Devrimci Proletarya’nın 7. Sayısı Çıktı



DP bu sayısıyla ikinci yayın yılına girdi


İki aylık teorik-siyasal dergi Devrimci Proletarya’nın (DP) Eylül-Ekim 2024 sayısı (7. Sayı) çıktı. DP bu sayısıyla ikinci yayın yılına girdi. 

Sayının manşetinde yazarlarımızdan Mürüvet Küçük’ün kaleme aldığı Yeni Stratejiye Uygun Bir Toplum Gerek başlığını taşıyan yazısı yer alıyor. Küçük yazısında Türk-İslam sentezi temelinde resmi propagandanın vites büyütmesinin, ”Her şey tıkanmış ‘eski rejimin’ yerine kurulan ‘yeni’ rejim ve devlet biçimine beden ve ruh kazandırmak, kitlelerde ona uygun bir motivasyon, aidiyet ve bütünlük duygusu yaratma” amacıyla ilişkisini irdeliyor. Bu yönelimin Türk tekelci burjuvazisinin tarihsel emelleri yanında yaşanan kriz ve günümüz dünya koşullarıyla bağlantısına dikkat çekiyor. 

Sendikal Bir Stratejinin Ana Esaslarına Dair dizisinin bu sayıda yer alan üçüncü bölümünde proleter sosyalist karakterde militan bir sınıf sendikacılığının örgütlenme ve eylem biçimlerine yaklaşımının ilkesel esasları üzerinde duruluyor.

D. Emrah Zıraman, Tevekkülün Sermayesi başlığını taşıyan incelemesinde herbiri azmanlaşmış birer holding sahibi haline gelen tarikatların sermaye ve devletle ilişkilerine mercek tutuyor. 

Emperyalist Kapitalizmi Yaşatmanın Yolu: Savaş başlığını taşıyan makalesine Lenin’in “Kapitalizm koşullarında dönemsel olarak bozulan dengenin yeniden kurulmasında sanayide bunalımdan ve siyasette de savaştan başka bir araç yoktur” tezini hatırlatarak giriş yapan Çiğdem Devran, yazısının devamında yeni bir emperyalist paylaşım savaşı tehlikesinin yanında her ülkede burjuvaziyle işçi sınıfı ve emekçi kitleler arasında savaşımın keskinleşmesine dikkat çekiyor; bu bağlamda, Lenin’in öncülüğünde bir avuç enternasyonalistin 1914 arifesinde sergiledikleri devrimci cüreti bugün yeniden kuşanmanın zorunluluğu ve önemini vurguluyor.

H. Selim Açan, Leyleğin Ömrü Laklakla Geçer başlığını taşıyan makalesinde faşizme karşı mücadelede pratiğin önemi ve aciliyetine dikkat çekiyor. Togliatti’nin İtalyan faşizminin ilerleme sürecinde komünistlerin sergilediği aymazlık ve gecikmelerden çıkardığı dersleri hatırlatarak hâlâ tanımlarla, çözümleme ve yorumlarla sınırlı tutumları eleştiriyor.

Selçuk Ulu, Teknolojik Determinizm ve Marksizmin Diyalektik Yapısı Üzerine’de teknoloji ve üretici güçlerdeki gelişmeyi tek başına ‘kendinde şey’ olarak ele alan determinist yaklaşımların eleştirisi ekseninde yapısalcılığı ele alıyor, “Epistemolojik kopuş” iddiasıyla onun Marksizmi nasıl tahrif edip devrimci özünden koptuğunu sergiliyor.

Çiçek Özgen, Bir Küresel Politika Olarak Özelleştirme başlığını taşıyan incelemesinde bütün toplumsal ihtiyaçların metalaştırıldığı neoliberal dönemin temel uygulamalarından biri olan özelleştirme politikasının eğitimde yarattığı tabloya odaklanıyor.

Oya Açan, örgütü bir makineye (aygıta) kadroları da onun dişlilerine benzeten beylik yaklaşımı eleştirdiği Örgüt-Kadrolar İlişkisi’nde devrimci örgütü, “Bir makinadan farklı olarak örgüt, düşünceleri ve duyguları olan, coşkulanan hüzünlenen, sevinen üzülen kanlı canlı insanların bir araya geldiği çok özel bir organizma” olarak tanımlıyor; öte yandan örgütsüz bir devrimciliğin neden olamayacağı üzerinde durarak “Kadrolar dışında, onlardan kopuk, onlarsız bir örgüt olamaz. Öte yandan kendini devrimci bir bütünün parçası olarak görmeyen, yetenek ve enerjisini o ortak havuza akıtmayan, örgütü ve kadroları birbirlerinden ayrıksı gören bir örgüt anlayışı”nın da olamayacağının altını çiziyor.

Yeni çıkan 7. sayımızı İstanbul-Kadıköy’de Espas Kitap-Kafe ile Mephisto Kitapevi’nin Kadıköy ve Beyoğlu şubelerinde, İzmir’de ise Yakın kitapevlerinde bulabilirsiniz. 

Devrimci Proletarya’nın bugüne kadar yayınlanmış 6 sayısının yazıları ve pdf’lerine www.devrimciproletarya.org sitesinden ulaşabilirsiniz. 

7. sayının yazıları ve pdf’i ise 20 Eylül’den itibaren yüklenecek.

Ayrıca Kontrol Et

Fernas Patronunun Burnu Uzamış Olmalı!

Fernas’ın sahibi Ferhat Nasıroğlu Bağımsız Maden-İş’e üye işçilerin direnişine karşı yalan ve demagojilerle dolu açıklamalar yapmaya devam ediyor. Ona göre işçiler sendikaya üye oldukları için değil, disiplinsizlikleri nedeniyle çıkarılmış! Ona göre direniş “marjinal grupların” kışkırtmasıymış! Oysa yerli ve milli bir iş yapıyormuş!