçoğu gibi, HK’nun revizyonist çizgisine karşı isyan edenler ve iğrenç, kokuşmuş revizyonist kangrene karşı muhalefete geçenler arasındaydı. Onun HK’na karşı muhalefeti, devrimci yiğitliğinin, revizyonizme karşı düşmanlığının ve Marksizm-Leninizme sadakatinin bir sonucu oldu.
Ali, başlangıçta muhalefet saflarına sızan ama sonra tasfiye edilen revizyonist koordinasyoncuların görüşlerine hiç ama hiç itibar etmedi. Çünkü onların HK şeflerinin kendi eliyle büyütüp beslediği, HK’nun revizyonist çizgisinden kopmayan, zaten bu nedenden dolayı tekrar geriye dönen revizyonist yaratıklar olduğunu biliyordu. Nitekim, saflarımızda en bayağı ve rezil kavga kaçkını, anti-Stalinist, korkak ve yalancı olduğu için barındırmadığımız bir koordinasyoncu revizyonist, HK saflarına kapağı attığı ve Ali’ye karşı saldırıların başına geçtiği için Ali bunu herkesten daha iyi kavramıştı.
Ali, 1977 ortalarındaki bölünme sonrasında, HK revizyonizmine karşı mücadelesini devrimci bir rotada ve gitgide daha bilinçli hale gelen bir çizgide ve istikrarlı bir şekilde yürüttü. O, karşı-devrimci “Üç Dünya” teorisine karşı mücadeleyi vargücüyle omuzlarken ve hatta bunu kitlelere maletmeye çalışırken, bugün onun öldürülmesi için ferman çıkaran HK ve PB’nın revizyonist şefleri ve ona tetik çeken hain beyinler bu teoriyi savunuyor ve uyguluyorlardı. Ali yoldaş, Çin revizyonizmine ve karşı-devrimci olarak nitelediği Aydınlık’a karşı Marksizm-Leninizmi ve dünya komünist hareketinin genel çizgisini savunur ve kararlı bir mücadele yürütürken, laf ebesi HK ve PB şefleri, bırakınız Mao Zedung’u bir yana, Hua ve Deng hizbine ve Çin sosyal emperyalizmine haf ettirmiyorlardı. Bir önceki dönemde ise hain D. Perinçek, revizyonist şefler tarafından “proleter devrimci” olarak niteleniyor ve karşı-devrimci Aydınlık ile birlik platformu aranıyor; eylem birliği yapılmaya çalışılıyordu. Bu ve bunun gibi olgulardır HK ve PB şeflerinin TİKB’ye duyduğu kinin ve Ali yoldaşın alçakça pusuya düşürülmesinin kaynağında yatanlar.
TİKB’nin yiğit ve genç militan savaşçısı Ali Algül yoldaş, devrimci faaliyetin her alanında görev aldı. O, işçi sınıfının ileri unsurlarının örgütlenmesinden yoksul köylülüğün ve gençliğin mücadelesine; fabrika çalışmasından semt çalışmalarına, devrimci yayın hayatına; afiş, duvar yazısı, bildiri, gazete ve dergi dağıtımı faaliyetinden protesto, miting ve sokak gösterilerine; ajitasyon, propaganda faaliyetinden örgütsel çalışmaya kadar her alanda kararlı, gözüpek ve yorulmaz bir savaşçıydı.
Aynı zamanda Ali yetenekli bir devrim askeriydi de. Askeri eylemlerdeki korkusuzluğunu ve kararlılığını, gelecek için vaat ettiği umudu en iyi Ali’nin silah arkadaşları bilir. Ali, HK’nun iğrenç ve kalleş pususunda can vermeden önce, faşistlerin, polis ve devletin resmi güçlerinin birçok ölüm tuzağını yırtmasını ve başarıyla atlatmasını becermişti.
