Avusturya’da genel seçimlerin ardından tahmini sonuçlar açıklandı. Sonuçlara göre, faşist parti FPÖ başbakanlığı almaya doğru giden yüzde 29,2 oyla birinci sırada.
Oy oranında ikinci sırada ise yüzde 26,3 ile muhafazakâr-liberal ÖVP bulunuyor. Ardından sosyal demokratlar (SPÖ) yüzde 20,6, neoliberaller (NEOS) yüzde 9,1, Yeşiller (GRÜNE) yüzde 8,7, Komünist Parti (KPÖ) ve LINKS adlı kitle partisinin yer aldığı sol koalisyon yüzde 2,3.
Yeşiller Partisi, 2019 seçimleriyle ÖVP ile koalisyon ortaklığı yaparak büyük kesimleri hayal kırıklığına uğratırken, SPÖ (Avusturya Sosyal Demokrat Parti) de programıyla ırkçılığın yükselmesine, göç ve mültecilik konularında Avrupa burjuvazisinin destekler politikalarından dolayı diğer Avrupa ülkelerindeki sosyal demokratların durumundan farklı bir pozisyonda olamadı. Faşist partinin gerisinden geldi.
Seçimlerden büyük beklentisi olan Avusturya Komünist Partisi (KPÖ), geçmiş başarılarına hangi nedenlerle ulaşabildiyse, bu seçimlerde de aynı nedenlerle en arkalardan geldi. 2021 seçimlerinde Avusturya’nın ikinci büyük kenti Graz‘da belediye seçimlerini 18 yıl sonra alan ve oylarını yüzde dokuz artıran Avusturya Komünist Partisi (KPÖ) yaptığı bu seçimlerde oylarının en arka sıralarda kalmasını engelleyenedi.
Geçmiş seçimlerde kitlelerin yakıcı taleplerini onlarla birlikte ele alarak yükselen ve Graz’da belediye seçimlerini alan KPÖ, taban örgütlenmesinin önemi, alt sınıfların özneleşmesi gibi politikalarla halka güven verebilmişti. Bunlardan uzaklaşarak konut sorunu gibi sınırlı taleplere hapsolan, Avrupa’da göçmenler ve onların en ciddi kaygısı faşist partilerin yükselişine ve faşizm kelimesinin kendisine dahi yer vermeyen KPÖ’ye kendi tabanı tarafından da sert eleştiriler geldi.
KPÖ geçmiş seçimlerdeki başarısını açıklarken; “Halkın katılımı çok önemli. KPÖ Graz’da bir sürü başarıyı böyle elde edebildi. Halka sorarak, imza toplayarak, egemenlere baskı uygulayarak; ama halkın desteği ile başarabildi. Bunu daha da güçlendirmemiz gerek. Geniş katılımcı bir şey yaratmamız gerekiyor. Halkı özneleştiren, siyasetin öznesi haline getirecek bir politika yürütürsek başarılı olabiliriz. Her gün halkın gündelik hayatında etkin olduğumuz için biz bu oyu alabildik“ diyordu.
Bu genel seçimlerde ise kırıntı ekonomik vaatlerle emekçi kitleler ve onların ciddi bir bölüğünü oluşturan göçmen emekçilerin yaşamına dokunmadan politika yapılamayacağını ve başarı şansının olmadığını gösterdi.