Sırbistan’ın başkenti Belgrad’ta, hükümetin, Lityum madencilik projesine yeniden izin vermesini protesto etmek için 2 Eylül Pazartesi günü bir kez daha gösteri yapıldı.
“Sırbistan Çevre Koruma Hareketi”, İngiltere-Avustralya merkezli küresel madencilik tekeli Rio Tinto’nun Loznica’da yürüttüğü lityum çıkarma projesine karşı eylem düzenledi. Belgrad’daki Sırbistan Radyo Televizyonu (RTS) önünde bir araya gelen kitle, “Rio Tinto Sırbistan’dan defol!”, “Kazamayacaksın!” yazılı dövizler taşıdı.
Binlerce kişinin katıldığı eylemde, 10 Ağustos’taki protestoların ardından gözaltına alınanlara destek çağrısı da yapıldı. Sırbistan Çevre Koruma Hareketi Kurucusu Bojan Simisic, burada yaptığı açıklamada, geçen hafta 60 kişinin gözaltına alındığını belirtti.
10 Ağustos’taki eylemde yollar, köprüler ve tren istasyonları kapatılmış, trafik akışı engellenmişti. Eyleme yaklaşık 40 bin kişinin katıldığı belirtilmiş, “kamu düzeni ve huzurunu ihlal ettikleri” gerekçesiyle üç kişi hapse atılmıştı.
Mali oligark BlackRock, Rio Tinto’nun hissedarlarından
Rio Tinto, İngiltere-Avustralya merkezli çokuluslu, dünyanın en büyük metal ve madencilik tekellerinden biri. Şirketin hissedarlarından olan BlackRock ise, ABD-New York merkezli dünyanın en büyük emperyalist-kapitalist tröstlerinden.
BlacRock, Rusya’ya karşı Ukrayna’yı hararetli biçimde desteklemesiyle gündeme gelmişti. Bu mali oligark aynı zamanda, İsrail siyonizminin de en büyük destekçilerinden.
Daha önce durdurulan proje için devreye Almanya girmişti
Ülkenin batısındaki Jadar Vadisi’ndeki büyük lityum yataklarının Rio Tinto tarafından işletilmesi, yapılan gösterilerin sonucu durdurulmuştu. 2022’de yapılan seçimler öncesinde, halkın tepkisini göze alamayan Cumhurbaşkanı Aleksander Vuçiç, geri adım atmak zorunda kalmıştı.
Vuçiç’in seçimi kazanmasından sonra, Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un 19 Temmuz’da yaptığı ziyaretten kısa bir süre önce, 11 Temmuz’da, Anayasa Mahkemesi 2022’de alınan durdurma kararını iptal ederek, lityum için kapanan kapıyı yeniden açtı. Scholz bu ziyarette yanına AB Komisyon Başkanı Maros Sefcovic, Mercedes-Benz tekelinin CEO’su Ola Källenius ve İtalyan Fiat Chrysler, Fransız PSA ve Hollanda tekeli FCA’nın birleşmesiyle kurulan Stellantis tekelinin CEO’su Carlos Tavares’i de almıştı.
Böylece, Avrupa’nın en büyük lityum yataklarının bulunduğu Jadar Vadisi’nde çalışmaların başlatılması kararlaştırıldı. Alman ve Avrupa otomobil tekellerinin, elektrikli arabalarda kullanılacak batarya için acil şekilde daha ucuza mal olacak lityuma ihtiyacı var. Bu da Scholz’un doğrudan devreye girmesini açıklıyor.
Emperyalist rekabete konu olan “beyaz altın”
Lityum, bataryaların temel bileşenidir ve özellikle ulaşımın elektriklendirilmesi sürecinde giderek daha önemli hale gelmektedir. Bu nedenle hafif metal artık “beyaz altın” olarak da anılıyor.
Nikel ve kobalt ile birlikte lityum, elektriğin depolanmasını ve taşınmasını sağlar ve elektrikli bataryaların üretimi için vazgeçilmezdir. Bu teknoloji yeni değil, ancak fosil yakıtlardan uzaklaşıldıkça giderek daha önemli hale geliyor. Avrupa şimdiye kadar ne üretici ne de işleyici olarak hiçbir rol oynamadı.
Çin, Avrupa’nın en önemli tedarikçisi
Avustralya dünyanın en önemli birincil lityum üreticisidir ve onu Şili ve Çin takip etmektedir. Ayrıca Arjantin, Brezilya, Bolivya, ABD’de de önemli üretim sahaları bulunmaktadır.
Yaklaşık 500 bin ton ile dünyanın en büyük lityum yataklarından bir diğeri ise Ukrayna’nın doğusundaki -2022’den beri Rusya’nın kontrolünde olan- Donetsk Oblastı’nda bulunmaktadır!
2021 yılında Avustralyalı European Lithium şirketi, Donetsk Oblastı’ndaki iki büyük lityum yatağının işletim haklarını almıştı. Aynı yıl AB, Ukrayna ile stratejik bir hammadde ortaklığına girdi. Ukrayna Jeoloji Araştırmalarına göre Ukrayna’nın lityum rezervleri 6.7 milyar Euro değerinde. Bu yatakların işletilmesine yönelik stratejik ortaklık, Rusya’nın araya girmesiyle boşa düşmüş oldu.
Çin hafif metallerin işlenmesinde tek başına lider konumunda Avrupa’nın açık ara en önemli tedarikçisidir.
Almanya’nın telaşı
Almanya, elektrikli araç üretimi rekabetinde ABD ve Çin’in gerisinde kaldı. Ülke ekonomisinin “resesyon”da oluşu, can damarı otomotiv sektörünü etkiliyor, otomotivdeki sıkıntılar da genel “resesyon”u derinleştiriyor.
Bu nedenle rakipleri harekete geçmeden, Sırbistan lityumu üzerinde elde edilecek tavizler, önem kazanıyor. Mercedes-Benz ve Stellantis, Rio Tinto ile anlaşmaya varmak üzere görüşmelere başladı. Hatta, Stellantis henüz lityum çıkarılmadan Sırbistan’da bir fabrika kurdu. 2028’den itibaren yılda çıkarılması öngörülen 58 bin ton lityumun 1.1 milyon elektrikli aracın üretimine yol açacağını bizzat Vuçiç açıkladı. Bu, Avrupa’da üretilen elektrikli araçların yüzde 17’sine denk geliyor.
Emperyalist rekabet sertleşecek
2024’ün Mayıs ayında da Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Belgrad’a gitmiş ve lityum pazarlıkları yapmıştı. Keza, Vuçiç, Rusya ile de iyi ilişkiler sürdürmenin peşinde. Beri taraftan, basına verdiği bir demeçte Vuçiç “Çinlilerin de lityum yatağına erişim konusunda ilgilerini çok açık bir şekilde ifade ettiklerini, ancak biz bu konuyu Avrupalılarla görüştüğümüzü kendilerine bildirdik.” demişti.
Bu noktada, Almanya ve AB’nin lityum hamlesinin, aynı zamanda Rusya ve Çin ile girdiği emperyalist rekabetin parçası olduğunu söylemek yanlış olmaz.
AB, Rusya ve Çin arasındaki rekabetin sürdüğü sahalardan biri olan Sırbistan’da, protestoların durulmadığı şu günlerde, her emperyalist gücün kendi çıkarına bağlı “iç” dinamikleri harekete geçirmek için önlerine çıkan/çıkacak fırsatları değerlendirmek isteyeceklerini öngörebiliriz.