Ali Algül yoldaşın daha 19 yaşındayken TİKB üyesi olması rastlantı değildir. O, bir komünisti karakterize eden niteliklere sahipti. Marksizm-Leninizmin ve proletaryanın ihtilalci davasının sadık ve bilinçli bir savunucusu ve uygulayıcısıydı. Bugüne kadarki mücadelesi Ali’nin faşizme ve revizyonizme, emperyalizme ve sosyal emperyalizme karşı mücadelede atılgan ve cesur olduğunu kanıtlamıştır. Devrimci yiğitliği ve korkusuzluğu yanında, kitlelerle bağ kurmadaki eşi az bulunur yeteneği onun en başta gelen nitelikleridir. Ali birkaç ilde aynı zamanda devrimci ilişkiler geliştirebilirdi. Bu niteliklerle birlikte, Ali, yoldaşlarına karşı saygılıydı. Hep onların candan sevgisini ve güvenini kazanmıştır. Yaşından çok ileri düzeyde bir ciddiyet, olgunluk ve ağırbaşlılığa sahipti. Ali’nin sahip olduğu proleter ahlak, dürüstlük ve ağırbaşlılık, ilişki geliştirdiği kitlelerin ona kısa zamanda ısınmasının ve güven duymasının nedenleri arasındaydı. Yoldaşımız, kendi niteliklerini taşıyan devrimciler yetiştirmede ve kitleleri devrimci faaliyete seferber etmede başarılı bir komünistti. Ali yoldaş cesur ve fedakar komünist bir önderdi.
Ali yoldaş, çalıştığı Bahçelievler bölgesinde, yukarıda kısaca sıraladığımız özelliklere sahip olduğu kanıtlamıştı. Kısa zamanda işçilerin ve emekçi halkın sözünü dinlediği ve güvendiği bir önderi haline geldi. Yoldaşlarıyla birlikte o, TİKB’nin etkisini çevrede gittikçe genişletiyordu. Ali, faşizme ve revizyonizme karşı mücadelesindeki niteliklerinden ötürü, faşist MHP’lilerin ve diğer gericilerin, polisin ve sosyal faşistlerin kıstırmaya ve yok etmeye çalıştığı bir militandı. Bu nedenle mümkün olduğu ölçüde silahını belinden eksik etmemeye çalıştı. Ona karşılık Ali yoldaş, çevresinde diğer bazı hareketlerin tabanındaki devrimcilerin ve özellikle de onu tanıyan halkın sevdiği ve güvendiği bir devrimciydi. Fedakar, militan ve dürüst yapısı, herkesin Ali’ye duyduğu yakınlığı arttırırdı.
İşte, çalıştığı bölgede örgütü TİKB’nin sembolü haline gelen Ali Algül yoldaşın bu nitelikleri ve Bahçelievler bölgesinde elde ettiği başarılar, HK ve PB şeflerini telaşa düşüren ve ona düşman eden esas etkenlerdir. O, faşizmi ve diğer revizyonistleri bölgede gerilettiği gibi, HK revizyonizmini de gözle görülür bir şekilde geriletmişti. Ali, HK’nun tabanındaki bazı devrimci unsurları kazanmak, onları revizyonist etkilerden kurtarmak için de çalışıyordu. Bu ve esas olarak da Ali’nin bölgede elde ettiği devrimci başarılar, kafaları revizyonizmle doldurulmuş beyinsiz, halk düşmanı HK’cı katilleri çileden çıkarıyordu. HK’cı revizyonistler, kahvede sabahtan akşama gevezelik yaparken ve dedikodu, yalan ve iftira üretmeye çalışırken, Ali ve yoldaşları faşizme korku salıyor, kitlelerin devrimci mücadelesine önderlik ediyorlardı. Kısa zamanda semtte devrimci sloganlar, bildiriler, kahvelerde, fabrikalarda yürütülen propaganda faaliyeti önemli boyutlara ulaştırılmıştı. HK’cıların pasifizmi ve çürüyüşleri iyice göze batıyordu. Üstelik Ali, yoldaşlarıyla birlikte TİKB’nin bir yıl önce başlattığı Maocu revizyonizme karşı mücadelenin başını çekiyorlardı. Ali, Maocu revizyonizmin teşhirinin bölgedeki sembolü de durumundaydı. TİKB’nin Maocu revizyonizmi ve HK ve PB’nin aynı doğrultudaki çizgisinin ipliğini pazara çıkarma mücadelesinde aradan aylar geçtiği halde, revizyonist şefler ve katiller sürüsü hala Mao’yu propaganda ediyorlardı. Bu revizyonistler birdenbire dümen kırınca tüm palavraları boşa çıkmıştı. Palavracı revizyonistler, örneğin en başta onların hain şefleri, aradan bir sene geçmek üzereyken yeni yeni Ali’nin söylediklerini allayarak pullayarak dergilerinde yazmaya başlamışlardı. Revizyonist hainler bunu da hazmedemezlerdi. Çünkü onların gözü ve beyni revizyonizm mikrobuyla, en ilkel grupçuluk ruhuyla kararmıştır.
