DİSK Basın-İş: Etki Ajanlığı Yasası Kabul Edilirse İktidarı Her Eleştiren ‘Ajan’ Sayılabilecek



AKP, “etki ajanlığı” düzenlemesi olarak anılan kanun değişikliği teklifini geri çektiğini açıkladı


DİSK Basın-İş’in “etki ajanlığı” olarak bilinen düzenlemeyle ilgili milletvekillerine bir bilgilendirme mektubu göndermesinden hemen sonra AKP, “etki ajanlığı” düzenlemesi olarak anılan kanun değişikliği teklifini geri çektiğini açıkladı.

DİSK Basın-İş, iktidarın yapmak istediği düzenlemeyle ifade özgürlüğünün daha rahat şekilde ihlal edilebileceğini belirttiği bir mektup gönderdi. Mektupta olası tehlikelere dair örnekler verilerek bu tehlikelere dikkat çekildi, düzenlemenin taslaktan çıkarılması istendi.

Bu saldırgan düzenleme ortadan kaldırılmadı, sadece geri çekildi. O yüzden Basın-İş’in mektubunu, taşıdığı önem ve güncelliği nedeniyle yayınlıyoruz.

DİSK Basın-İş’in milletvekillerine gönderdiği mektubun tamamı şöyle:

Sayın Milletvekili,

18 Ekim Cuma günü TBMM Başkanlığı’na AKP Meclis Grubu tarafından “Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” başlıklı bir torba kanun teklifi sunuldu.

Teklif 23 Ekim 2024 tarihinde TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildi ve şimdi TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek. Ancak bu kanun teklifinin 16. Maddesi yeni bir yasa maddesi ihdas ediyor.

Bir ceza normu ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın ilk 3 maddesinde yer alan “demokratik bir hukuk devleti” olmaktan çıkarılmaya çalışılıyor.

Bu düzenleme başta temel ilke olan “suçta ve cezada kanunilik” ilkesine aykırı ve hukuki güvenlik amacına hizmet etmek şöyle dursun, bu ilkeyi açıkça tehdit eder niteliktedir.

Söz konusu düzenlemenin basın özgürlüğü, haber verme ve haber alma hakkı ile ifade özgürlüğü gibi toplum için vazgeçilmez olan ve demokrasinin de temelini oluşturan anayasal hakları tehdit ettiği açıktır.

Bireyler ve basın mensupları, bu belirsiz kanun hükmü karşısında suçlanmaktan korkarak kamunun bilmesi gerekenleri araştırmaktan ve yazmaktan kaçınacaklardır. Bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarında pek çok kez ifade edilen caydırıcı etkinin ta kendisidir.

Bu düzenleme ayrıca altında Türkiye’nin imzası bulunan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. ve 10. maddelerini de ihlal eder niteliktedir.

Sonuç olarak, “stratejik çıkarlar” ifadesinin arkasına saklanılmaya çalışılan bir demokrasi saldırısı ve Anayasa’nın başlangıç hükümlerinin yasal bir düzenleme ile askıya alınması çabası ile karşı karşıyayız.

16.⁠ ⁠madde kabul edildiğinde ne olacak?

  • Siyasi iradeye herhangi bir eleştiri yapan yurttaşlar “ajan” olacak.
  • “TÜİK’in enflasyon rakamları doğru değildir” diyen sendikacılar suçlu sayılacak.
  • “Kazdağları madencilik uğruna talan ediliyor” diyen çevre gönüllüleri “ajan” olmakla suçlanacak.
  • “Türkiye’de gıda ürünleri Almanya’ya göre çok daha pahalı” haberi yapan gazeteciler etki ajanı olacak.
  • “Türkiye’nin milli geliri halka değil silaha harcanıyor” diyen barış gönüllüleri ajanlık suçlamasıyla yargılanacak.
  • Doğası gereği eleştirel olması gereken akademik makaleler “siyasal yararlara” aykırı görülüp soruşturma konusu yapılabilecek.
  • Toplantı ve gösteri hakkı, basın özgürlüğü, akademik özgürlük, kısaca ifade özgürlüğü ile bağlantılı tüm haklar kısıtlanıp gazeteciler, hak savunucuları, akademisyenler hatta vatandaşlar “etki ajanı” olarak etiketlenebilecek, suçlanabilecek ve yargılanabilecek.

Noterlik Kanunu içinde Meclis’e sunulan ve TBMM Genel Kurulu’nda oylanacak olan 16. madde ile düzenlenen “etki ajanlığı” suçu, ifade özgürlüğüne yeni bir saldırı niteliğindedir.Demokratik bir hukuk devletinde geçerli olan temel anayasal güvencelere aykırı düşen, ceza hukukunun ilkeleriyle çelişen, ülkemizin bağlı olduğu uluslararası insan hakları hukuku kapsamında saygınlığını olumsuz etkileyecek, ağır eleştiri ve yaptırımlara maruz bırakabilecek bu düzenlemenin taslaktan bir an önce çıkartılmasını talep ediyoruz.

Ayrıca Kontrol Et

Özgür Ülke’yi de Susturamadılar Özgür Basını da!

Özgür Ülke Gazetesi’nin bombalanmasının 30. yılında İstanbul Kadırga’da bir basın açıklaması yapıldı. Dönemin başbakanı Tansu Çiller’in “bertaraf edin” direktifiyle TNT kalıpları kullanılarak bombalanan Özgür Gündem saldırısı sırasında dağıtımcı Ersin Yıldız hayatını kaybetmiş, yirmi bir çalışan da yaralanmıştı.