Temmuz 2011’den 12 Ekim 2020 tarihine kadar on yıl boyunca 72 yaşındaki 50 yıllık eşi Gisèle Pelicot’yu ilaçlarla uyutup sayısızca kez tecavüz etti. Bununla da kalmadı, internet üzerinden arayıp bulduğu onlarca erkek tarafından defalarca kez tecavüz ettirdi. Tam 83 tecavüzcüydüler!
Suçlarını inkar etseler de içlerinden 50’si çekilen filmler aracılığıyla tespit edildi. 23 ila 70 yaş arası bu erkekler, eşi tarafından uyutulan Gisèle Pelicot’u kendi evinde, odasında ve yatağında uyur vaziyetteyken tecavüz ettiler.
Pelicot ailesinde bunlar yaşanırken daha doğrusu yaşatılırken, her şey gayet “normal” seyrinde devam ediyordu. Adam iyi bir eş, iyi bir baba, iyi bir komşu, iyi bir arkadaş… herşey çok iyiymiş gibi akıyordu ve bu daha da devam edecekti. Ta ki bir alışveriş merkezinde üç kadını eteklerinin altından telefonuyla filme alırken yakalanmasına kadar. O gün alışveriş mağazasında kameralardan sorumlu kişi, “normal” adamın normal olmayan davranışlarını kameradan fark edip olaya müdahale etti. Adamın telefonuna el koydu. Kadınları kendilerine yapılanlar hakkında bilgilendirdi. Adamın suç işlediğini, polise gidip adam hakkında davacı olmalarını sağladı.
“Normal” adam sapık çıktı
Polisin el koyduğu telefondan içinde eşi ve kızına da ait sayısızca uygunsuz video ve fotolar tespit edildi. Evine gidildi kişisel eşyaları arandı, bilgisayarına el kondu. telefon ve bilgisayarından seks içerikli 20 bin video ve fotoğraf tespit edildi.
Bu video ve fotolar üzerinden anketler yapıldı. Tam 4 yıl süren bu anketlerin sonucunda Gisèle Pelicot, Nihayet 2 Eylül tarihinde eski eşi Dominique Pelicot’yu tecavüz suçundan dava etti. Ancak tecavüzcü “sağlık durumunu gerekçe gösterip mahkemeye gelmedi. Dava 16 Eylül’e ertelendi.
Suçlu nihayet davanın başladığı bir gün sonra mahkemeye teşrif edebildi. Eşine ve kızına ait kendi çektiği film ve fotolarla suçu sabitlenen Dominique Pelicot, “Şu an salonda bulunan 50 kişiyle beraber uyuyan eşime bilerek ve isteyerek tecavüz ettik”lerini itiraf etti. Suçlu, Gisèle’den çocuklarından ve torunlarından özür dileyerek pişman olduğunu bunca çürümüşlüğüne rağmen “iyi adam” rolünü oynamaya devam etti.
Toplumsal çürüme
Bu olay ve benzerleri her geçen gün çoğalırken, çürümenin geldiği boyut korkutuyor. Çürümüşlük normalleşiyor. Adam günlük yaşamını normal bir biçimde devam ettirirken sevdiğini söylediği eşine bunları yapabiliyor. Ya da Çocuğunun çıplak fotolarını ınternette paylaşabiliyor… ve bu adam tek değil, 83 “normal” insan. Hemşire şoför, belediyede görevli memur vb. çeşitli mesleklerden normal denilen insanlar. İstisnasız hepsi bu adamın yaptığını normal bir şeymiş gibi kabul edip uyuyan kadına tecavüz edip çekip gidiyorlar. Hepsi günlük iş ve görevlerine normal insanlar gibi devam ettiriyorlar. (Çocuğunu okuldan alıyor, arkadaşlarını eve davet ediyor. İşe gidip geliyor. Ailesiyle tatile gidiyor vs. vs.)
Cesaret bulaşıcıdır
Bu arada olayın açığa çıkması ve Gisèle’in tecavüz davası açması, Fransa genelinde kadınların kitlesel desteğini aldı. 14 Eylül’de Fransa’nın birçok şehrinde “Hepimiz Gisèle’iz!” eylemleri yapıldı. Kitlesel olarak yapılan bu eylemlerde, Gisèle’e “Yalnız değilsin”, “Artık mağdur değil suçlu utanacak”, “Patriyarkal sistem değişecek” mesajı verildi. Açık alan mitinglerinde oluşturulan kürsülerden, onlarca, yüzlerce tecavüz ifşası yapıldı. Titreyen, ağlamaklı, çekinceli ama dik duran, suçlunun utancını taşımayı reddeden öfke isyan yolunu alıyor, bu böyle gitmez diyenlerin sesleri birbiriyle buluşup birbirine güç oluyor.