Ali yoldaş öldürülmeden önce HK’cı saldırgan revizyonist güruh onu linç etmeye çalıştığında da görüldü, ki onlar faşistlerden ve karşı devrimci revizyonistlerden değil, Ali’den ve diğer devrimcilerden nefret ediyorlardı. Onlar bir kin taşıyorlardı ama bu karşı-devrimci bir ruhla yoğrulmuş alçakların ve halk düşmanı revizyonistlerin kiniydi. Bunun için Ali ve iki yoldaşı Maocu revizyonizme karşı mücadele etmek için bir tartışma toplantısına gittiğinde 30-40 kişilik HK’lı revizyonist bir güruh tarafından ağır bir şekilde dövüldüler. HK’nın zerre kadar devrim ateşi taşımayan, beyni ve yüreği karşı-devrimin zembereklerine bağlı olarak işleyen, korkak ve iğrenç katillerinin Ali’ye kurdukları faşist MHP’den öğrenilmiş hain tuzak izledi.
Ali yoldaş bugün bedenen aramızda değil. Faşizme kurşun sıkamıyor. Revizyonistlere korku salamıyor. Ömrünü ve yiğit yüreğini, Marksizm-Leninizm için işleyen beynini Kürt ve Türk halkının ulusal ve sosyal kurtuluşu uğruna mücadelenin, devrim ve komünizm davasının emrine artık veremiyor. Doğduğu Kürt köyünde, yiğit kardeşleriyle birlikte mezarında yatıyor.
Fakat Ali yoldaşın hayatını feda ettiği devrim ve örgütü TİKB yaşıyor. TİKB, Marksizm-Leninizmin ve proleter enternasyonalizminin ve Türkiye devriminin kavgasını veriyor ve verecek. Ali yoldaşı faşistler değil de Marksist-Leninist geçinen karşı-devrim piçleri öldürdüğü, kardeşinin yolunda ağabeyi devrimci demokrat Musa Algül de kaybedildiği için acımız derin ve büyüktür. Ama ağlamak yok, çünkü acımızı devrim için kuvvete dönüştürdük ve dönüştüreceğiz.!HK ve PB’nin revizyonist şeflerinin hain D. Perinçek’in yolunda yüreği beş para etmez revizyonistler olduğunu teoride ve pratikte göstereceğiz! Ellerimiz onların da omuzundadır. Kazanan ihtilalci komünistler, kaybeden revizyonist hainler olacaktır.
HK ve PB şeflerinden mutlaka hesap soracağız! Revizyonist katilleri yaşatmayacağız!
Ali yoldaş rahat uyu, kavgasına girdiğin ideal ve özlemlerin için mücadele bugün dünden daha güçlü, daha da kinle doluyuz. Zafer devrimin ve Marksizm-Leninizmin olacaktır!
(*) Ali Algül yoldaşın HK revizyonistleri tarafından katledilmesi üzerine TİKB MK’nın çıkardığı bildiri, İhtilalci Komünist, sayı 5, Aralık 1979