Zonguldak’ın Kilimli ilçesine bağlı Gelik beldesinde geçtiğimiz Kasım ayında kaçak maden ocağında çalışan Afgan madenci Vezir Muhammed Nourtani’nin çalışırken şüpheli bir şekilde ölmesinin ardından cansız bedeninin ocak sahipleri tarafından yakılmasıyla ilgili davanın ilk duruşması geçtiğimiz Çarşamba (29 Mayıs) yapılmıştı.
Davaya müşteki sıfatıyla katılan Nourtani’nin eşi Kamergül Maliki Nourtani, duruşmada yaşadıklarını Gazete Duvar’dan Mustafa Özdemir’e anlattı.
Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında geniş güvenlik önlemleri alınırken, üçü tutuklu olmak üzere altı sanığın yargılandığı davada sanıkların çelişkili ifadeler verdiğine dikkat çeken Afgan madencinin eşi Kamergül Maliki Nourtani, eşinin katillerinin yalan söylediğini belirtti.
‘Söylediklerine inanmıyorum, eşimin elleri ve bacakları kırılmıştı’
“Bence hepsi yalandı. Çünkü hepsi birbirini suçluyor, çelişkili ifadeler veriyorlar” diyen Kamergül Maliki Nourtani sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biri diyor ki, ‘Gördüğümde nefes alıyordu’. Diğeri diyor ki, ‘Nefes alıyordu, ama yaşamıyordu sanırım’. Bir başkası da ‘Dili boğazına kaçmıştı, yardımcı olmaya çalıştım’ diyor. Ocağın sahibi Hakan Körnöş dedi ki, ‘Ben ocağa vardığımda Ahmet oturmuş, ‘Ben ne yaptım’ diye bağırıyordu’. Eşimin elleri ve bacakları kırılmıştı. Bence kocamı döverek öldürmüşler. Böbreği de yokmuş. Katili şöyle dedi mahkemede; ‘200 liralık benzin aldık, çakmağı yaktım telefonumu bulmak için ama adamı yakmışım’.”
‘Maden sahibinin eşi ve avukatı evime gelip para teklif etti’
Sanıkları ilk defa mahkemede gördüğünü dile getiren Kamergül Maliki Nourtani, “Onları daha önce hiç görmemiştim. Ocak sahibi Hakan Körnöş’ün eşi ve avukatı evimize geldi, büyük para teklif ettiler. Kaç para olduğunu bilmiyorum, kapıdan içeri almadım. Onları gördüğümde kan beynime sıçradı. Onları görmek bile istemiyorum” dedi.
‘Türk adaletinden katillerin cezalandırılmasını istiyorum’
Mahkemeden eşinin ölümünden sorumlu olanların cezalandırılmasını talep eden Kamergül Maliki Nourtani, “Katillerle mahkeme salonunda göz göze geldiğimde elimden hiçbir şey gelmedi. Ben tek başıma yaşayan bir kadınım. Sadece çaresiz olduğumu hissettim. Türk adaletinden katillerin cezalandırılmasını istiyorum. Herkes cezasını bulsun. Normal bir insan, hayvana bile bunu yapmaz. İnsan insana bunu nasıl yapar? Nasıl içleri acımadı, nasıl üzülmediler? Beni dul, çocuklarımı yetim bıraktılar” şeklinde konuştu.
‘Gelecek hayalim kalmadı’
Kamergül Maliki Nourtani, “Kendinizi güvende hissediyor musunuz?” şeklindeki sorumuza ise şöyle yanıt verdi:
“Türkiye’de kendimi güvende hissetmiyorum. Çocuklarım sadece camiye gidip gelebiliyor. Gerekirse ben onları bırakıp yeniden alıyorum, aklım onlarda kalıyor. Bir gün kendi başlarına gittiler, aklım onlarda kaldı ve tansiyonum çıktı. Kendimi çok kötü hissetmiştim, çok korkmuştum. Göç İdaresi’ne kendimi güvende hissetmediğimi, korktuğumu söyledim. Onlar, olayı herkesin bildiğini, korkmama gerek olmadığını söylediler. Elimde hiçbir şey kalmadı. Eşim ile beraber her şeyimi aldılar. Geleceğe dair hiçbir düşüncem ve hayalim kalmadı.”