Sorun Gerçekten de Bir Sistem Sorunu!



Bu trajik ölümler, Zengin’in başka bir maksatla söylediği ama istemeden de olsa sorunun bam teline bastığı “başka bir sistem, başka toplumsal ilişkiler kurulmalı” çağrısına dönüşüyor.


İzmir Selçuk’ta yangın çıkan derme çatma “evde” yaşları 1 ila 5 arasında olan beş çocuk can verdi. Burjuva medya olayı “sorumsuz” anneye yıkmaya, bakanlık ne kadar para verdiğini sayıp dökmeye soyundu. Başlatılan soruşturma kapsamında hurda toplayarak çocuklarına bakan anne gözaltına alındı.

Ortaya çıkan gerçekler başka nasıl perdelenebilirdi ki!

Bu da yetmedi, AKP’li Özlem Zengin Meclis’te yaptığı konuşmayla “annenin de hayat tarzı”, “ailenin içinde başka problemler de var” imalarıyla sorumluluğu doğrudan anneye yıktı. Herkese “mesele para mı” diye höykürürken devletin aileye ne kadar para akıttığından dem vurdu. Sonra sorunu getirip “ortak yeni bir sistem üzerinde konuşalım”a bağladı.

Zengin’in konuşmasındaki tek “doğru”  meselenin aslında bir sistem sorunu olduğuna dair bilinçsiz, gayri ihtiyari “tespit” oldu.

Evet, sorun gerçekten de bir sistem sorunudur!

Hayatın dışına itilmiş, iş bulma umudu, çalışma olanakları ellerinden alınmış, iş bulamadığında bir hak olarak sosyal güvenceden mahrum bırakılmış, sistem dışına itildikçe insana dair pek çok şeyi yaşamaktan uzaklaşmış milyonların meselesidir.

Sorun, bu düzenin her daim atıllaştırıp kötürümleştirdiği bir artık nüfus yaratma sorunudur.

Sorun, eşitsizlik, sömürü, baskı mekanizmaları üzerinden ayakta duran kapitalizmin kendisidir.

“Her şeyi para, para olarak gören”, savaşlara oluk oluk para akıtırken emekliye üç kuruş zam yapmayı “yandık, bittik” tekerlemesine konu eden, “itibardan tasarruf olmaz” mottosuna uygun olarak dakikada milyarlar savuran böylesi bir sistemin kaldırılması sorunudur.

Emekçinin kendisini sadece güdüsel ihtiyaçlarını karşıladığında insan hissettiği, onun dışındaki zamanlarda varlığına, insan olmaya yabancılaştığı bu sistem artık ERROR veriyor ve bu gerçek insanlık, dahası dünyanın kendisi için alarm düzeyine ulaşmış durumda.

Hayatın içine kapkaranlık bir zift gibi akıp duran bu gerçek her defasında Zengin gibilerce perdelenmeye çalışılıyor. Devasa medya aygıtı, resmi-sivil devletliler ordusu eliyle orasından burasından kapatılma yarışının konusu oluyor.

İnsana, doğaya, kadına, hayvana, kendisi için “makbul” olmayan her şeye düşman olan bu sistemin ayıpları, her taraftan faş olduğu için bu çabalar nafile kalıyor.

Bu trajik ölümler, Zengin’in başka bir maksatla söylediği ama istemeden de olsa sorunun bam teline bastığı “başka bir sistem, başka toplumsal ilişkiler kurulmalı” çağrısına dönüşüyor.

Her geçen gün bu gerçek daha da sadeleşiyor, her yaşadığımız trajedi bunun için mücadeleyi büyütmeye çağırıyor.

Ayrıca Kontrol Et

Özgür Ülke’yi de Susturamadılar Özgür Basını da!

Özgür Ülke Gazetesi’nin bombalanmasının 30. yılında İstanbul Kadırga’da bir basın açıklaması yapıldı. Dönemin başbakanı Tansu Çiller’in “bertaraf edin” direktifiyle TNT kalıpları kullanılarak bombalanan Özgür Gündem saldırısı sırasında dağıtımcı Ersin Yıldız hayatını kaybetmiş, yirmi bir çalışan da yaralanmıştı.