Geleceğe Dönüş: Kadın ve Sosyalizm



Bu program Marksizm ve sosyalizmin kadın sorunundaki teori ve pratiği açısından bir “açılış”tı. Podcast dizimizin ilerleyen süreçlerinde konuyu değişik yönlerden ele almayı sürdüreceğiz


8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşırken bu programda “Sosyalizm ve Kadın Sorunu” başlığını ele aldık. Mürüvet, Çiğdem ve Gülay yoldaşlarla tarihin en kadim ve yüzyıllar içinde birikerek katmerlenmiş meselesinin doğal olarak ancak bazı yönlerini konuşabildik. Bunların başında Marksist önderlerin kadın sorunu konusundaki katkıları geliyor.

Tarihte sınıflı toplumların ortaya çıkışının şafağında önce kadınlar köleleştirildi. Ve o günden itibaren kadınlar bütün sınıflı toplumlarda yok sayıldılar, baskı gördüler, ezildiler, köleleştirildiler. Sistemler değişti, üretim tarzları değişti, kadının konumu da biçimsel olarak değişti ama “öz” aynı kaldı.

İnsanlığın 10 bin yıllık serüveninin sadece sınıflar arası çatışma biçiminde değil, onun organik bir parçası olarak aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerinden şekillenen ikinci bir çatışmayla da iç içe geçtiği görülür. Bu tarihsel gerçeğe ilk olarak Marksizmim önderleri dikkat çektiler. 

Bu gerçekten yola çıkarak ilk olarak Marksistlerin, bu son derece derin köklere sahip soruna yaklaşımı ve katkıları nelerdir konusunu konuştuk. Bu arada Marksizmin kadın sorununda zayıf ve yetersiz kaldığı ya da ona hak ettiği yeri vermediği yolundaki eleştiri ve iddialara değindik. 

Marksizmin konuya ilişkin tek katkısının Engels’in ufuk açıcı çözümlemelerinden ibaret olmadığını, bunun bir başlangıç oluşturduğunu biliyoruz. Kadın ve erkek Marksistlerin ilerleyen yıllarda da konuya ilişkin teorik ve pratik açılımlar geliştirdikleri malum. Bu konuda hemen verilebilecek örnekler olarak Bebel’i, Clara Zetkin’i, Kollontay’ı ve tabii ki Lenin’in katkılarını ele aldık.

Dünyada bir çağ dönümü anlamına gelen Ekim Devrimi sadece Rusya’yı değiştirmedi, bütün dünya açısından tarihsel bir sıçrama demekti. Ekim işçi sınıfı ve emekçiler açısından başka bir dünya anlamına geliyordu. 

Kadın sorununun çözümü doğrultusunda devrimin hemen ertesinde atılan ilk adım ve atılımlar muazzamdı. En başta kadını eve hapseden gerici aile kurumunun sarsılması hedeflendi. Devrimden sadece 4 gün sonra, kadın emeğinin ve annenin korunmasına ilişkin kararname, Aralık’ta evlilik ve aile ilişkileri ile ilgili kararname çıkarıldı ve arkası geldi. Kadının yüzlerce yıllık ezilmişliği, en gelişmiş kapitalist ülkelerde tahayyül dahi edilemeyecek dev adımlarla giderilmeye çalışıldı. 10 yıllık bir kesitte yapılıp edilenler partinin ve önderlerinin bu konuda nasıl büyük bir kafa açıklığı içinde olduklarını ve meseleye Marksist bir perspektifle yaklaştıklarını gösteriyordu.

Sonrasındaki kimi kırılma ve geriye gidiş anlamında yaşananlar ne olursa olsun hiçbir şey Ekim Devrimi’nin işçi sınıfı ve ezilen halklar için olduğu kadar kadın kitlelerine açtığı engin ufukların ve kazandırdıklarının önemini ortadan kaldıramaz.

Bu program Marksizm ve sosyalizmin kadın sorunundaki teori ve pratiği açısından bir “açılış”tı. Podcast dizimizin ilerleyen süreçlerinde konuyu değişik yönlerden ele almayı sürdüreceğiz. 

Bu arada programımızı dinleyenlere finalde de bir sürprizimiz var. 

Kadın ve Sosyalizm podcastini aşağıdaki dijital platformlar linklerinden dinleyebilirsiniz: 

Anchor

Spotify

Google Podcasts

Youtube

Pocket Casts

RadioPublic

Breaker

* Dizimizin bundan sonraki bölümlerinden yayına girer girmez haberdar olmak için aşağıdaki linkten gazetemizin Youtube adresine abone olmanızı öneririz.

Ayrıca Kontrol Et

Temmuz’da 23 Kadın Katledildi, 23 Kadın Şüpheli Şekilde Öldü!

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Temmuzda 23 kadın cinayeti işlenirken 23 kadının da şüpheli bir şekilde ölü bulunduğunu açıkladı.